Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Koronavirüs salgınının şekillendirdiği müze kültürü: Boş aşı şişeleri, koronavirüs motifli nesneler, çeşitli tarz ve renklerde maskeler

Tüm dünya koronavirüs salgını döneminin tarih olmasını beklerken Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Florida eyaleti, salgını çoktan tarih müzesine yerleştirdi.

Aşağı yukarı bir senedir hayatlarımızın merkezinde olan koronavirüs salgını sadece yaşam koşullarımızı ve sosyal hayatımızı değiştirmekle kalmadı, aynı zamanda düşünce ve sanat yaşamımızı da şekillendirdi. İlhamını toplumdan ve dönemin koşullarından alan pek çok sanatçı için salgın dönemi, ürettikleri eserlerin başkahramanı oldu. Dolayısıyla müzeler de kendine tarihte yer edecek olan koronavirüs salgını ile ilgili eserleri sergilerine yerleştirmeye başladı.

Bu durumun en canlı örneği olan ABD’nin Florida eyaletinde bulunan HistoryMiami Tarih Müzesi, oluşturduğu sergisiyle salgın döneminin en akılda kalan ögelerini biriktirdi. Müzede, birinci sınıf öğrencilerinin Zoom bağlantıları ile yaptıkları “sanal ev ödevi günlüğü”, “Karantinadan ve Mezuniyetten Kurtuldum” yazılı bir lise kepi, maskeler ve iki boş Pfizer aşı şişesi gibi salgınla alakalı birçok günlük nesneler sergileniyor.

ABD’nin en yüksek koronavirüs bulaş oranına sahip eyaletlerinden biri olan Florida’da pek çok insanın tüm bu yaşananları unutmayı tercih ettiği bir dönemde böyle bir sergi açmayı müze müdürü Jorge Zamanillo, “Bundan 10-15 yıl sonra hepsi bittiğinde bu nesneleri başka nerede görebileceksiniz?” diyerek açıklıyor.

Üstelik HistoryMiami Tarih Müzesi salgınla ilişkili gündelik objeleri toplayan tek müze de değil. ABD ve yurtdışındaki diğer müze küratörleri, gelecek nesillere insanların koronavirüs ile nasıl başa çıktıklarına ilk elden bir bakış sağlamak için benzer nesneleri toplamaya başladı.

Vaşington’da Ulusal Amerikan Tarihi Müzesi’nin bilim ve tıp bölümü başkanı ve küratörü Alexandra Lord, bu duruma tarihten bir örnek veriyor, müzelerin 1918 İspanyol gribi salgınına dair çok az sayıda nesne barındırdıklarını çünkü o dönemde müze yöneticilerinin genelde gündelik eşyaları koleksiyonlarına katmaktan imtina ettiğini söylüyor. “İnsanlar yaşananları unutmak istediler” diyen Lord, müzelerin aynı yanlışı tekrarlamayacağının da altını çiziyor. Henüz koleksiyonlarını bugününün nesneleriyle genişletememiş olan müzeler, insanlardan salgınla ilintili eşyalarını saklamalarını istiyor. Böylelikle saklanan nesneler müzelere bağışlanıp sergilenebilecek. Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü Direktörü Anthony Stephen Fauci, geçtiğimiz hafta müzelerden birine kendisinin yaptığı koronavirüsün üç boyutlu modelini bağışladı. Fauci bağışıyla, müzelerin bu ricası için ilk adımı atanlardan biri oldu.

Müzelerde sergilenen nesneler sadece salgınla birlikte gündelik yaşamda kullanmaya başladığımız sıradan eşyalardan oluşmuyor. Sanatçıların yorumlarını kattığı bazen de ufak ironiler içeren eserler de sanat müzelerinin sergilerinde yerlerini alıyor.

Örneğin, 2020 yılını ve salgın başlangıcını yaşayan herkesin anlayabileceği tuvalet kâğıdı imgesi, sanatçıların eserlerinde kendini bulabiliyor ya da boş bir un paketinin üstüne yazılmış evde yapılabilecek tarifler listesi…

Alınan bu inisiyatifle dünyanın dört bir tarafında müzeler, salgın dönemi nesne ve eserlerini toplayarak ziyaretçilerine yakın geçmişe dair izler sunmak istiyor.

Derleyen: Hande Sena Kandemir

Kaynak: The Wall Street Journal

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.