“Duvar” anlamına gelen Latin Amerika kökenli “Mural” kelimesi günümüzde duvarlara çizilen resimlere verilen isim olarak karşımıza çıkıyor. Toplumsal meseleleri, ötekiyi ve gerçekleri ele aldığı duvar resimlerinden tanıdığımız Mural sanatçısı Canavar’ın ilk kişisel sergisi “Herşey Yolunda”, İstanbul-Taksim’deki Versus Art Project’te sanatseverler ile buluştu. Canavar, üç yıldır ürettiği işlerin yer aldığı sergide toplumsal baskı, iktidar sevdası, fetihçilik, insanın şehirdeki varoluş ve yaşam mücadelesini kendine mesele ediyor. Canavar ile Versus Art Project’te buluşup, 9 Ekim’e kadar açık olacak sergiyi ve ürettiklerini konuştuk.
Kamera- Kurgu: Sedat Elbasan
“Sokağın ya da galerinin duvarları, en temelde aşmaya çalıştığım şey bu duvarlar”
Mural sanatçısı Canavar’ı sokaktan, toplumsal meseleleri, ötekiyi ve gerçekleri ele aldığı duvar resimlerinden tanıyoruz. Canavar’ın ilk kişisel sergisi “Herşey Yolunda”, 9 Eylül’de Versus Art Project’te sanatseverler ile buluştu. Sergi 9 Ekim’e kadar ziyaret edilebilecek. Canavar, sergideki bütün işlerinde sprey boya kullandı.
“Herşey Yolunda” toplumsal baskı, iktidar sevdası, fetihçilik, insanın şehirdeki varoluşu, toplumsal bellek, ötekilik, eril baskı ve yaşam mücadelesini kendine mesele eden bir sergi. Canavar’a en çok sorulan sorulardan biri, sokak sanatçısının galeride eserlerini nasıl sergilediği. Canavar bu soruyu, “Duvar boyamamın sebebi şehir. Benim için deneyimi yaratan ilk şey duvar. Sokağın duvarları, galerinin duvarları, benim en temelde aşmaya çalıştığım şey bu duvarlar. Duvarları aşıp, onu insanlarla başka bir biçimde buluşturmaya çalışıyorum” diyerek cevaplıyor.
“Sergide insanlar, ‘Bize ne yapmışlar’ sorusunun yanıtıyla karşılaşıyor“
Serginin karamsar bir yanı olup olmadığını sorduğumuzda Canavar, “Kötü hissettiren bir sergi olduğu için kötücül ya da ‘dark’ bir sergi olarak algılanıyor olabilir ama benim için gerçekliği ifade etme biçimlerinden biri. Bu sergide çocukluğa gidilebilir, şimdiye gidilebilir, şimdiden geleceği görmeye çalışılabilir, geçmiş, gelecek ve biraz da şimdi var. ’ Bize ne yapmışlar’, ‘Bana ne yapmışlar’la karşılaşılabilir” diyor.
Canavar hem sokaktaki işlerinde hem de “Herşey Yolunda”daki işlerinde sık sık hamamböceğini kullanıyor, Canavar’ın kolunda da hamamböceği dövmesi var. Canavar, hamamböceği motifini kullanmasını şöyle anlatıyor: “Kedileri, köpekleri seviyoruz ama bir böceğin üstüne basabiliyoruz. Bu bizim kendi özgüvensizliğimiz, aşağılık kompleksimizi birine aktarma isteğinden kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Ona öteki hissettirdiğimizde ‘Ben iyiyim, ben güzelim beni de kabul eden bir sürü kişi var’ deme isteğinden oluşan bir şey.”
“Bu aslında bir düşüşün, insanlığın düşüşünün hikayesi”
Yaşanan kötülüklerin, çocukluk travmalarının, ataerkil iktidar baskısının konu edildiği serginin ismi “Herşey Yolunda”, ilk bakışta gerçekliğin adeta belgelendiği bir sergi için fazla pozitif şeyler çağrıştırıyor. Sergi ismini Mathieu Kassovitz’in 1995 yılında yönetmenliğini yaptığı, Fransa gettolarında yaşayan üç farklı etnik kimliğe sahip kişinin yaşadıklarını anlatan Protesto (La Haine) filmindeki bir sahneden alıyor. Canavar, “Herşey Yolunda”nın bir telkin olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: “La Haine’nin başlangıcında birisi 50. kattan aşağıya düşerken sürekli ‘Her şey yolunda’ diyor. Bu aslında bir düşüşün, insanlığın düşüşünün hikayesi.”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Tarihle ilgili yazılan ve öğrenilen birçok şeyin yalandan ibaret olduğunu düşündüğünü dile getiren Canavar, “Her bir bireyin kendi tarihini, yaşadığımız tarihi arşivlememiz bir noktada belgelememiz gerektiğini düşünüyorum çünkü bir başkasının elinde başka biçimde kaldığında onların yazdığı şekilde oluyor. Bizler yaşadığımız şeyleri doğrudan belgelersek, gelecek için de farklı şeyler yaratabiliriz diye düşünüyorum” diye konuşuyor.
