Ankara’da cinsel saldırıya uğradığını belirterek suç duyurusunda bulunduktan sonra yaşamına son veren Eda Nur Kaplan (18) ile ilgili soruşturma sürüyor. Şüphelilerden Yusuf G. gözaltına alınmış, diğer şüpheli Mehmet A. ise “delil yetersizliği” gerekçesiyle serbest bırakılmıştı. Yusuf G. de sevk edildiği mahkeme tarafından serbest bırakıldı.
Ankara’da 7 Ağustos gecesi hayatına son veren Eda Nur Kaplan’ın (18), intihar etmeden iki gün önce cinsel saldırıya maruz bırakıldığını belirterek suç duyurusunda bulunduğu, şüphelilerden Mehmet A.’nın gözaltına alınıp “delil yetersizliği” gerekçesiyle serbest bırakıldığı ortaya çıktı. Aranan diğer şüpheli Yusuf G. ise bugün (10 Ağustos) gözaltına alındı. Yusuf G., sevk edildiği mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Güler Kaplan: “Polis, bana ‘Biz bir şey yapamayız’ dedi”
Eda Nur Kaplan’ın ablası Güler Kaplan, katıldığı bir televizyon programında yaşananları anlattı. İnternetten tanıştıkları Yusuf G. ve Mehmet A. ile buluştuklarını, tuvalete gittiği sırada Eda Nur’un zorla götürüldüğünü söyleyen Güler Kaplan, “Ben Eda’nın kaçırıldığını anlayınca polisi aradım. Polis, bana ‘Biz bir şey yapamayız’ dedi” diye konuştu.
Kardeşinin, kimse kendisine inanmadığı ve cinsel saldırı failleri serbest bırakıldığı için intihar ettiğini anlatan Kaplan, “Kimse bir şey yapmadı. Adamın bir ton dosyası var ama serbest bırakıyorlar. Yusuf olaydan sonra sürekli tehdit mesajları attı” dedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı: “Soruşturmanın takipçisiyiz“
Sosyal medyada pek çok kişi “#edanuricinadalet” etiketiyle kampanya başlattı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da “Eda Nur Kaplan’ı intihara sürükleyen süreç ve ölümüyle ilgili soruşturma evresini yakından takip ediyoruz. Kamu davası açılması halinde de davaya müdahil olarak hukuki süreçte bizzat bulunacağız” açıklamasını yaptı.
HDP’den iki ayrı soru önergesi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekilleri Remziye Tosun ve Serpil Kemalbay, cinsel saldırıya maruz bırakıldığını belirterek suç duyurunda bulunduktan intihar eden Eda Nur Kaplan ile ilgili ayrı ayrı soru önergeleri verdi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Tosun, şu soruları yöneltti:
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
–Eda Nur Kaplan’a cinsel saldırıya uğradığına dair beyanlarının ardından Bakanlığınız bilgilendirilmiş miydi?
-Kadınların beyanlarını esas almayarak soruşturma yürütülmemesi veya derinleştirilmemesi gibi vakalarda Bakanlığınızın önlemleri neler?
-Cinsel saldırı suçlarında 4. Yargı Paketi’nde yer alan somut delil arama şartına rağmen Bakanlığınızın kadınları korumaya yönelik çalışmaları neler?
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren HDP’li Kemalbay ise cezasızlık politikalarının failleri cesaretlendirdiğini söyledi. Kemalbay, Bakan Gül’den şu soruları yanıtlamasını istedi:
-Eda Nur Kaplan’a yönelik cinsel saldırı faillerinin serbest bırakılmaları bilginiz dahilinde midir? Eda Nur Kaplan’a cinsel saldırı karşısında kapsamlı, kurumsal araştırma yapıldı mı?
-“Eda Nur Kaplan’ın saldırganların serbest bırakılmalarının ardından aynı saldırganlar tarafından tekrar cinsel saldırıya maruz kaldığı iddiaları araştırılmış mı?”
-Eda Nur Kaplan’a cinsel saldırıda bulunan faillerin serbest bırakılmalarının gerekçesi ne?
-Bakanlığınız toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak amacıyla son bir yılda hangi politikaları yürürlüğe koymuştur? Bu politikalar kadın, çocuk, LGBT+’lara yönelik şiddet ve cinsel suçları azaltmış mıdır? Azaltmış ise kadın örgütlerinin raporları ile Bakanlığın verileri neden örtüşmüyor?
-Bakanlığınız kadına, çocuğa, LGBT+’lara yönelik şiddet, vahşet boyutuna varan cinayetler ve saldırılar konusunda kadın örgütleri, LGBT+ örgütleri ve feminist hareket temsilcileri ile görüşüyor mu?
-Kadın hareketi, feminist hareket, kadın ve LGBT+ örgütleri “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” demekte, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararının kadın ve trans cinayetlerini artıracağını iddia etmektedir. Buna göre Eda Nur Kaplan kolluğa başvurduğunda İstanbul Sözleşmesi uygulansa Eda Nur Kaplan yine de “harcandığını” düşünür müydü sorusu akıllarda ve vicdanlarda cevap beklemektedir. Eda Nur’un intiharı ile İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararının açığa çıkardığı sonuçlar arasındaki bağ araştırılacak mı?
