İngiltere Premier Lig ekiplerinden Tottenham’da kötü gidişatın sorumlusu olarak görülen Nuno Espirito Santo ile dün (1 Kasım) yollar ayrılmıştı. Londra temsilcisi, bugün (2 Kasım) ise çok ses getirecek bir hamle yaptı. Tottenham, Santo’dan boşalan teknik direktörlük görevine kariyeri başarılar ile dolu olan Antonio Conte’yi getirdi. Conte, bir buçuk yıl boyunca Tottenham’da görev alacak.
İngiltere Premier Lig ekiplerinden Tottenham, Nuno Espirito Santo yönetiminde lige oldukça kötü bir giriş yaptı. Londra temsilcisi, ligde oynadığı 10 karşılaşmada beş galibiyet ve beş mağlubiyet alarak lider Chelsea’nin 10 puan gerisine düştü. Son olarak Manchester United’a sahasında 3-0 yenilen Tottenham’da kötü gidişatın faturası, Nuno Espirito Santo’ya kesildi. Londra temsilcisi, dün (1 Kasım) yaptığı açıklama ile Portekizli teknik direktörün görevine son verildiğini kamuoyuna duyurdu. Tottenham, bugün (2 Kasım) ise Premier Lig’de dengeleri değiştirecek bir hamleye imza attı. Tottenham, Nuno Santo’dan boşalan teknik direktörlük görevine kariyeri başarılar ile dolu olan Antonio Conte’yi getirdi. İtalyan teknik direktör, yeni kulübü ile bir buçuk yıllık sözleşmeye imza attı.
Conte’den yeni meydan okuma: Tottenham
2008-2009 sezonunda Bari’yi İtalya 2. Ligi’nde şampiyonluğa ulaştırarak adını kamuoyuna duyuran Antonio Conte, Atalanta’daki başarısız macerasının ardından Siena’nın başına geçti. 2010-2011 sezonunda Siena ile 44 maça çıkan Conte, takımına 1,82 puan ortalaması yakalattırarak İtalya 2. Ligi’nde ikinci sırayı kaptı ve Bari’nin ardından Siena’yı da Serie A’ya çıkardı. İtalyan teknik direktörün kariyerindeki en büyük sıçrama ise 2011-2012 sezonunda yaşandı.
Juventus’u altı yıllık aranın ardından şampiyon yaptı
Alt liglerdeki başarısı ile göz dolduran Antonio Conte, 31 Mayıs 2011 tarihinde İtalya futbolunun en başarılı kulübü Juventus’un teknik direktörü oldu. Torino temsilcisinde futbol organizasyonun başında yer alan Giuseppe Marotta, Conte’yi bizzat istemişti. Bu ikili, seneler sonra Inter ile de şampiyonluğa koşacaktı… Juventus için kolları sıvayan Conte, takımına unutulmaz bir sezon yaşattı. Siyah-beyazlılar, ligde oynadığı 38 karşılaşmada 23 galibiyet ve 15 beraberlik alarak yenilgi yüzü görmedi ve altı yıllık aranın ardından şampiyon oldu. 2012-2013 sezonunda şampiyonluk ipini göğüsleyen Juventus’ta UEFA Şampiyonlar Ligi’nde beklenilen başarının gelmemesi, Conte’nin kafalarda soru işaretleri yaratmasına neden oldu. Genç teknik direktör ise yaşananların ardından soluğu İtalya Milli Takımı’nda aldı.
Antonio Conte, İtalya Milli Takımı ile başarılı sayılabilecek bir EURO 2016 (Avrupa Futbol Şampiyonası) geçirdi. İtalya’yı 2006 FIFA Dünya Kupası’nın ardından ilk kez grup aşamasında liderliğe taşıyan Conte, son 16 turunda ise İspanya’yı evine yolladı. Ancak İtalya, çeyrek finalde karşılaştığı turnuvanın favorilerinden Almanya’ya penaltı atışlarının ardından elenmekten kurtulamadı. Conte ise EURO 2016’nın ardından kulüp takımlarını çalıştırmayı özlediğini ifade ederek milli takımdan ayrıldı. İtalyan teknik direktör, rotasını Avrupa’nın en büyük ligine çevirdi.
