Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

TBMM 26 Ocak’ta açılıyor, gündemde hayvan hakları yasası var – Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi: “Adalet sadece bir türe özgü olamaz, adil bir hayvan hakları yasası bekliyoruz”

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) yarın (26 Ocak) açılıyor, yasa görüşmeleri kaldığı yerden devam edecek. Gündemin ilk sıralarında ise “Hayvan Hakları Yasası” teklifi var. Yasa teklifinin, Meclis açılır açılmaz gündeme alınması bekleniyor. Hayvan Hakları Yasama İzleme Delegasyonu’nun da desteğiyle TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan rapordaki tavsiyeler, Ekim 2019’dan beri yasa teklifine dönüşmeyi bekliyordu.

“Hayvanları Koruma Kanunu”nun isminin “Hayvan Hakları Kanunu” olarak değiştirilmesinin öngörüldüğü yasa teklifinin en önemli noktasını ise hayvanların, “eşya” veya “mal” değil, “canlı” olarak tanımlanması ve hayvanlara karşı işlenen suçların Kabahatler Kanunu’na göre değil, Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre cezalandırılmasının önünün açılacak olması oluşturuyor.

9 Kasım 2019’da hayatını kaybeden hak savunucusu Burak Özgüner’in annesi Eray Özgüner’in çağrısıyla, Hayvan Hakları Yasası’nın hayvanların lehine değişmesi için kurulan Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, hak savunucularının ortak endişelerini ve taleplerini dile getirmek için çevrimiçi bir toplantı düzenledi.

Toplantıda Eray Özgüner, Yunuslara Özgürlük Platformu’ndan Öykü Yağcı, Hayvanlara Adalet Derneği’nden Hülya Yalçın, Hayvan Hakları İzleme Komitesi’nden Fatma Biltekin, Dört Ayaklı Şehir’den Başak Deniz Özdoğan, Sarıyer Kent Dayanışması’ndan Ezgi Öz Baysal, Boğazici Üniversitesi Çevre Kulübü’nden Tuğba Uştu, Vegan Türkiye Derneği’nden Ebru Arıman, Hayvan Hakları ve Etiği Derneği’nden Aslı Alpar, Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nden Özge Özgüner konuştu.

“Hayvanların yaşam hakkının tanınması ve korunması ancak, kamuoyunun taleplerini yansıtan değişikliklerle mümkün olacaktır” diyen Yaşam İçin Yasa İnisiyitafi, teklife ilişkin taleplerini dile getirerek, milletvekillerine çağrı yaptı.

Hayvanların haklarının korunması için en temel talepler şöyle sıralandı:

  1. Hayvanlar, kanun önünde “mal ya da eşya” olarak değil, “doğuştan gelen haklara sahip ve duyguları olan hissedebilen bireylerdir” olarak tanımlanmalıdır. Yaşam hakları derhal anayasal güvence altına alınmalıdır.
  2. TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu raporunda da tavsiye edildiği üzere, mevcut yasadaki “sahipli – sahipsiz hayvan” ayrımı kaldırılmalıdır. Ayrıca  mal statüsüne ve mülkiyet ilişkilerine işaret eden “sahipli” hayvan ve genellikle sokak hayvanlarını nitelemek için kullanılan “sahipsiz hayvan” ifadelerinin kaldırılmalıdır. Hayvanların toplum içinde yaşayan, kamusal alanı paylaşan, vatandaşlar olarak korunan, beslenen, bakım gören, hakları da korunması gereken varlıklar olduğu tarihsel gerçeğiyle uyumlu ifadeler kullanılmalıdır. 
  3. Hayvana yönelik gerçekleşen öldürme, zalimce davranış, işkence, cinsel şiddet, hayvan dövüştürme, bir hayvan neslini yok etme fiillerine, ertelemesiz ve indirimsiz hapis cezası yaptırımı getirilmeli, ceza alt sınırı üç yıl olarak belirlenmelidir. Hayvana şiddet içeren fiiler için ceza miktarı belirlenirken Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddesi kapsamında takdiri indirim yapılmamalıdır.

