Türkiye’de çözüm süreci bir yılını doldurdu. Peki bu süreçte neler oldu, neler yapılamadı ve bundan sonra neler olabilir? Ruşen Çakır, Mümtaz’er Türköne ile çözüm sürecinin kritik noktalarını, Selahattin Demirtaş’ın rolünü, Öcalan’ın etkisini ve Devlet Bahçeli ile Erdoğan arasındaki dinamikleri değerlendirdi.
Ruşen Çakır ile Türkiye’de çözüm sürecinin üzerinden 1 yıl geçmesine dair konuşan Mümtaz’er Türköne, “Bu süreç belli bir rutinle ilerleyecek bir şey değil. Sıçramaları, durup beklemeleri var. Fakat başlangıç itibariyle iyi bir noktadayız. Somut neticeleri itibariyle değil belki ama önümüzü açan, daha ileri adımların atılmasını mümkün kılan bir yolda ilerliyoruz. Ben hâlâ çok iyimser bakıyorum bu sürece” dedi.
“Kürtler inanılmaz şekilde sürece hâkim”
Sürecin Kürt toplumu tarafından benimsendiğini vurgulayan Türköne şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kürt tarafı tamam. Kürtler inanılmaz bir şekilde ayrıntılara hâkim. Barış istedikleri için Öcalan’a yönelmiş durumdalar. Öcalan bu kadar önemli hâle geldiyse, barışı gerçekleştirecek en güçlü aktör olduğu içindir.”
Türköne, sürecin Türk tarafında ise bir tıkanma yaşandığını belirterek, “Türk tarafını büyük ölçüde Devlet Bahçeli temsil ediyor ve bunu devlet adına yapıyor. Süreç Kürtlerle Türkler arasında değil, Kürtlerle devlet arasında yürüyor” dedi.
Ruşen Çakır’ın “Bahçeli niye bu kadar atılgan, Erdoğan neden tutuk?” sorusuna Türköne şu sözlerle yanıtladı:
“Bu süreç AK Parti iktidarının sonunu getirir. Demokrasi lazım, hukuk lazım. CHP’ye bu muamelenin yapıldığı bir ülkede çözüm süreci yürümez. Demokrasi olmadan, hukuk olmadan sadece Kürtlere hukuk olmaz. Selahattin Demirtaş’ın içeride kalması sürecin sabote edilmesidir.”
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Erdoğan’ın süreci zamana oynayarak yönettiğini söyleyen Türköne, “Erdoğan mecbur olduğu için engellemiyor ama öncülük de etmiyor. Çünkü Demirtaş’ın çıkması, Kavala, Atalay gibi isimlerin tutukluluğu da sürdürülemez hâle getirir” diye konuştu.
“Türkiye’ye demokrasiyi Kürtler getiriyor”
Türköne sürecin geleceğini ise şöyle özetledi:
“Selahattin Demirtaş’ın dışarıda olmadığı bir Türkiye’de çözüm süreci yürümeyecek. Bu süreç geliştikçe, yayıldıkça herkes rahatlayacak. Türkiye’ye demokrasiyi Kürtler getiriyor. Çünkü bu toplumda değişim talebi en güçlü olan kesim Kürtler. Onlar artık sadece kimlik talep etmiyor, bu ülkenin demokratikleşmesi için mücadele ediyorlar. Devletin de toplumun da değişimle yüzleşmesi, onların direnciyle mümkün oluyor. Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkı tartışması, aslında Türkiye’nin demokrasi tartışmasının da önünü açıyor. Bugün Kürtler bu ülkenin en politik, en bilinçli yurttaşları hâline geldiler. Türkiye demokrasisini, eşit yurttaşlık fikrini onlardan öğrenecek.”