Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan: “50+1 hayali kurmayın, Erdoğan ve Bahçeli olarak 1+1 kalacaksınız”

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında iktidarı sert sözlerle eleştirdi. Buldan, “İlk seçimlerde çarpılacaksınız. Kaybedeceklerini anladıkları için 50+1 sistemini değiştirmek için kıvranmaya başladıklarını görüyoruz. 50+1 hayali kurmayın. Erdoğan ve Bahçeli olarak 1+1 kalacaksınız” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin, bugün (16 Kasım) partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Sanatçı Ahmet Kaya‘nın Paris’teki mezarına düzenlenen saldırıyı kınayan Buldan, “Ahmet Kaya, mavi gökyüzünü sana dar etmeye çalışanlara karşı direnişimiz sürecek”  diye konuştu.

“Kobani davası demokratik siyasete darbe davasıdır”

Eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ‘ın da aralarında bulunduğu 108 kişinin yargılandığı Kobani davasına değinen Buldan, “Kobani davasının her aşaması acemice tezgâhlanan kumpası kanıtlamaya yeter de artar. Bu dava iktidarın özetidir, 7 Haziran’ın, 31 Mart’ın intikamını da alma davasıdır. Demokratik siyasete karşı bir darbe davasıdır. Bu iktidarın özetidir. Çünkü asıl failler değil öldürülenler yargılanmak istenmektedir. Mesele HDP olunca binlerce sayfayı doldurdular ama kanıt bulamadılar” dedi.

Eymür’ün itirafları: “HDP hakkında binlerce sayfa iddianame yazan yargıçlar neden sesiniz çıkmıyor?”

Eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür’ün itiraflarını hatırlatan Buldan, şunları söyledi:

Mehmet Eymür itiraflarda bulundu, ‘devlet adına 18 kişi öldürüldü’ dedi. Buyurun size kanıt. Var mı tek sayfalık soruşturma? Yok. HDP hakkında binlerce sayfa iddianame yazan yargıçlar, 18 kişi öldürülmüş, neden sesiniz çıkmıyor? Sedat Peker, yaşanan pislikleri, işlenen suçları ifşa etmeye devam ediyor. Var mı bir soruşturma? Elbette ki yok. Terfi almak için HDP’liler hakkında fezlekeleri otomatiğe bağlayan fezleke fabrikatörleri neredesiniz? Niçin sesiniz çıkmıyor? Ne var? Kobani davası var, HDP’yi kapatma davası var. İktidara şunları söylüyoruz: Suçlusunuz, kirlisiniz, kirli işlerinizi Kobani davasıyla örtemezsiniz, örtemeyeceksiniz. 17-25 Aralık’ın üstünü 6-8 Ekim’le örtemeyeceksiniz. Kumpasın tek dayanağı sahte – gizli tanık ifadeleridir. Bu dava aynı zamanda hakikat davasıdır. Sonunda hakikatin kazanacağını da Türkiye halkları iyi bilmeli.”

Kurduğunuz tuzağa siz düşeceksiniz”

Kobani kumpas davasını hızla sonuçlandırıp, HDP hakkındaki kapatma davasına sahte dayanak yapmak isteyenler, komplocular iyi bilsin ki başaramayacaksınız” diyen Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kurduğunuz tuzağa siz düşeceksiniz. Hakikatler ortaya çıktıkça Kobani davasının arkasındaki karanlık örgütlenmeniz de bir bir ortaya çıkmaya devam edecektir. IŞİD karanlığı Ortadoğu’da nasıl kaybettiyse siz de aynı şekilde bu davaların sonucunda kaybetmeye mahkûmsunuz. Türkiye’nin geleceğini hukuksuz mahkeme salonlarında şekillendiremeyeceksiniz. Türkiye halklarının ortak geleceği demokrasi, barış ve adalet mücadelesiyle kurulacaktır.

“Barış Akademisyenleri bu ülkenin onurudur, gururudur, yüz akıdır”

OHAL Komisyonu’nun Barış Akademisyenleri için ret kararı verdiğinin altını çizen Buldan, “Çökmekte olan iktidar bloku halkın karşısına siyasetle çıkamıyor çünkü yürütebilecekleri siyaset kalmadı. Hukuksuz yargı kararlarıyla, baskıyla topluma korku salmaya çalışıyorlar. İktidarın bir başka kumpası da Barış Akademisyenleri’ne yöneliktir.  OHAL Komisyonu’nun ret kararlarının oranları da bu kurumun adaletin geciktirilmesi amacıyla kurulduğunun açık bir kanıtıdır. Bu komisyon Barış Akademisyenleri’nin başvurularına ilişkin dört yıl sonra ilk kararlarını ilan etti. Bu kararlar ile 81 Barış Akademisyeni’nin işlerine dönme talebine ret cevabı verildi Bu kararları Anayasa Mahkemesi kararına rağmen verdiler. Hukuk tanımaz bu komisyon, sivil darbe komisyonudur. 12 Eylül cunta zihniyetinin bir devamıdır aslında. Bu iktidar darbecidir. Barış Akademisyenleri bu ülkenin onurudur, gururudur, yüz akıdır. Yalnız değiller. Onların yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz” diye konuştu.

