İngiltere Premier Ligi‘nde mücadele eden Wolverhampton Wanderers‘ta forma giyen İspanyol futbolcu Adama Traoré’nin kariyer yolcuğunu, Mustafa Murat Erdem kaleme aldı.
Adama Traoré: Gölgesinden bile hızlı adam
Adama Traoré Diarra 25 Ocak 1996 tarihinde Katalonya’nın ikinci büyük şehri L’Hospitalet de Llobregat doğumlu kanat ve kanat-bek pozisyonlarında oynayabilen, Premier League takımlarından Wolverhampton Wanderers’ta forma giyen İspanyol futbolcu…
Adama Traoré kariyerine Barcelona’nın B takımında başlar ve 2015-2016 sezonunda Aston Villa’da oynadıktan bir yıl sonrasında Middlesbrough’a gider. İki sezonunu burada geçirir. 2018’de Wolverhampton Wanderers takımına transfer olur.
Ailesi ve çocukluğu
Adama Traoré’nin ebeveynleri, Mali’den İspanya’ya göç etmiştir. Fatoumata ve Baba Traore çiftinin üç çocuğundan birisi olan Adama Traoré’nin çocukluğu oldukça zorlu geçer. Abisi ile futbol oynamaya bayılan İspanyol yıldızın çocukluğundaki tek oyuncağı futbol topudur. Başlangıçta iki kardeş futbolda iyi yerlere gelebileceklerine inanır. Fakat Adama Traoré abisinden daha farklıdır. Hem yetenekleri hem de futbol aşkı onu abisinin önüne geçirir.
Bu futbol aşkı onu daha çocuk yaşta şehrin takımının altyapısına götürür. Henüz sekiz yaşındayken de Barcelona scoutları tarafından keşfedilir ve La Masia’ya alınır… Oğlunu küçük yaşta La Masia’nın yatılı okuluna veren anne Fatoumata onun en büyük destekçisi olur. Küçük bir çocuk olarak Barcelona’ya geldiği yıl, Lionel Messi de genç bir yetenek olarak A takımla ilk maçlarına çıkar. O da Messi gibi Barcelona’da oynama hayalleri kurar. Önce U17 ardından U19 takımına yükselir. O yıllarda Barcelona’yı çalıştıran Guardiola hızını ve atletizmini överken, “Sen Barcelona’nın en hızlı futbolcusu olacaksın” der. 2013 yılında Barcelona B Takımı’nın kapıları açıldığında hayallerine bir adım daha yaklaştığını hisseder.
2014 senesinde Barcelona B Takımı ile UEFA Gençlik Ligi’ni kazanan Traore, ertesi sezon Kral Kupası’nda ilk defa A Takım forması giyer ve 8-1 kazandıkları Huesca maçında bir de gol atmayı başarır. Ancak 2015 yazında Barcelona’dan ayrılmaya karar verir. İngiltere Premier Lig’de oynama fırsatı onu cezbetmiştir; 10 milyon euro’ya Aston Villa’ya gider. Traore, Barcelona’da A takım hayallerini gerçekleştiremez ama Messi, Iniesta, Xavi ve Mascherano gibi idolleri ile aynı idman sahasına çıkar. Onlarla hem saha içi hem de saha dışında sohbet eder.
İspanyol oyuncu o günleri şöyle anlatır: “Onlarla yaptığım sohbetlerde bana futbol dışındaki hayatı anlatıyor ve kendimi oraya nasıl hazırlayacağımı söylüyorlardı. Barcelona, eğitim alabileceğiniz en iyi yerdir. Örneğin; Messi ile çıktığım idmanları unutamıyorum. Her zaman idmandan en son o ayrılır ve salonda çalışmaya devam ederdi. Dünyanın en iyi futbolcusu bu kadar çok çalışıyorsa, biz kim oluyoruz? Ne kadar yetenekli olursanız olun çalışmanız lazım.”
