Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Işın Eliçin’le Dünyanın Gidişi (59): Kovid-19’la küresel savaş – İlaç tedavisi çalışmaları

Bu yayında hastanelerde tedavi gören Kovid-19 hastalarında denenen ilaçlarla (Favipiravir, Lopinavir-Ritonavir, Hidroksiklorokinin) ilgili yeni yayımlanmış çalışmalara yer verdim.

Merhaba. Bugün 24 Mart 2020. Kovid-19 vakalarının sayısı dünya genelinde de Türkiye’de de artmayı sürdürüyor. Dünya genelinde Kovid-19 tanısı konmuş vaka sayısı sabah saatlerinde 16 binden fazlası ölümlü olmak üzere 380 bini aşmıştı. Türkiye’de ise tanı konmuş hasta sayısı, dün gece açıklanan yeni rakamlarla 1529’a, ölenlerin sayısı ise 37’ye yükseldi.

Nitekim Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Sekreteri Tedros Adhanom Ghebreyesus, dünkü basın toplantısında pandeminin ivme kazandığını söyledi: “Kayıtlara geçen ilk vakadan 100 bininci vakaya kadar 67 gün geçmişti. Vaka sayısı 100 binden 200 bine ise 11 gün içinde yükseldi, ardından dört gün sonra da 300 bine ulaştı.”

Ghebreyesus, pandemiyle mücadele eden yetkililere önemli bir uyarıda da bulundu. Dedi ki, “İnsanlardan evlerinde kalmalarını, dışarı çıkmamalarını istemek ve diğer sosyal mesafe önlemlerini hayata geçirmek virüsün yayılma hızını yavaşlatmak, zaman kazanmak için çok önemli ama bunlar yeterli değil. Bunlar virüsün saldırısına karşı savunma amaçlı önlemler. Bu vürüse karşı savaşı kazanmak için, karşı saldırıya, taarruza da geçmek lazım.”

DSÖ Genel Sekreteri, “Bunun için her bir şüpheli vakaya test yapmak, her bir kesinleşmiş vakayı tecrit ve tedavi etmek ve her bir Kovid-19 + kişinin yakın çevresi ile virüsü bulaştırmış olma ihtimali bulunan hemen herkesi bulup onların hepsini karantinaya almak gerekiyor” dedi.

Türkiye koronavirüse karşı henüz taarruz başlatmışa benzemiyor ama Ghebreyesus’unkinden kısa süre sonra basın toplantısı düzenleyen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, iyimser bir tablo çizdi ve “”Şüphelilerin takibinde, testlerin hızla yapılmasında, tanı konan hastaların izole edilip tedavi altına alınmasında çok titiz davranıyoruz” dedi.

Koca, Çin’den 50 bin adet “hızlı tarama kitinin” de ülkemize geldiğini duyurdu, 300 bin tane kitin daha perşembe ülkeye ulaşacağını söyledi. Bakan Koca beş gün önce günde 10 ila 15 bin test hedefi açıklamıştı, ama dün gece itibarıyla yapılan toplam test sayısı 24 bin 17 idi. Bakalım bu kitler geldikten sonra test sayıları artacak mı?

Sağlık Bakanlığı Çin’den ilaç getirdi

Bakan Koca dünkü basın toplantısında bir başka iyi haber olarak ise, Kovid-19 hastaları için Çin’den ilaç da getirttiklerini söyledi. Bakan Koca’nın ifadelerini, aynen aktarmak istiyorum: “Bugün sabah itibarıyla Çin’de kullanılmış olan özel bir ilaçtan sonuç aldıkları iddiası olan, bu konuda yayınları yapılmış olan, özellikle yoğun bakım hastalıklarında kullanılmasının 11 günden 4 güne düşürüldüğüne dair bilgilerin olduğunu bildiğimiz ilaçla ilgili bu sabah yeterli miktarda getirmiş olduk.”

DSÖ Örgütü Genel Sekreteri ise, bakandan kısa süre önce yaptığı basın toplantısında aynen şu ifadeleri kullanmıştı:

“Henüz teste tabi tutulmamış, etkisi kanıtlanmamış ilaçların Kovid-19’a karşı kullanılması insanları boş yere ümitlendirebilir.”

Ben de bugünkü yayında Kovid-19’un tedavisiyle ilgili ilaç geliştirme çalışmalarından bahsetmek istiyorum. Öncelikle şunu söylemek gerekiyor. Yeni tip koronavirüsün yol açtığı Kovid-19 hastalığının henüz bilimsel olarak etkisi yüzde yüz kanıtlanmış, kesinleşmiş bir tedavisi yok. Yoğun bakımdaki hastalara standart tedavi olarak oksijen veriliyor, suni solunum cihazı kullanılıyor.

Semptomların ağır seyrettiği hastalarda denenmekte olan bazı ilaçlar var, ama bunlar Kovid-19 için özel geliştirilmiş ilaçlar değil ve hiçbiri bugün itibariyle Kovid-19 özelinde, hastalığa çare diye sunulabilmeleri için gereken bilimsel araştırma basamaklarından, onay süreçlerinden tam olarak geçmedi.

Dikkat ederseniz, Sağlık Bakanı Koca da “İlaçlar geldi, iyileştireceğiz vakaları” demiyor; o yüzden alıntıladım konuşmasını. Ama medyada maalesef tedavisi bulundu izlenimi yaratacak başlıklarla veriliyor haberler. Çin’den getirtilen ilaç için iyileşme sürecini 11 günden 4 güne indirdiği yazılmış örneğin. Az sonra bu ilaçla ilgili kamuoyuyla paylaşılan çalışmayı aktaracağım. Henüz sınırlı bir araştırma bu. O nedenle dikkat. Zaten DSÖ Genel Sekreteri de, “İnsanlar boş ümide kapılmasın” uyarısını bu yüzden yapıyor.