” Aysel Tuğluk ağır hastalığına rağmen tahliye edilmiyor ve tedavisi engelleniyor”

Hasta tutukluların durumuna dikkat çeken Buldan, “Behçet Yıldırım arkadaşımız haksızca tutuklandı. Bu baskı ve tutuklamalar ancak ve ancak HDP’yi büyütür, güçlendirir. Behçet Yıldırım vekilimiz de diğer arkadaşlarımız gibi başı dik bir biçimde mücadele etmeye devam edecektir. 16 yıl içinde cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısı yaklaşık beş misli artmış durumdadır. Şaban Kaygusuz engelli, çıplak aramadan darp edilmeye varıncaya kadar şiddete maruz kalmıştır. Birçok tutuklu iyi halli olmadığı gerekçesiyle tahliye edilmemektedir. Aysel Tuğluk arkadaşımız ağır hastalığı nedeniyle aslında bir saniye dahi cezaevinde tutulmaması gerekirken tahliye edilmemekte ve tedavisi engellenmektedir” dedi

“Hani çıplak arama yoktu?”

Cezaevlerinin adeta insanlığa karşı işlenen suçların merkezi haline dönüştürüldüğünü söyleyen Buldan, çıplak aramanın yerini detaylı aramanın aldığı yönetmelik değişikliğine ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “HDP’nin, demokratik kamuoyunun insan hakları örgütlerinin, tutuklu ailelerinin ve vicdanlı insanların mücadelesi sayesinde şimdi o yönetmeliği değiştirdiler. Böyle bir karar aldılar. Hani çıplak arama yoktu? Bunu ortaya çıkaran milletvekilimiz sevgili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na karşı her türlü hukuksuzluğu yaptılar. Hatta AKP’nin bir sözcüsü, çıplak arama için ‘iftira’ demişti. Şimdi suçlarını kabul ettiler. Yönetmeliği değiştirdiler. Buradan Adalet Bakanlığı’na sesleniyorum: Madem yönetmelik değişikliğiyle çıplak aramayı kaldırdınız, bugüne kadar kim bu çıplak arama suçunu işlemişse derhal yargı önüne çıkartın. Sadece yönetmelik değiştirmek yetmez. Etkin bir soruşturma başlatılmalıdır. Hasta tutsakların tahliyesini engelleyen, infazları yakan, tutuklulara işkence yapanlarla ilgili olarak Adalet Bakanlığı’nı derhal girişimde bulunmaya ve bu zulme bir son vermeye çağırıyorum.”

“Kadın cinayetlerine karşı devletin aklı nerede?

İstanbul’da erkek şiddeti sonucu öldürülen Başak Cengiz‘i de anan Buldan, şunları kaydetti: “Gencecik bir kadın yol ortasında katledildi. Medya ve adli merciler her zamanki gibi bu kadın cinayetine de kılıf bulmak için ‘zanlının psikolojik sorunu var’ diyerek cinayeti sıradanlaştırmaya çalışmaktadır. Biz bu telaşı İzmir il binamızda Deniz Poyraz yoldaşımızı katleden caninin sahiplendirilmesinden elbette ki biliyoruz. Siyasal iktidar da şiddetin ortağı ve sorumlusudur. Kadın cinayetlerine karşı devletin aklı nerededir? İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden akla ne denmelidir? Bu erkek egemen sistemden beslenen bir iktidar var. Kadın katili erkek faillere iyi hal indirimi yapan, tecavüzcüyü serbest bırakan yargının kalemiyle, Başak’ı katleden kılıç aynı noktada birleşmektedir. Aynı yargı Başak Demirtaş’a ceza verdi. Erkek düzenin sahiplerine sesleniyoruz: Kadına yönelik şiddete, bu şiddete geçit veren siyasi iktidara karşı mücadelemizden bir milim dahi geri adım atmayacağız.”

Gece-gündüz zam yapıyorlar”

Buldan, art arda gelen zamları da eleştirdi. Buldan, “İflasın üzerini kapatmak için gece gündüz durmadan zam yapıyorlar. Dolar 10 liranın üzerine çıkmış, AKP Genel Başkanı ‘Ekonominin kitabını yazdık’ diyor. Madem ekonominin kitabını yazdınız, bir de filmini çekin. Beşli çetenizle, üçer maaşlı bürokratlarınızla, kendi bakanlığını çarpan bakanlarınızla, trollerinizle, çukur medyanızla batan ekonominin filmini gayet iyi çekebilirsiniz” diye konuştu.

“Kaybedeceklerini anladılar”

İktidara eleştirilerini sürdüren Buldan, konuşmasını şöyle tamamladı:

AKP’nin ekonomi anlayışı çocuklarına mama alamayan, şekerli su içiren, lapa yediren annelerin ülkesidir. Bu iktidarla ilgili yapılacak işlem bellidir. Yetkisini bir an önce elinden almaktır. Halkımız sandıkları bekliyor. Kaybedeceklerini anladıkları için 50+1 sistemini değiştirmek için kıvranmaya başladıklarını görüyoruz çünkü getirdikleri sistem ayaklarına dolandı. Çıkış yolu aramaktan başka çareleri olmadıklarını görüyorlar. Çıkış yolu yoktur, halk o yolu kapatmıştır. Küçük ortakları da ‘Biz hükümetin ortağı değiliz’ demeye başladı. Nasıl ortak değilsiniz ya? Bal gibi de ortaksınız. İlk seçimlerde çarpılacaksınız. 50+1 hayali kurmayın, Erdoğan ve Bahçeli olarak 1+1 kalacaksınız.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.