Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

AYM, Öcalan’a destek için açlık grevi yapan kişiye verilen disiplin cezasını yersiz buldu, manevi tazminata hükmetti

Anayasa Mahkemesi, Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevi yapan Nasrullah Kuran’a disiplin cezası verilmesini ifade özgürlüğünün ihlali olarak değerlendirdi ve Kuran’a 5 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Kuran, “çözüm süreci” sırasında Öcalan’la yapılan görüşmelerin “sekretaryasını” yapmak üzere İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu’na nakledilen beş kişiden biri. Yaklaşık 30 yıldır cezaevinde olan Kuran, daha sonra İmralı’dan Silivri Cezaevi’ne nakledilmişti. 

Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması için üç günlük açlık grevi yapan tutuklu Nasrullah Kuran’a iki ay iletişim olanaklarından yararlanmama cezası verildi. Verilen ceza üzerine 27 Şubat 2018’de Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuran Kuran’ın hak ihlali talebini yerinde bulan AYM, Kuran’a 5 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Kararda verilmesi gereken cezanın “ücret karşılığı çalışılan işten yoksun bırakma” olması gerekirken, cezaevinde ücret karşılığı çalışılacak koşulların olmaması sebebiyle iki üst ceza verilmesi kanuna aykırı bulundu.

AYM, ceza infaz kurumlarında yapılan açlık grevlerinin “bir ifade yöntemi” olabileceğinin kabul edildiğini hatırlattığı kararında, açlık grevine başvurması nedeniyle verilen disiplin cezasının bir bütün olarak ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini de vurguladı.

Resmi Gazete’de bugün (5 Nisan) yayımlanan AYM kararına göre Nasrullah Kuran, terör suçlarından hükümlü olarak Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan bir hükümlü olarak 20.10.2017 tarihinde ceza infaz kurumuna hitaben bir dilekçe yazdı. Kuran, “önder” olarak nitelendirdiği Abdullah Öcalan’ın bulunduğu ceza infaz kurumunda tecrit edildiğini, tecridin kaldırılması sağlık ve güvenlik koşullarının sağlanması amacıyla 21.10. 2017- 23.12.2017 tarihleri arasında açlık grevini yapacağını belirtti. Kuran ile birlikte terör suçlarından tutuklu ya da hükümlü olan sekiz kişi daha benzer gerekçelerle, aynı tarihlerde açlık grevi yapacaklarını ceza infaz kurumuna bildirdi. Grevin başlaması üzerine Kuran ve sekiz açlık grevcisi hakkında disiplin soruşturması başlatıldı.

“Ücret karşılığı çalışılan işten yoksun bırakma”

Soruşturma sonucunda,  Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığı, Nasrullah Kuran ve açlık grevi yapan diğer mahpusların iki ay süreyle haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma disiplin cezasıyla cezalandırılmalarına karar verdi. Bununla birlikte, Kuran ve diğer mahpusların daha önce yaptıkları eylemden dolayı verilen başka bir disiplin cezası kesinleştikten sonra, söz konusu cezasının kaldırılması için gerekli süre içinde yeniden disiplin cezasını gerektiren bir suç işlediklerinin tespit edildiği kaydedildi ve haklarında bir üst cezanın uygulanması gerektiğine karar verildi. Disiplin Kurulu bir üst cezanın “ücret karşılığı çalışılan işten yoksun bırakma” olduğunu, ancak ceza infaz kurumunda ücret karşılığı çalışan mahpusun bulunmaması nedeniyle Nasrullah Kuran ve diğer mahpuslara iki üst disiplin cezası olan “iki ay süreyle haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma cezası” verilmesine hükmetti. Kuran ve diğer mahpusların açlık grevine başladığının tespit edildiği, söz konusu eylemin disiplin cezası gerektirdi belirtildi. Bunun üzerine Nasrullah Kuran, karara karşı Silivri 1. İnfaz Hâkimliği’ne şikayette bulundu fakat infaz hakimliği, disiplin soruşturmasının bitirildiğini, cezanın uygulanış şekline ilişkin kabulde bir isabetsizlik bulunmadığını belirterek Kuran’ın şikayetini reddetti.

Aile ve avukatla görüştürülmedi

Kuran, 27 Şubat 2018 tarihinde AYM’ye bireysel başvuruda bulunarak İmralı Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na nakledildiğini, her iki ceza infaz kurumunda da tecrit koşullarında barındırıldığını, ailesi ile görüşmesinin tamamen yasaklandığını avukatı ile görüşmesinin ise bazen tamamen yasaklandığını bazen sınırlı koşullarda yaptırıldığını belirtti. “Başta İmralı Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda uygulanan tecrit olmak üzere tüm ceza infaz kurumlarında uygulanan tecritlere karşı tepkisini dile getirmek amacıyla açlık grevi yaptığını” söyleyen Kuran ayrıca, disiplin cezasına konu olan eylemin ücret karşılığı çalışan işten yoksun bırakma cezasını gerektirdiğini, ancak kendisine haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma disiplin cezasının verildiğini, bu durumun kanunilik ilkesine aykırı bir uygulama olduğunu savundu.

“Açlık grevi bir ifade yöntemidir”

Karara ilişkin Adalet Bakanlığı görüşünde, AYM ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına değinildi ve inceleme yapılırken tüm açıklamaların dikkate alınması gerektiği belirtildi. AYM, ceza infaz kurumlarında yapılan açlık grevlerinin “bir ifade yöntemi” olabileceğinin kabul edildiğini hatırlattığı kararında, açlık grevine başvurması nedeniyle verilen disiplin cezasının bir bütün olarak ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna vardı. Kararda anayasanın 13. maddesinde yer alan “temel hak ve hürriyetler,… yalnızca anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar,… demokratik toplum düzeninin… gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz” ifadeleri hatırlatıldı.

“İki üst disiplin cezasının uygulanması imkânı idareye tanınmadı”

AYM verdiği ihlal kararında “Başvurucunun temel şikayetlerinden biri eyleminin karşılığında uygulanan disiplin cezasının iki üstünde yer alan disiplin cezasının kanuni temel olmamasına rağmen tarafına uygulanmasıdır” diyerek açlık grevi yapan mahpuslara eylemin disiplin cezasını gerektirdiğinin kabulü halinde uygulanacak disiplin cezasının “bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma” olduğu, şartların varlığı halinde ise mahpuslara ücret karşılığında çalışan işten yoksun bırakma cezası verilebileceği kaydedildi. “İki üst disiplin cezasının uygulanması imkanın idareye tanındığı tespit edilememiştir” ifadesiyle verilen disiplin cezasının kanuni dayanağının olmadığına karar verdi. Müdahalenin meşru bir amacının veya demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olup olmadığını değerlendirilmesine ise gerek görülmedi. Nasrullah Kuran’a 5 bin lira manevi tazminat ödemesine karar veren AYM, kararın bir örneğinin “ifade özgürlüğününün ihlaline ilişkin sonuçların ortadan kaldırması için yeniden yargılama yapılmak üzere” Silivri 1. İnfaz Hâkimliği ile Adalet Bakanlığı’na gönderdi.

 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.