Almastı Çerkes Kadın Hareketi, 27 Aralık Pazar günü bir açıklama yayımlayarak kuruluşunu duyurdu. Hareketin kurucularından Şeyma Küneşko ve Serap Güneş, Almastı Çerkes Kadın Hareketi’nin nasıl ortaya çıktığını, neler hedeflediğini ve “Çerkes kızı” algısının Çerkes kadınları üzerinde yarattığı toplumsal baskıyı Medyascope’a anlattı.
Toplumda, Çerkes kadınlarının çok güzel, ince belli, uzun boylu ve beyaz tenli olması gerektiği algısının olduğunu dile getiren Küneşko, “Çerkes toplumunda bizlerin ‘Xabze’ dediğimiz kurallar bütünü var. Bu Xabze’nin kadın üzerinde bir baskısı var. Biz bu baskıyı hep beraber yıkalım, baskının önüne geçelim istiyoruz. Xabze’yi yıkalım demiyoruz. Temel hedefimiz kültürel değerlerin bir toplum baskısı olmasından çıkması. Ayrıca Çerkes derneklerinde var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliği alanında çalışma yapıp kadınların kamusal alanda daha fazla görünür olmasını hedefliyoruz” dedi.
Xabze’nin temel amacının kültürel değerleri korumak olduğunu ama bir yerden sonra cinsiyet üzerinde bir baskı oluşturmaya başladığını belirten Küneşko şöyle devam etti: “Xabze, kadının ve erkeğin nasıl hareket etmesi gerektiğini, kadın nerede nasıl davranancak, derneğe gelirken nasıl giyinecek, oturacak, konuşacak bu böyle git gide yoğunlaşan bir sürece girmeye başladı. Xabze, sadece kadını baskılamak için kullanılmaya başlandı.”
Bildiri metinlerini yayımladıktan sonra genel olarak çevresinden olumsuz tepkiler almadığını dile getiren Serap Güneş, “İlk gün tepkiler çok iyiydi. İnsanlar şoke oldu. Daha sonra dernek üyesi büyüklerimizden ‘Kimsiniz, ne yapmaya çalışıyorsunuz’ gibi tepkiler aldık” diye konuştu.
Çerkes kadınlarının yaşadığı toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin sadece Xabze’den dolayı olmadığının altını çizen Güneş, din ve milliyetçiliğin de toplumsal cinsiyet eşitsizliğini doğurduğunu dile getirdi.