Chelsea’de ilk sezonunda tarih yazdı
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Chelsea için 2015-2016 sezonu felaket ile sonuçlandı. Sezon içinde Jose Mourinho ve Guus Hiddink ile çalışan Maviler, ligi 10. sırada tamamlayarak taraftarlarını hayal kırıklığına uğrattı. Oldukça kötü geçen sezonun ardından Chelsea’nin sahibi Roman Abramovich, bu sefer teknik direktörlük görevine Antonio Conte’yi getirdi. Juventus ve İtalya Milli Takımı ile başarıdan başarıya koşan Antonio Conte, 1 Temmuz 2016 tarihinde Maviler’in başına geçti. Abramovich, Conte için tüm imkanlarını seferber etmeye hazırdı. Çünkü geçen sezon ligi 10. sırada tamamlayan takımının bir an önce zirve yarışında kendisine yer bulmasını istiyordu. Chelsea yönetimi, yaz transfer dönemini transfer ettiği futbolcuların kulüplerine para saçarak geçirdi. Michy Batshuayi, N’Golo Kante, David Luiz ve Marcos Alonso gibi isimleri kadrosuna katan Chelsea, bu transferlere 132 milyon euro harcadı. Ne UEFA Avrupa Ligi’nde ne de UEFA Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etmeyen Maviler, yalnızca İngiltere Premier Ligi’ne odaklandığı sezonu rekorlar kırarak zirvede bitirdi. Conte’nin öğrencileri, 93 puan ile şampiyonluğa ulaştığı ligde sezon boyunca 33 galibiyet alarak İngiltere’de tek bir sezonda en çok galibiyet takım olmayı da başardı.
2016-2017 sezonunda Chelsea’yi ayağa kaldırmayı başaran Antonio Conte, yeni sezon öncesi takımına takviye yapılmasını istedi. Chelsea yönetimi de Conte’nin isteklerini yerine getirerek Alvaro Morata, Tiemoue Bakayoko, Danny Drinkwater, Antonio Rüdiger ve Davide Zappacosta gibi isimlere akıl almaz paralar ödedi. Londra ekibinin kasasından bu transferler için 206 milyon euro çıkmıştı. Ancak İtalyan teknik direktör, sezon boyunca kadroya büyük umutlar ile katılan isimlerden istenilen katkıyı alamadı. UEFA Şampiyonlar Ligi son 16 turunda da Barcelona’ya elenen Chelsea’de çanlar Conte için çalmaya başlamıştı. Öte yandan Maviler, Manchester City’nin dominasyonu ile geçen ligi beşinci sırada tamamlayarak da büyük hayal kırıklığı yaşattı. Roman Abramovich ise sezonun sona ermesi ile birlikte tıpkı Chelsea’de diğer başarısız olan isimler gibi İtalyan teknik direktörün de görevine son verdi.
Giuseppe Marotta ile Inter’i eski günlerine kavuşturdu
Antonio Conte, Chelsea’den ayrıldıktan sonra bir süre takım çalıştırmadı. Ancak Conte’nin asla ”hayır” diyemeyeceği bir isim vardı: Giuseppe Marotta. Juventus’un ardından Inter’de futbol organizasyonun başına geçen Moratta, tarihler 31 Mayıs 2019’u gösterdiğinde teknik direktörlük görevine daha önce birlikte Juventus’un altı yıllık şampiyonluk hasretine son verdikleri Antonio Conte’yi getirdi. Kendisini üç yıllığına mavi-siyahlı renklere bağlayan, Juventus ve Chelsea kulüplerinde şampiyonluklar yaşamış başarılı teknik direktör, yönetimden taktik anlayışına uygun futbolcuların transfer edilmesini istedi. Inter yönetimi, Conte’nin istekleri doğrultusunda kadroyu Nicolo Barella, Matteo Politano, Alexis Sanchez ve Diego Godin gibi isimler ile güçlendirdi. Transferde kesenin ağzını iyice açan Milano temsilcisi, Manchester United’da zor günler geçiren Belçikalı yıldız Romelu Lukaku’yu da 74 milyon euroluk bonservis bedeli ile kadrosuna kattı. Conte, kısa süre içinde forvet hattında yaratacağı Lukaku-Martinez ikilisine de böylece kavuşmuş oldu.
