Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Bundesliga’da 17. hafta maçı: Bayern Münih 1-1 Köln | Eğrisi doğrusu 1 puan

Almanya’nın en üst düzey futbol ligi Bundesliga’nın 17. haftasında lider Bayern Münih, Köln ile 1-1 berabere kalarak 1 puana razı oldu. Medyascope Spor’un podcasti Bundesliga 101’den Öner Tavtay, müsabakayı sizler için analiz etti.

Eğrisi doğrusu 1 puan

17. Haftada çok ilginç bir Bayern Münih – Köln maçı izledik. Maç 1-1 beraberlikle sonuçlansa da detaylara inildiğinde maçın çok daha enteresan rakamlara sahne olduğuna şahit olduk. Bu yazıda sizlere maç içerisinde neleri göremediğimizden bahsetmeye çalışacağım.

Son maçında Leipzig’e puan kaybeden Bayern, bu maça mutlak galibiyet parolası ile çıksa da Leipzig maçındaki tutuk performansı sebebiyle endişe verici bir durumdaydı. Köln ise görkemli 7-1’lik Werder Bremen galibiyetiyle çok moralli geliyordu. Bayern bir galibiyetle kendine gelmek, Köln ise Allianz Arena’dan 3 puan çıkarmak için en müsait zamanı yakaladığına inanıyordu. Bayern hücum hattı formsuz durumdayken, Köln tarafında ise pek çok oyuncu formda sayılırdı. Şimdi gelelim maç içi faktörlere.

Bayern cephesinde ilk 11 açısından herhangi bir sürpriz yoktu. İdeale yakın bir kadroyla sahaya çıkmışlardı. Fakat Gnabry’nin bu sezon beklentilerin çok uzağında kalması, Musiala’nın Leipzig maçında çok kötü bir performans göstermesi bütün yükün Leroy Sane’nin üstüne yıkılacağını göstergesiydi. Peki Sane kötü bir maç mı çıkardı? Maçı 4 şutla tamamladı ve bunların hiçbirinde kaleyi bulamadı. Denediği 7 çalımın 4’ünde başarılı olabildi. Attığı 56 pasın 46’sında isabet buldu ki %82’lik güzel bir yüzde yakaladığını söyleyelim. Girdiği 16 ikili mücadelenin de yarısını kazanmayı başardı. Bu istatistiklerine rağmen Köln takımının onu prese boğduğunu belirtmekte fayda var. Çünkü Sane, 32 ile maçta en çok prese uğrayan oyuncu oldu ki bu sayı ile lig ortalamasının çok üstünde bir baskı gördüğünü söylememiz gerek. Genelde pres sayısının 25 olması bile anormal bir durum olduğunun göstergesi sayılır. Burada Köln’ün dersine ne kadar iyi çalıştığını söyleyebiliriz.

Peki Bayern’in dinamosu, beyni ve füzesiyle takımına bir puan getiren kaptanı Kimmich neler yaptı? Kimmich maç boyu 111 kez topla buluştu ve attığı 84 pasın 74’ünde isabet bularak %88’lik bir yüzde yakaladı. 3 kez top kaptığını, 2 kere pas engellemesi yaptığını da söyleyelim. Sadece 1 faul yaparak maçı savunma anlamında iyi istatistiklerle tamamladı. Sadece tek şut çekti ve o şut da gol oldu. Ve o şutun gol olma ihtimali de kayıtlara 0.02 olarak geçti. Köln’ün takım olarak koşu mesafesi rekoru kırmasına rağmen maçın en çok koşan oyuncusu oldu. Kimmich 13.4 km koşarken, onu Köln takımından Skhiri 13.1 km ile takip etti. Koşu mesafesine değinmişken gözümüze çarpan ilginç bir istatistik de Kimmich ve Skhiri’den sonra en çok koşan oyuncuların sırasıyla Upamecano, De Ligt ve Pavard olmasıydı. Bu da Köln’ün maçın hemen başında bulduğu golden sonra tamamen kendi bölgesine kapanarak savunmasından kaynaklıydı. Fakat hesaba katmadığımız bir detay daha vardı. O da Neuer ile Sommer arasındaki en büyük fark olan oyun kurucu kaleci modeli.

Neuer, 2010’lu yıllarda futbol literatürüne libero kaleci, oyun kuran kaleci tabirlerini ekledi. Sommer ise çoğunlukla çizgi kalecisi olarak geçen daha klasik bir kaleci modeline sahip. Bu durumda Upamecano ve De Ligt’e daha çok görev düşüyor ki bu maçta da böyle bir şey gördük. Belli zamanlarda topu ileri taşıyarak oyun kurmaları gerekti. Köln’ün çok içeri gömülmesi sebebiyle Bayern savunma çizgisine orta saha çizgisine kadar rahatlıkla çıkardı ve maçı ikinci ve üçüncü bölgede oynamayı tercih etti. Köln’ün başarısız kontratak denemeleri olsa da Bayern savunmasını geri koşmaya iterek bu defans oyuncularının koşu mesafelerinde ortalamalarının üstüne çıkmalarına sebep oldu.