“Adalet ancak en kırılgan olanlar korunduğunda gerçekleşebilir”

Hayvanların haklarının korunmasına yönelik taleplerinin yalnızca hayvanlarının yaşamını değil, Türkiye’de ayrımcılığa, şiddete ve eşitsizliğe maruz kalan kırılgan grupların, dezavantajlı kesimlerin, maddi, toplumsal ve hukuki güvenceden yoksun bırakılmış tüm toplumsal bileşenlerin haklarını korumak için de hayati talepler olduğunu vurgulayan Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, “Çünkü adalet ancak en kırılgan, savunmasız, yaşamı ve bedeni hukuki güvenceden mahrum bırakılmış olanlar korunduğunda gerçekleşebilir. Çünkü hayvanlar için adalet, ekolojik yıkımı durdurmanın, günlük hale gelen şiddet vakalarının önüne geçerek barış ve huzur ortamını sağlamanın, iklim krizine karşı dayanıklı, sağlıklı ve eşit bir Türkiye ve dünya inşa etmenin temel koşuludur” dedi.

Yaşam İçin Yasa İnsiyatifi’nin hayvan hakları yasası için taleplerinin tamamını buradan okuyabilirsiniz.

“Hayvan Hakları Yasası”nın Meclis serüveni

Hayvan Hakları Yasama İzleme Delegasyonu’nun da desteğiyle TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan rapor, TBMM Genel Kurulu’nda değerlendirilmişti. Rapordaki tavsiyelerin kanun teklifine dönüştürülerek ilgili komisyona havale edilmesi bekleniyordu. Ancak teklifin komisyona sevki, 2019 yılının Ekim ayından beri çeşitli sebeplerle sürekli ertelendi. Son olarak teklifin şubatta görüşüleceği söylendi fakat koronavirüs salgını gerekçe gösterilerek yine görüşülmedi.

10 Aralık 2021’de parlamentodaki siyasi partilerin uzlaşmasıyla hazırlanan TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu’nun raporundaki önerilerin temel alınacağı yasa teklifinin, bütçe görüşmelerinden sonra Meclis gündemine getirileceği açıklandı. Komiyonun, hayvan hakları ile ilgili yeni bir yasa çıkarılması önerisinin yaşama geçirilmesi için iktidar partisi AKP çalışmalarını hızlandırdı. Bu gelişme, “Hayvan hakları yasası bu sefer çıkıyor mu?” sorusunu bir kez daha gündeme getirdi.

Hayvanların korunmasına dair 2004 yılında çıkarılan, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin en önemli vaatlerinden biri olan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu sorunlu maddeleri nedeniyle yıllardır tartışılıyor. Tartışmanın en önemli sebebi, hayvanların can değil mal olarak tanımlanması. Türk Ceza Kanunu’na göre sadece sahipli hayvana verilen zarar, “mala zarar vermek” olarak ele alınarak cezaya tabi tutuluyor. Fail, cüzi bir miktarda tazminat ödüyor. Sahipsiz hayvanlara şiddet gösteren kişilere verilen ceza ise Kabahatler Kanunu’nda düzenleniyor. Kesilen adli para cezası ise genellikle hükmün açıklanmasının geriye bırakılması sebebiyle ödenmiyor.

Hayvan hakları savunucuları, uzun senelerdir hayvanların yasalarda “mal” değil “can” olarak değerlendirilmesini, hayvana şiddet uygulayanların TCK kapsamında yargılanarak hapis cezası almasını talep ediyor.

Tüm partilerin üzerinde uzlaştığı “Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ise 2011’de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Meclis Başkanlığı’na sunuldu. Bu tartışmalı tasarı da 2012’den beri askıda bekliyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.