İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kendisine verilen hapis cezasından adaylık tartışmasına, İYİ Parti lideri Meral Akşener ile sarıldığı anlarla ilgili tartışmadan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’yla aralarında gerginlik olduğu iddialarına kadar pek çok konuda açıklamalarda bulundu. Habertürk gazetesinden Fatih Altaylı‘nın sorularını yanıtlayan İmamoğlu, “Erdoğan’ın karşısındaki rakip takımın bir oyuncusuyum. Teknik direktör beni oyunu sokar veya sokmaz. Ona ben karar vermeyeceğim. Ama oyuna girme ihtimali olan bir oyuncuyum” dedi.
“Oyuna girme ihtimali olan bir oyuncuyum”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla iki yıl yedi ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmasının ardından Habertürk gazetesinden Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtladı. Altaylı’nın “Kendinizi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısında rakip olarak mı görüyorsunuz?” sorusu üzerine İmamoğlu, şu yanıtı verdi:
“Ben tek başıma kendimi rakip olarak görmüyorum elbette. Ama Erdoğan’ın karşısındaki rakip takımın bir oyuncusuyum. Teknik direktör beni oyunu sokar veya sokmaz. Ona ben karar vermeyeceğim. Ama oyuna girme ihtimali olan bir oyuncuyum. Ve işin güzeli bugün bizim takımda oyuna girmeye ve sonucu değiştirmeye aday, o kapasitede pek çok oyuncu var artık. Dün sayamazdınız bu oyuncuları, bugün ise pek çok oyuncumuz var rakibe gol atabilecek. Bu zenginlik artık muhalefet tarafında var. Tek seçeneğe mahkûm olan iktidar tarafı artık, muhalefet değil. Benim söylemek istediğim ise şu: Rakibin oyuna girme ve skoru değiştirme gücüne sahip oyuncularından birini maç öncesi yolda, maça gelirken ve üstelik oyuna girip girmeyeceği bile belli değilken sakatlamasınlar. Rakibin bir oyuncusunu, saha dışında sakatlayıp oyun dışı bırakmayı doğru buluyorlar mı, bulmuyorlar mı bunu açıkça halka anlatsınlar.” .
“Saraçhane’de toplanacağımız çok önceden belliydi, karar günü Kılıçdaroğlu’nu yeniden bilgilendirmedik”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Saraçhane mitingini sosyal medyadan duyduğu yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine İmamoğlu, “Kendisini o an arayıp böyle bir miting düzenleyeceğimizi söylemedik ama mahkeme kararının açıklanacağı gün Saraçhane’de toplanacağımız çok önceden belliydi” dedi. Dava sürecine ilişkin yedi aydır parti yöneticileriyle çalıştıklarını ve ceza verileceğini iktidarın tavrından anladıklarını vurgulayan İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Eğer böyle bir ihtimal ortaya çıkarsa Saraçhane’de toplanmayı, millete böyle bir adres göstermeyi, tepkimizi Saraçhane Meydanı’nda ortaya koymayı çok önceden konuşmuştuk. Bu yüzden de karar günü, özellikle de hukukçularımız mahkeme heyetinin uzun bir görüşme için çekilmesinden sonra bu ihtimali güçlü görmeye başladılar ve bunu da bana söylediler. Ben de bunun üzerine daha önceden konuşulup, üzerinde mutabık kaldığımız Saraçhane’de toplanma fikrini sosyal medya üzerinden duyurdum. Zaten CHP’liler de bir yerde tepkilerini göstermek istiyorlardı. Mahkeme önüne mi gidelim, nereye gidelim diye soruyorlardı. Onlara bir adres göstermek lazımdı ve ben de daha önceden üzerinde mutabık kalınmış bir adresi gösterdim. Doğru, Sayın Genel Başkanı arayıp yeniden bilgilendirmedik. Çünkü bir mahkûmiyet kararı çıkması halinde burada toplanma kararı çok önceden zaten alınmıştı.”
