Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Prof. Acemoğlu’nun açtığı yeni medya ve sosyal ağlar tartışması | Doç. Dr. Eylem Yanardağoğlu: “Sosyal medya da er ya da geç kendi normlarını ortaya çıkaracak”

Medyascope yayınında Edgar Şar, Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eylem Yanardağoğlu ile Prof. Dr. Daron Acemoğlu’nun Project Syndicate’te yayımlanan makalesi üzerinden yeni medyanın sosyal ağları yok ettiği argümanını, sosyal medyanın en öne çıkan sorunlarının gelecekte çözümlenebilmesi için eldeki fırsatları, geleneksel medyanın tarihine de referansla konuştu.

Prof. Dr. Acemoğlu, Project Syndicate’te yayımlanan makalesinde sosyal medyanın sadece yankı odaları yaratıp, yalan haberlerin yaygınlaşması ve aşırı fikirlerin yayılması için bir mecra oluşturmakla kalmadığını aynı zamanda insani ve sosyal iletişim ve etkileşimin temelini sarstığını iddia ediyor.

Edgar Şar, Doç. Dr. Eylem Yanardağoğlu ile Acemoğlu’nun iddialarını konuştu.

“Kimin elinde, nasıl kullanıldığına göre sosyal medyanın sürekli iki yüzü olduğu söylenebilir”

İki temel yaklaşımın olduğunu söyleyen Yanardağoğlu, “Birincisi medyayı biraz daha uzlaşmacı olarak gören yaklaşım. Yani geleneksel medyada bir kamusal tartışmada tüm taraflarca ulaşılan bir konsensusun aracı olarak görüyor. Diğer yaklaşım ise biraz daha çatışmacı. Yani geleneksel medyada birilerinin rahatlıkla rol alırken, bazı kişilerin dışlandığını iddia eden bir yaklaşım” dedi.

Yeni medyanın yükselişiyle beraber bu tartışmanın dönüştüğünü anlatan Yanardağoğlu, şöyle devam etti:

“Örneğin ‘Sosyal medya demokratik bir ortam mı?’ gibi bir soru sorduğumuzda da net bir cevap veremiyoruz. Kimin elinde, nasıl kullanıldığına göre sosyal medyanın sürekli iki yüzü olduğu söylenebilir. Sosyal medyanın erken dönemlerinde demokratikleştirici yönü, kapsayıcı yönü daha ön plandaydı. Ancak son dönem çalışmalarda özellikle 2016’dan sonra, yani Trump’ın seçimi ve Brexit’le birlikte, sosyal medya konusunda da iki kampın oluştuğunu görüyoruz. Birincisi sosyal medyaya yalan haberler, yankı fanusları, yeni teknolojiye propaganda üzerinden bakarken, diğer yaklaşım sosyal ağlara her türlü medyaya nasıl bakılıyorsa öyle bakılması gerektiğini düşünen bir yaklaşım.”

“Habercilerin de okuyucuların da medyayla ilişkisi değişti”

“Eski medyanın en temel farkı bir editöryal süzgeçe dayanmasıydı. Tabii bu süzgeçin nasıl işlediği konu da bir araştırma konusu. Doğrulama mekanizması da bir şekilde ilerliyordu” diyen Yanardağoğlu, internetle beraber değişen sürecin, “yaratıcı yıkım”ı ortaya çıkardığını anlattı:

“Sosyal medyayla birlikte ‘hız’ parametresi de devreye girdi. Doğrulama mekanizması artık zaman ayrılmayan bir şey haline geldi. Temel zorlanılan noktalardan biri bu. Geleneksel medyada sorunlu da olsa bir şekilde devam eden denetimler, sosyal medyada hiç yapılmamaya başlandı. Bu şekilde habercilerin de okuyucuların da medyayla ilişkisi değişti. Şu anda okuyucu eskisi gibi haberi aramıyor, araması için bir gereklilik de yok. Çok fazla haber ve içerik var, okuyucu çok uğraşmadan bu haberler okuyucunun önüne geliyor. Üçüncü bir nokta ise okuyucu dediğimiz grup da artık gündem belirleme potansiyeline sahip oldular.”

“Sosyal medyada da er ya da geç birtakım normlar ortaya çıkacaktır”

Sosyal medyanın da er ya da geç birtakım normların ortaya çıkaracağını söyleyen Yanardağoğlu, “Geleneksel medyadaki normlar da bir anda ortaya çıkmadı. Geleneksel medyada da aslında bugün sosyal medyadaki sorunlar kısmen vardı. Zamanla ortaya çıkan mesleki kodlarla bunların bir çerçeveye oturtulduğunu gördük. Yeni teknolojilerin kolay kolay devletin regüle edebilecekleri bir alan olmadığı ortaya çıktı. Sosyal medyada da er ya da geç birtakım normların ortaya çıkmasını, bir okuyucu filtresinin oluşmasını bekleyebiliriz” diye konuştu.

“Yeni medyanın sosyal ağları nasıl etkilediği konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç var”

Prof. Acemoğlu’nun yazısında iddia ettiği gibi sosyal medyanın insani ve toplumsal iletişimi kökten değiştirdiğini söyleyen Yanardağoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Acemoğlu’nun yazısında iddia ettiği gibi sosyal medya insani ve toplumsal iletişimi kökten dönüştürdüğünü görüyoruz. Bu alanda sosyal psikoloji alanında yapılan çalışmalar var ve daha da yapılmalı. Ancak alan yeni olduğu için, internet de kendi içinde bulunduğu topluma göre de şekil alan bir araç. Dolayısıyla Acemoğlu’nun sosyal medya konusundaki şüpheci yaklaşımına karşı çıkmak mümkün olmasa da bu konuda daha fazla araştırmaya gerek olduğunu düşünüyorum. Belki daha önce bahsettiğim yeni kodların oluşmasıyla, bu konuda da bir ayak uydurma durumu ortaya çıkabilir. Sosyal medyanın insani ve sosyal iletişimi nasıl etkilediğine bakarken, jenerasyonel farklılıklara da bakmak gerekiyor.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.