Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Otoriter yönetimlerde komedyen olmanın bedeli büyük

Venezüelalı komedyen Nacho Redondo, Kasım 2017’de bir üniversitedeki gösterisinde paralimpik olimpiyatlarıyla ile ilgili bir şaka yaptı. İzleyicilerin bir kısmı bundan hiç hoşlanmadı ve tartışma internete döküldü.

Bu, her yerde yaşanan türden oldukça sıradan bir hikaye. Redondo’nun başına gelenleri farklı kılan, bu tartışma sürecinin sonunda ülkeden ayrılmak zorunda kalması. Venezüela’da, Redondo’nun kara mizahı ve iğneleyici esprileri internet üzerinde başlatılan tartışmalar ya da boykottan daha fazlasıyla karşılaştı. Televizyonda, politikacılar Redondo’yu şiddetli bir biçimde eleştirince ölüm tehditleri almaya başladı. Redondo’nun şakası, 100 metre koşusuna katılan tek bacağı olmayan bir adam, uzuvları olmayan diğer bir adam ve bir komünist arasında hangisinin galip geleceğiyle ilgiliydi. Radyo programlarında ve online platformlarda hükümeyi eleştirdiği için zaten hedef haline getirilmiş biriydi. Redondo, görünürde engellilerle dalga geçtiği için eleştirilmişti ama ona göre meselenin engellilerle ilgisi yoktu.

Venezüela’ın iki numarası, Redondo’yu hedef gösterdi

Bu olayın ardından Redondo doğrudan Maduro’yu eleştiren bir skeç yayınladı. Olaylar, bundan sonra iyice kızıştı. Dava edildi ve Venezüela’nın en güçlü ikinci kişisi olarak görülen siyasetçi Diosdado Cabello, canlı yayında Redondo hakkında oldukça saldırgan sözler sarf etti. Redondo’ya göre bu tek bir anlama geliyordu: “Gidin ve onu bulun!” Bu olayın ardından ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Hükümetin onu hedef göstermesi yüzünden çok korktuğunu ve paranoyaklaştığını söyleyen Redondo, aslında Venezüela’dan ayrılmayı hiç istemediğini ama gitmeseydi büyük ihtimalle hapse gireceğini söyledi.

Redondo’ya göre, Venezüela’da komedi yapmak artık başkaldırmak anlamına geliyor.

Otokratların ilk hedefi hep komedyenler oluyor

Amerikalı komedyenler, sık sık politik doğruculuktan ve sosyal medyadaki linç kütüründen şikayet ediyor. Özellikle Trump yönetimi onları oldukça zorluyor. Ama otoriter rejimlerin tüm dünyada yükselişe geçtiği bir dönemde, ifade özgürlüğü deneyimi olmayan ülkelerde, komedyenler için tehlike daha büyük. Komediye daha doğrusu ifade özgürlüğüne karşı karşı sert yasaları olan rejimler, artık eskisi kadar uzağımızda değil. Hasan Minhaj Suudi rejimini bir şovunda eleştirdiğinde, Suudi yönetimi Netflix’e, programı kendi ülkelerinde kaldırması için talepte bulundu. Netflix bu talebi, Suudi Arabistan yasalarına uymak adına kabul ettiğini açıkladı ve programı kaldırdı. 

Ekonomik ve politik karışıklık içinde olan Venezüela’nın Devlet Başkanı Nicolas Maduro, uzun zamandır komedyenleri agresif bir şekilde hedef alıyor. New York Times’a konuşan Andes Üniversitesi İnsan Hakları Kürsüsü Başkanı Mayda Hocevar, birçok komedyenin ülkeyi terk etmek zorunda bırakıldığını söyledi. Hocevar bu durumu, “hicvin kriminalize edilmesi” olarak gördüğünü belirtti.

Luis Chataing’in ülkeden ayrılması, bu konuda en ses getiren olay oldu. Chataing, Venezüela’nın en popüler komedyenlerinden biriydi. Konukların ağırlandığı, güncel olaylarla ilgili çeşitli skeçlerin yayınlandığı “Daily Show” konseptinde bir programın sunucusuydu.

2014’te hükümetle dalga geçtikten bir gün sonra programı yayından kaldırıldı. Chataing’in sahibi olduğu diğer şirketlere de baskı artınca, ünlü komedyen çareyi ülkeden ayrılmakta buldu. Maduro bu olayda parmağının olmadığını iddia ettiyse de hükümetin kontrolündeki medya komedyeni hedef göstermeye başladı. Chataing şimdi Miami’de yaşıyor ve internet üzerinden yayınlar yapmaya devam ediyor.

Venezüelalı komedyenler, tüm baskılara rağmen barlarda gösteri yapmayı sürdürüyor. Bu gösterilere en iyi örnek, başkent Caracas’ta haftada bir yapılan “No Nos Vamos a Rendir” yani “Pes Etmeyeceğiz.” Gösterinin en çok sevilen komedyeni Gabo Ruiz, New York Times’a yaptığı açıklamada şöyle dedi: “İnsanlar bu yaptığımıza direniş diyor ama değil. Ben sadece şaka yapıyorum. Çünkü herkes acı çekiyor ve gülmeye ihtiyacımız var.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.