“Mahkeme günü Meral Hanım’la hiç konuşmadım”
Kılıçdaroğlu’nun Altılı Masa’daki diğer partilerin CHP’nin içişlerine karışmaması yolundaki sözlerinin sorulması üzerine İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Mahkeme günü ben Meral Hanım’la hiç konuşmadım. Meral Hanım bize destek olmak için Ankara’dan yola çıkınca özel kalemi, benim özel kalemimi aramış ve ‘Meral Hanım yola çıktı ama saat 4’e yetişemeyebilir’ demiş. Ben de onun özel kalemine ‘Karar zaten 4’te çıkmayacak. Yetişir sorun olmaz’ diye mesaj ilettim. Genel başkanımızın seçimlerden öncesinde ve seçimlerden bu yana birlikte hareket ettiği bir partinin lideri destek vermek istiyor. Bundan doğal ne olabilir? Ama açık söyleyeyim, beni ilk arayan Ahmet Davutoğlu’dur. Mahkûmiyet çıkacağını hissetmişti ve destek telefonunu ilk o açtı. Konuştuk. Meral Hanım’la konuşmadık bile. Bana göre Altılı Masa’nın hangi lideri gelse başımızın üzerinde yeri olur.”
“Muhalefetin kazanacak adayı belirlemesini istiyorum”
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
İmamoğlu, hapis cezasıyla birlikte adaylığının daha ön plana çıkıp çıkmadığı, bu kararı kendi lehine bir fırsat olarak görüp görmediği sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Bu kararı benim adaylığımı güçlendiren bir karar olarak değil, iktidarın korkusunun ne kadar büyük olduğunu gösteren bir karar olarak görüyorum. Kendimi kastetmiyorum, muhalefetten korkuyorlar. Muhalefetin adayı kim olursa olsun iktidarı korkutuyor. Kaybetme korkusu yaşıyorlar. Ben muhalefetin kazanacak adayı belirlemesini istiyorum. Kim olur ona liderler karar verecek ama kazanacak biri olmalı. Bizim tarafın belirlediği adayın kazanmasını benden fazla kimse isteyemez. Çünkü bugün iktidara rağmen İstanbul’da iyi işler yapıyoruz. Yarın iktidar biz olursak, ben de İstanbul’da tarih yazarım. İstanbul’un efsane belediye başkanı olurum. Bakın iddialı konuşuyorum, İstanbul’un değil, dünyanın en başarılı belediye başkanı olurum. İstanbul’da tarih yazmak için benim şahsi olarak en istediğim şey bizim İstanbul’u kazanmamız. Kazanacak adayı bulup çıkarmamız. Mevcut görevim dolayısı ile bunu benden fazla kimse isteyemez.”
“Oturup ağlamamı mı bekliyorlardı?”
Meral Akşener ile kucaklaşma görüntüsüyle ilgili de konuşan İmamoğlu, o anları şöyle anlattı:
“Mahkeme kararını bekliyorduk odada. Meral Hanım, eşim, ben, birkaç arkadaşımız daha. Bir ara eşim duygusallaştı. Gözleri doldu. Ben de ‘Yapma. Bunların hepsine hazırlıklı olarak bu işteyiz’ dedim. O da ben görmeyeyim diye arkama geçti duvara yaslandı. Tabii Meral Hanım görüyor. O sırada karar geldi ve bana yazılı olarak ilettiler. Okudum. Duygusal bir ortam oldu. Meral Hanım bizi teselli eder gibi, gelip sarıldı. Siyaseten bir büyüğümüz, bir ablamız, tecrübeli bir lider olarak bizi kucakladı. Ben de azami saygı ile onun bu sıcak davranışına, özellikle eşime vermek istediği ‘Yalnız değilsiniz” mesajına karşılık verdim. Bundan bile anlam çıkardılar. Gülüyormuşum. Tebessüm ediyordum doğru. Ne yapacaktım. Bize karşı verilen bu karardan ötürü oturup ağlamamı mı bekliyorlardı?”
“Canan Kaftancıoğlu ile bazı konularda farklı düşünüyoruz”
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile aralarında gerginlik olduğu iddialarına da yanıt veren İmamoğlu, “Elbette sorun var. Burası CHP. Biat yok. Fikir tartışması var. Burada farklı düşüncelerin tartışılması ve bir sonuca ulaşılması geleneği var. Canan Kaftancıoğlu ile bazı konularda farklı düşünüyoruz ve bunu da birbirimize söylüyoruz. Bu medeni bir tavırdır. Canan Hanım da çok net bir insandır. Fikir ayrılıklarımız olduğu bir gerçektir ama bunun detayı parti içi konudur. Ancak söylendiği, iddia edildiği gibi durum yoktur, olamaz da. Daha fazlasını konuşmaya da gerek yoktur. Canan Hanım, Saraçhane’de durduğu yerle gereken mesajı zaten vermiştir. Fikir ayrılıklarımızın olması hedefimizin aynı olduğu gerçeğini değiştirmez” dedi.