HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, hedeflerinin Türkiye’de demokratik dönüşüme giden yolu açan yeni bir başlangıç yapmak olduğunu belirterek, “Ülke yönetiminde etkili güç olmayı, koalisyon ortağı ve bakanlık gibi sığ tartışmalara sığdırmayı reddediyoruz” dedi.
“Devletçi restorasyonu kabul etmiyor, yeni bir başlangıç istiyoruz”
HDP, Diyarbakır’da sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi. Toplantıya, Eş Genel Başkan Mithat Sancar, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve kanaat önderleri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Sancar, ülkede yaşanan sorunlardan kurtulmak için iki temel senaryonun tedavülde olduğunu belirterek, “Bir ekonomik çöküş, siyasal tıkanma var. Bu çok boyutlu krizlerden ve çöküşten çıkmak gerekiyor. Bu zorba, soyguncu, talancı, savaşçı iktidarı, inkârcı zihniyeti durdurmak istiyoruz. Bu rejimi değiştirmek istiyoruz. Bunun Türkiye’yi zaten çoklu krizlere ve çok boyutlu çöküşe getiren ana faktör olduğunun farkındayız. Baskılarıyla, zulmüyle, ekonomik sömürü ve talan politikalarıyla yandaşlara rant uygulamalarıyla toplumun ekonomik siyasal ve sosyal dokusunda ağır tahribatlar yaratmaktadır. Bu rejimin yerine eski zihniyeti farklı ambalaj ile getirme çabalarına karşıyız. Devletçi restorasyonu kabul etmiyor, yeni bir başlangıç istiyoruz. Bu da demokratik dönüşüm programı ile olabilir” diye konuştu.
“Kürt sorununda demokratik çözümün yolunu açacak asgari mutabakatlar gerekli”
Yeniden inşa ve demokratik dönüşüm programından örnekler veren Sancar, şöyle devam etti:
“Göstermelik değil, güçlü bir demokrasi istiyoruz. Mutlaka katılımcı, denetim mekanizmaları güçlü toplumsal kontrolün etkili olduğu demokratik sistem istiyoruz. Bunun önemli ayağı yerel demokrasidir. Yerelin idaresinin ülke yönetimine yansımasına sağlayacak sistemi istiyoruz. Yerel demokrasi ortak demokrasi mücadelesi gerektirir. Bu programın amacı yerel demokrasiyi yerel mücadele ile var etmeyi sağlayacak programlar yapmaktır. Kürt sorununun çözümü demokrasi ile doğrudan ilişkili. Kürt sorunu da demokratik çözüm ile mümkündür. Şu anki hakim senaryolar, Kürt halkının hak ve özgürlük taliplerini toplumsal alandan dışlamaya dayanıyor. ‘Kürt sorununda demokratik çözümün yolunu açacak asgari mutabakatlar gereklidir’ diyoruz. Taleplerin yok sayıldığı bir durumun Türkiye’nin yeni bir şey getirme şansı yoktur.”
“Bu iktidar savaş politikaları ile ayakta kalıyor”
HDP’nin hem toplumsal alanda etkisiz hale getirilmeye çalışıldığını hem de iradesinin siyasal alandan dışlanmaya çalışıldığını söyleyen Sancar, “Kürtlerin toplumsal talepleri ile siyasal iradesinin nerede yer alacağı meselesi önemlidir. Bu iktidar savaş politikaları ile ayakta kalıyor. Bir demokratik barış programına ihtiyacımız vardır. Güçlü ve kapsayıcı bir Kürt barış inisiyatifi oluşturabilir. Bizim de eksiklerimiz olabilir. Türkiye’de büyük bir barış hareketi olmadıysa Kürt barış inisiyatifi başlatılabilirdi” dedi.
“Özgürlük, demokrasi ve adalete giden yolu açan anahtarın HDP olduğunu düşünüyoruz“
Siyasal bir dönüşüm program için çalıştıklarını anlatan Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“HDP’nin sayısal gücü üzerinden konuşuluyor. Sayısal gücümüz bu noktaya geldiyse halk desteğinin büyük olduğunu söyleyebiliriz. Bütün kuşatma ve baskılara rağmen bugün HDP bir çözüm gücü olarak görülüyorsa, halk desteği ciddi yükselmişse bu bizim mücadelede haklı ve inancımızda samimi olduğumun bir teyidi olarak okunabilir. Anahtar aktör olduğumuzu iddia ediyoruz ve haksız değiliz. Özgürlük, demokrasi ve adalete giden yolu açan anahtarın HDP olduğunu düşünüyoruz.
Bizim temel hedefimiz bu ülkede demokratik dönüşüme gidecek yolu açacak yeni bir başlangıç yapmaktır. Ülkenin yönetiminde etkili güç olmayı öyle koalisyon ortağı bakanlık tartışmaları gibi sığ noktalara bağlamayı da reddediyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimindeki bu sorumlulukları da yine halkımız ile birlikte aşama aşama somutlaştıracağız. İktidar provokasyonlar yapıyor ama bunlarla bizi demokratik siyasette ısrardan ve çözüm gücü olma politikasından ısrardan vazgeçiremiyor. Bir de başka çevrelerden tahriklerle karşılaşıyoruz. Onlar da bizi bu yolumuzdan alıkoyamaz.”
