Yeni Zelanda’da devlete ve kiliseye ait kurumlarda yaşanan istismar vakalarını inceleyen Yeni Zelanda Kraliyet Soruşturma Komisyonu, 1950 ve 1999 yılları arasında en az 250 bin kişinin bu kurumlarda istismara uğradığını açıkladı.
Yeni Zelanda’nın en büyük araştırma kurumu olan Kraliyet Soruşturma Komisyonu’nun 16 Aralık tarihli ara raporunda, ülkede devlete ve kiliseye ait kurumlarda 1950-1999 yılları arasında 250 binden fazla çocuk ve yetişkinin istismara uğradığı belirtildi. The Guardian’ın haberine göre, istismar vakalarıyla ilgili şu ana kadar 1900 mağdur Kraliyet Soruşturma Komisyonu ile irtibata geçti.
Komisyonun soruşturmasını 2018 yılında Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern açıklamış, “Bu tarihimizle yüzleşmek ve aynı hataları tekrarlamamak için bir fırsat” demişti. Ardern aynı zamanda sıklıkla tacize uğrayan kişilerin genellikle toplumun en dezavantajlı gruplarından geldiğini belirtmiş ve ülkede yaşayan etnik gruplardan Māorileri, Pasifik’in çeşitli yerlerinde yaşayan aileleri, yoksul çocukları, engellileri, kadınları ve kız çocuklarını örnek göstermişti.
Komisyona konuşan taciz mağdurlarından Annasophia Calman, “Bakımevinde uğradığım taciz hayatımı kararttı” derken komisyonun ara raporuna göre, tacize uğrayan birçok çocuğun yoksulluk yaşadıkları gerekçesiyle ailelerinden alındığı ve daha sonra travmaya uğratılmış bir halde ailelerine geri verildiği ortaya çıktı.
Raporda tespit edilen vakalarda fiziksel ve cinsel istismarın en yaygın istismar tipi olduğu belirtilirken vakalar içinde elektroşok, sosyal izolasyon, çıplak üst aramaları, sözlü taciz ve ırkçılığa da rastlandığı belirtildi.
Komisyonun bulguları arasında mağduriyetlerini dile getirmeye çalışan kişilerin susturulup cezalandırıldığı ve pek çok durumda istismarın bilinçli olarak örtbas edildiği de yer aldı. Rapora göre, otorite pozisyonundaki kişilerin kötü bir biçimde eğitilmesi ve etkili bir şekilde denetlenmemesi istismar vakalarına sebebiyet veren en önemli etken.
Derleyen: Alp Akiş