Peki elde mevcut ne var, ilaç tedavisi çalışması olarak? Salgın başladıktan sonra önce Çin’de, ardından İtalya, Fransa, Almanya, ABD pek çok ülkede vakalar hastanelere yığılmaya başlayınca, doktorlar daha önce başka hastalıklarda kullandıkları görece güvenli ilaçları hastalarında denemeye başladılar. Bu ay işte denenen bu ilaçlarla ilgili ilk tıbbi sonuçları içeren bazı çalışmalar yayımlanmaya başlandı. Bu çalışmalardan üçünden bahsedeceğim.

Favipiravir:

İlki, Sağlık Bakanlığı’nın Çin’den getirdiği söylenen Favipiravir adlı antiviral ilaç hakkında ve Çin’de yapılmış. Çalışmanın temel sorusu şöyle belirlenmiş: “Kovid-19 hastalarının tedavisinde Favipiravir kullanımı ne kadar etkili ve güvenli?” Sonuç olarak, “Kovid-19’a bağlı ağır seyretmeyen pnömoni yani zatürre tedavisinde de Favipiravir tercih edilebilir” deniyor.

Çalışma, 20 Şubat-12 Mart tarihleri arasında üç ayrı hastanede Kovid-19 tanısı konmuş 240 hasta ile yapılmış. Hastaların hepsinde Kovid-19’a bağlı pnömoni yani zatürre bulgusu var ancak enfeksiyonun ağır olduğu vakalar seçilmemiş. Bu da çalışmada özellikle vurgulanmış. 

Doktorlar yedi günlük klinik tedavi süresi boyunca bu 240 hastanın yarısına Favipiravir, diğer yarısına da Rusya’da kullanılan bir başka antiviral olan umifenovir (ticari adı Arbidol) veriyorlar. Yedi günün sonunda Favipiravir kullananların yüzde 71’inde, umifenovir kullananlarınsa yüzde 55’inde iyileşme görülüyor. Ayrıca Favipiravir kullananların ateş ve öksürük şikayetleri diğer gruptakilerden daha kısa sürede geçmiş. Ancak iki grupta da, iyileşme göstermeyen ve durumu ağırlaşan hastalar arasında ilaçlardan birinin diğerine dair dahi iyi olduğunu gösterecek anlamlı bir sonuca varılamamış.

Favipiravir, virüslerin kendi genetik materyallerini kopyalamasını baskılıyor ve influenza tedavisi için ilaç ararken keşfedilmiş. Japon Toyama Chemical tarafından üretilen bu antiviralin Japonya’daki ticari adı ise Avigan.

Lopinavir-Ritonavir:

Kovid-19 tedavisiyle ilgili, yine Çin’de daha çok sayıda hasta ile yapılan bir diğer çalışmada ise, AIDS tedavisinde kullanılan Lopinavir-Ritonavir ikilisinin etkisi araştırılmış. Ocak ayında Çinli doktorlar, bu kez yine zatürre olan 199 hastadan rasgele bir bölümüne Lopinavir-Ritonavir ikilisini iki hafta boyunca günde iki kez vermişler, diğerlerine ise standart bakım uygulanmış. Maalesef bariz bir fayda görememişler. Hastaların yüzde 20’si ölmüş. Ekip, bu ikiliyi semptomları daha hafif seyreden hastalarda da denemek istiyor. Buradaki kilit ilaç Lopinavir, Ortadoğu solunum sendromu MERS’e karşı laboratuvar ve hayvan testlerinde etkili olduğu görülmüş. Ritonavir ise diğer Lopinavir’in etkisini artırıyor.

Klorokinin ve hidroksiklorokinin:

Bahsedeceğim üçüncü çalışma ise, sıtma tedavisinde kullanılan klorokinin ve hidroksiklorokininin etkilerine dair. Mart başında, Fransız doktorlar Marsilya’daki bir hastanede 10 gün boyunca 26 Kovid-19 hastasına günde üç kez hidroksiklorokinini bir antibiyotikle (azithromycin) beraber vermişler ve altı günün sonunda hastaların virüs yükünün azaldığını gözlemlemişler. Ama Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği’nin ilgili değerlendirmesinde vurgulandığı üzere, bu çalışma yöntemsel olarak da, tedavi için veriler açısından da çok sınırlı bir çalışma.

Yine de bu durum ABD Başkanı Donald Trump’ın kinini mucize ilaçmış gibi Twitter’dan lanse etmesine engel olamadı.

Bunun üzerine New York valisinin de hastanelerde kullanılmak üzere epey bir miktar sipariş verdiği bildirildi. Kininin kalp ritmini bozabildiğini, aslında bütün ilaçlar gibi doktor tavsiyesi olmadan, reçetesiz kullanılmaması gerektiğini hatırlatalım.

Yayının sonunda bir duyuru da yapalım. DSÖ geçen cuma günü, bu anlattığım ilaçların ve ABD’de üretilen bir diğer antiviral ilaç olan Remdesivirin’in Kovid-19 hastaları üzerindeki etkisini, daha kapsamlı, randomize klinik deneylerle sınamak için SOLIDARITY/DAYANIŞMA adıyla uluslararası bir kampanya başlattı. Şu ana kadar 10 ülke de bu çalışmaya katılacağını duyurdu: Arjantin, Kanada, İspanya, Fransa, İsviçre, Norveç, İran, Bahreyn, Güney Afrika ve Tayland.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.