Gelelim Köln cephesine. Baumgart’ın ateşli kişiliği artık oyunculara da tam anlamıyla sirayet etmiş diyebiliriz. Köln aradan öyle bir döndü ki iki maçtır bitmek bilmeyen bir enerjiyle oynuyorlar ve her geçen dakika daha coşkulu bir havaya bürünüyorlar. Peki bu maçta Baumgart ve Köln, Bayern’i nasıl durdurdu? Hübers ve Kilian’ın yokluğunda savunma göbeğinde 24 yaşındaki Chabot ve 22 yaşındaki Soldo’ya şans verdi. Bunun dışında orta üçlüde Skhiri dışında Huseinbasic ve Olesen tercihi gözümüze çarptı. 21 yaşındaki Olesen’in dinamizmine güvenmesi Köln’ün orta sahasının daha diri kalmasını sağladı. Kainz ve Maina ise kontratak tehdidi olarak kanatlarda yer aldı. İleri uçta ise geçen maçın kahramanlarından Tigges yer aldı ki bu pek şaşırtıcı bir tercih değildi, fakat kendisi bu maçta çok etkisiz kaldı. Kontratak oynamak zorunda kaldığınız bir maçta ileri uçta Tigges gibi ağır bir oyuncuya sahip olmak size dezavantaj yaratabiliyor.

Köln’de istatistikleriyle öne çıkan oyunculara birlikte bakalım. Yaptığı 6 kurtarışla maçı tutan ve neredeyse galibiyeti getirmenin kıyısından dönen Scwäbe’yi öne çıkarabiliriz. Kurtarışlarının dışında toplamda 27 pasın 16’sında isabet buldu. Attığı 15 uzun topun 5’inde hedefi bulduğunu söyleyelim. Fakat Köln adına maçın en öne çıkan oyuncusu Chabot’ydu. 1998 doğumlu 1.95 boyundaki stoper, adeta savunmada liderliği üstlendi ve savunma istatistikleriyle Köln’ün en iyi oyuncusuydu. Girdiği 10 ikili mücadelenin 8’ini kazandı ve çıktığı 5 hava topunun 4’ünü aldı. 2 kere top kazanırken, 3 kere pas engellemesi yaptı ve 10 kere top uzaklaştırma başarısı gösterdi. Aynı zamanda 2 şutun da kaleye gelmesine engel oldu. 51 kez topla buluşan Chabot, 30 pasında 20 isabet buldu ve %67’lik isabetle maçı tamamladı. İsabetsiz paslarının da çoğunun uzaklaştırma olduğunu söylememiz gerek. Hiç faul yapmadan maçı tamamladı ve Köln’ün gol dışındaki tek şutunu atan oyuncu oldu. Maçı da 10.6 km’lik koşu mesafesiyle tamamladı ki maçın 90 dakikasını yarı sahasında oynayan bir takımın stoperi için hiç fena bir rakam değil. Tandemi Soldo ise 11 km koştu.

Peki takım açısından bakarsak Köln’ün yaptığı doğrular nelerdi? Bayern karşısında her takım derinde beklemeyi tercih ediyor ki bunda haksız sayılmazlar, çünkü Bayern’in çok hızlı kanat oyuncuları var ön saha presini aştıklarında çok rahat bir şekilde cezayı kesebiliyorlar. Fakat ön saha presi sayesinde Bayern’in dengesini bozan takımlar da olmuştu. Bunlardan biri de 7. haftada 1-0 mağlup eden Augsburg’du. Bayern’in stoperleri De Ligt ve Upamecano ile Kimmich’e ciddi baskı getirerek pozisyonlar yakalamış ve bunlardan birini golle sonuçlandırarak maçı kazanmışlardı.

Bir diğer yöntem ise birkaç sezondur Gladbach’ın uyguladığı uygun zamanı bekleme taktiğiydi. Kalede Sommer’in varlığına güvenerek Gladbach, derinde bekliyor, zaman zaman da önde presle kaptığı toplarla gol arıyordu. Son birkaç senede Bayern’in en büyük belâsı olmayı başardılar. Gladbach’ın da orta üçlüyü fizikli ve hareketli oyunculardan kurduğunu söylememiz gerek. Köln de buna benzer bir taktik izlemeyi seçti. Gladbach’tan farklı olarak orta saha çizgilerini biraz daha önde tuttular ve oyun kurulumunun ikinci aşamasında pres yapmayı seçtiler. Maç içerisinde Bayern’de orta sahanın ilerisinde topu kim aldıysa karşısında genel olarak iki kişiyi buldu. Burada yapılan baskının şekli daha ilginç. Normalde ikili veya üçlü sıkıştırmalar getirildiğinde sadece top kapma odaklı olurdu ve oyuncu eğer bu baskıdan kurtulursa büyük bir boşluk bulurdu. Köln ise bu sıkıştırmaları daha çok tek oyuncu ile yaptı, yardımına gelen diğer oyuncu ise adeta kademe yapar gibi oyuncunun pas kanallarını kapatmayı denedi. Her ne kadar riskli bir taktik gibi gözükse de Köln, Bayern’i daha hızlı düşünmeye ve karar vermeye zorlayarak daha az pozisyon verdi. Maç boyu da 129.8 km koşarak inanılmaz bir istatistiğe ulaştılar. Ne yazık ki Kimmich’in 89. dakikadaki inanılmaz şutu yüzünden bir puana razı kaldılar. Baumgart ve Köln’ün bu başarısı, başta Union Berlin olmak üzere derinde savunma yapmayı seven ve çok koşan diğer Bundesliga takımlarına da ışık tutacaktır.

Açıkçası bu maçın herhangi bir kaybedeni olduğunu düşünmüyorum. Çünkü iki taraf da doğruları ortaya koydu. Bayern yakaladığı fırsatları değerlendiremedi ve formsuzluğunun kurbanı oldu. Köln ise skoru tutmak adına her şeyi yaptı ama hesapta olmayan uzaktan bir şut, onları bir puana itti. Heyecanı ve temposu yüksek, istatistiksel açıdan da çok zevkli bir maç izlettiler bizlere. Umarız ki sezon boyunca bizlere daha çok analiz yaptıracak maçlara da şahit olabiliriz.

Yazan: Öner Tavtay

Editör: Doğa Üründül

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.