Conte’nin öğrencileri, 2019-2020 sezonuna harika bir giriş yaptı. Uzun süre sonra taraftarlarına şampiyonluk hayalleri kurduran Inter, sezonun ilk devresinde oynadığı 17 maçta 14 galibiyet, iki beraberlik ve sadece bir mağlubiyet ile zirve yarışının en güçlü ekiplerinden birisi olduğunu ispatladı. Milano ekibi, şampiyonluk mücadelesi veren takıma devre arasında Christian Eriksen ve Ashley Young takviyeleri yaptı. Serie A’da sezonun ikinci yarısı tüm dünyada olduğu koronavirüs salgını gölgesi altında oynandı. Lukaku-Martinez ikilisinden toplamda 37 gol katkısı alan Conte, sezonun bitiminde ligin en az gol yiyen takımı olmayı da başardı. Ancak Milano ekibi, ligi lider Juventus’un sadece bir puan gerisinde ikinci sırada tamamlamaktan kurtulamadı. UEFA Şampiyonlar Ligi’ne de grup aşamalarında veda eden Inter, UEFA Avrupa Ligi’nde sırası ile Ludogorets, Getafe, Bayer Leverkusen ve Shakhtar Donetsk’i eleyerek finale yükseldi. Mavi-siyahlı ekip, finalde öne geçmesine rağmen kupanın en başarılı kulübü olan Sevilla’ya 3-2 mağlup olarak ikincilikle yetinmek zorunda kaldı.
Yeni sezon, yeni umutlar
Antonio Conte, geçirdiği başarılı sezonun ardından Inter taraftarlarını şampiyonluğa inandırdı. Takımının savunma ağırlıklı futbol anlayışı ile sahaya çıkması eleştirilere neden olsa da başarılı teknik direktör, yeni sezonda da bu futbol anlayışından vazgeçmeyeceğini transfer ettirdiği futbolcularla gösterdi. Inter yönetimi, yaz transfer döneminde fizik gücü yüksek ve dinamik isimleri kadrosuna katarak Conte’nin taleplerini gerçekleştirdi. Arturo Vidal‘i bedelsiz olarak transfer eden Inter, daha önce kiralık olarak takımda forma giyen genç orta saha Nicolo Barella‘yı ise 27,7 milyon euro bonservis bedeli ile renklerine bağladı. Real Madrid’den 45 milyon euroya transfer edilen Achraf Hakimi ise Conte’nin oyun sistemi için adeta biçilmiş kaftan oldu.
Inter, 2020-2021 sezonun ilk yarısını ezeli rakibi Milan’ı takip ederek geçirdi. Mavi-siyahlı ekip, bu dönem içinde UEFA Şampiyonlar Ligi’nde Real Madrid, Shakhtar Donetsk ve Borussia Mönchengladbach’ın bulunduğu grubu büyük bir sürprize imza atarak son sırada tamamladı. Ancak Avrupa’ya erken veda edilmesi, Inter’in sadece lige konsantre olmasına neden olacaktı.
Inter, dokuz yıllık aranın ardından şampiyon
Inter, sezonun ikinci yarısında inanılmaz bir performansın altına imza attı. Milan ile kıyasıya şampiyonluk mücadelesi veren mavi-siyahlı ekip, 21 Şubat 2021 tarihinde ligin kırılma maçında rakibine konuk oldu. Milan’a karşı maç boyunca üstün oynadığı derbiyi Conte’nin öğrencileri, Lukaku’nun (2) ve Martinez’in golleri ile 3-0 kazanarak şampiyonluk yolunda önemli bir adım attı. Inter, bu karşılaşmanın ardından çıktığı 11 karşılaşmada da yenilgi yüzü görmeyerek 29 puan topladı ve ligin bitimine dört hafta kala 2009-2010 sezonundan bu yana beklediği mutlu sona ulaştı. Conte, böylelikle dokuz sene önce Giuseppe Marotta ile birlikte kurduğu Juventus hegemonyasını da bitirmeyi başardı. Inter’de sezonun yıldızı ise 21 gol ve 10 asistlik performansı ile Romelu Lukaku oldu.
Antonio Conte ve futbolcular, 11 senenin ardından gelen 19’uncu Serie A şampiyonluklarını doyasıya kutladı.
Tottenham’da yeni bir başlangıç
Inter’in ekonomik olarak küçülmeye gitmesinin ardından takımdan ayrılan Antonio Conte, sezon başında takım çalıştırmayı tercih etmedi. Ancak İngiltere Premier Ligi’nin köklü ekiplerinden Tottenham, içinde bulunduğu kaotik ortamdan Conte ile çıkabileceğini düşündü ve İtalyan teknik direktör ile bugün (2 Kasım) sözleşme imzaladı. Conte, 10 maç sonunda liderin 10 puan gerisine düşen Tottenham’ı kısa süre içerisinde iddialı bir takım haline getirecektir.
Yazan: Kubilayhan Kavrazlı
Editör: Doğa Üründül