Sakatlıklar ve adaptasyon sorunu
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Genç kanat oyuncusunun büyük ümitlerle başlayan İngiltere macerası talihsiz bir sakatlık ile hüsrana dönüşür. İlk sezonunda yedi tanesi rezerv takımla olmak üzere 17 lig maçına çıkabilir. Dört ayrı menajerle çalışır ve bambaşka bir kültüre adapte olmakta zorlanır.
“İspanya’da akşam 10’da yemek yiyorduk ama İngiltere’de yemek saati 7’ydi” diyen Traore, o yıl küme düşen Aston Villa’dan ayrılır ve bir başka Premier Lig ekibi Middlesborough’ya transfer olarak yeniden şansını denemek ister. Tüm sezonu sadece bir asistle tamamlar ama en azından 30’dan fazla maça çıkmayı başarır. Traore asıl patlamayı Tony Pulis’li ikinci sezonunda yapar.
“Tony harika bir menajer ve çok iyi bir insandı. Bana her zaman güvendi. Bir gün dünyanın en iyisi olabileceğimi söylerdi” diyerek anar eski hocasını. Haksız da sayılmaz… Onunla 2017/18 Championship sezonunda 34 lig maçı oynar ve 5 gol 10 asist kaydeder. Takımı Premier Lig’e çıkamaz ama o, takımının en parlak ismidir.
Adama’nın yükselişi
8 Ağustos 2018 yılında 20 milyon euro karşılığında Wolverhampton Wanderers FC takımına transfer olan genç yıldız asıl yükselişine burada başlar.
Nuno Espirito Santo, 3-5-2 ve 3-4-3 formasyonlarında sağ kanatta Coady ile Doherty’yi oynatır. Sezonun bazı dönemlerinde 5-4-1’e geçer, bu sefer de sağ tarafta Doherty ile Helder Costa ikilisini kullanır. Traore, ilk sezonunda alternatif oyuncu olmanın ötesine geçemez. Ancak ikinci sezonda şansı döner.
İkinci haftadaki Manchester United maçından sonra aldığı formayı vermeyen Traore sağ kanadın tek hakimi haline gelir. Deplasmandaki ve içerideki Manchester City maçlarında sergilediği üstün performansla da artık bu takımın vazgeçilmezi olduğunu kanıtlar. İkinci sezonunda 56 maçta top koşturan Adama, altı kez topu ağlarla buluşturur ve 12 asist yapar. 2019/2020 sezonunda ikinci sezonu kadar etkili olamayan Adama 41 maçta süre alır ve meşin yuvarlağı sadece üç kez ağlarla buluşturur, bir asistlik katkı verir. İçinde bulunduğumuz sezonda dokuz maçta skor katkısı veremeyen Adama, eleştirilerin odağı olur. Barcelona’dan 10 milyon euro’ya İngiltere’ye gelen Traore, beş senenin ardından değerini üçe katlamayı başarır.
Adama’nın genel özellikleri
İspanyol oyuncu saha içerisinde kanatlarda görev yapabilmesinin yanı sıra sağ çizginin tamamını oldukça etkili kullanır. Sahip olduğu fiziksel özelliklerden faydalanmayı oldukça sever. Fantastik çalımlar yerine oldukça sade bir şekilde dikine, patlayıcı koşular ile rakibi ekarte eder. İkili mücadelelerde yere düşürmesi oldukça zor olan Adama güçlü yapısı ile dikkat çeker.
Adama’nın eksileri: Bir kanat oyuncusuna göre oldukça az skor katkısı vermesi Adama’nın şüphesiz geliştirmesi gereken noktalardan birisi. İngiltere Primier League’de rakipleri ile kıyaslandığında oldukça az kalan skor katkısı onu süper yıldız olmaktan alı koyan yegane sorundur.
İşte Adama Traoré’nin futbolculara yaşattığı zor anlar:
https://www.youtube.com/watch?v=FejvtPThq7E
Yazan: Mustafa Murat Erdem
Editör: Doğa Üründül
