Efsane İspanyol orta saha Santi Cazorla, The Guardian’a konuştu: “Bedava oynamak isterdim ama buna izin vermiyorlar”

Arsenal ve İspanya Milli Futbol Takımı’nın orta sahasında harikalar yaratan Santi Cazorla, futbolu başladığı kulübü olan Real Oviedo’da bırakmak için döndü. Medyascope Spor’dan Uğurcan Kanca, 38 yaşındaki efsane futbolcunun The Guardian‘a verdiği röportajı çevirdi.

Efsane İspanyol orta saha Santi Cazorla, The Guardian’a konuştu: “Bedava oynamak isterdim ama buna izin vermiyorlar”

Arsenal ve İspanya’nın eski orta saha oyuncusu, şu anda 38 yaşında ve ikinci ligdeki kulübü Real Oviedo’da da oynuyor.

İspanya tarihinin sonsuza dek değiştiği gün, Santi Cazorla penaltıdan golünü attı. 2006’da Recreativo de Huelva’daki ilk maçında 18 yıl öncesine dayanan 143 golün ilkini attı, 2016 sonbaharında Emirates’te 59.962 kişinin önünde Arsenal formasıyla son golünü attı ve 754 gün sonra Moskova’da 96. dakikada eşitliği sağladı. Wembley’deki FA Cup finalinde, Santiago Bernabeu’da ve Camp Nou’da, Old Trafford ve Anfield’da, Kuzey Londra derbisinde ve San Mames’de gol attı.

Yine de hiçbiri, ikinci ligdeki küçük Alcorcon’a karşı rastgele bir Cumartesi öğleden sonrasında 3.823 kişinin önünde atılan ve sayılmayan bir şutla karşılaştırılamaz. VAR incelemesinin her şeyi mahvettiğini söyleyen Cazorla, “En çok duyguyla yaşadığım goldü! Ve ben çoktan kutlamıştım.”

Aradan birkaç hafta geçti ve Cazorla şimdi gülüyor (neredeyse her zaman güler) kendisini taraftarlara koşarken hayal ediyor. Onlar tarafından ilgi görüyor, sahaya çıktığında armayı öpüyor. Ve işte o anda hakemi gördü. “Hakem dedi ki: ‘Bunun için gerçekten üzgünüm. Huelva’lıydı ve ‘Sizinle ilgili harika anılarımız var’ dedi. Ama ne var biliyor musunuz? VAR olsa bile hiçbir şey o anı yok edemez. Tribünlerdeki insanlarla konuştum ve o deneyim o kadar gerçek, o kadar sahiciydi ki her zaman orada olacak. Bu formayla attığım ilk profesyonel goldü: Çok ama çok uzun zamandır bekliyordum.” Aslında tüm hayatı boyunca.

Cazorla, Real Oviedo’nun tarım arazileriyle çevrili dar bir sokaktaki antrenman sahası Requexón’daki soyunma odasında oturuyor. Burayı çok iyi biliyor. Burası onun büyüdüğü yer, 8 yaşında katıldığı yerel takım, kahramanlarını izlediği yer: Carlos Munoz, Slavisa Jokanovic, Robert Prosinecki, Petr Dubovsky. Her zaman Oviedo’da oynamak istemiş ama kulüp krizdeyken, 4. Lig’e kadar düşmüşken ve kapanmanın eşiğindeyken bunu asla başaramamış. Ta ki geçen yaza kadar; ilk geldiğinden bu yana 30 yıl, kendi isteği dışında ayrıldığından bu yana 20 yıl, ihtiyaç duydukları anda hisse satın alarak geri döndü. 2. Lig’de ve asgari ücretle, yıllık 93.000 €. Hem de bir görevle.

Cazorla: “Bedavaya oynardım ama buna izin yok. İyi bir teklif yaptılar. Eşim: ‘Hayır, hayır, Oviedo’ya para kazanmak için gitmiyorsun, zevk almak, yardım etmekve katkı vermek için eve gidiyorsun’ dedi. Menajerimi aradım: ‘Para istemiyorum’ dedim. Başkana söyledim: asgari ücret, forma satışlarının %10’u akademiye… O gece her şey tamamdı.”

İspanya ile çifte Avrupa şampiyonluğu yaşayan Cazorla, Arsenal, Villarreal ve Malaga ile Avrupa’da oynadı. Şimdi hedefi, Oviedo’yu 23 yıl sonra Primera’ya geri döndürmek. Bu “yaşadığım en büyük meydan okuma” diyor.

“Bana her yerde çok iyi davranıldı — Arsenal’de herkes beni seviyor, Villarreal de aynı, Recre’de, Malaga’da … Ama bu duygu ve sorumluluk daha derin. İnsanlar bunun bir geri adım olduğunu, kazanılacak bir şey olmadığını söylüyor ama bu tam tersi. Sorumluluk buna hazır olmaktır. Forma satmak için ya da akademinin sembolü olduğu için gelen bir adam olmak istemiyorum; futbolcu olmak istiyorum.”

Cazorla itiraf ediyor: “Bu sorumluluk ağır geliyor. İlk başta biraz korkmuştum. Yeterince iyi olup olmadığınızı bilmiyorsunuz, ki bu hala oluyor: Özellikle fiziksel olarak aynı seviyede değilim. Üç yıl daha düşük bir ligde(Katar ligi) oynadıktan sonra 38 yaşında geri geliyorsunuz. Pubis problemim vardı, sezon öncesi çok az antrenman yapabildim ve takım bensiz mücadele ediyordu. Yardım edemediğim için kendimi daha da kötü hissettim.”

Yedi hafta sonra, Cazorla bir dakika oynamamışken, Oviedo Segunda División’da sondan ikinci sıradaydı. Şimdi ise yükselme potasından üç puan uzakta, playoff’ta yer alıyorlar. Alcorcón maçında golünün engellenmesine ve son iki haftada yaşadığı küçük sakatlığa rağmen, yeniden yapılanmanın merkezinde yer alıyor. Onu izlediğinizde bazı şeylerin hiç değişmediğini göreceksiniz. Yine de bazı şeyler değişiyor. “En ufak bir tekmede rakipler özür diliyor. Daha önce bana bu kadar saygı duymuyorlardı” diyor ve gülüyor.

Sevgi, saygı ve takdir var. Bir sürü forma talebi de var. “Kazanırsanız birini bedava alırsınız, diğerinin parasını ödersiniz; kaybederseniz ikisinin de parasını ödersiniz. Ben her zaman ikisini de veriyorum. Kendimi kötü hissediyorum: Keşke daha fazlasını verebilseydim.” Bu arada her sahada alkışlar, sıcaklık var ve bunlar rakip taraftarlar. Cazorla’nın oynadığı yerlerde miras daha büyük. Yakın zamanda ortaya çıkan bir fotoğrafta o ve Isco, o günlerde Malaga’da top toplayıcı olarak görev yapan Brahim Díaz tarafından izleniyor. “Bunu görmek biraz hüzünlü ama çocukların size bakması, ilham alması futboldaki en güzel şey,” diyor Cazorla.

Kuzey Londra için de bir nostalji var. Cazorla Emirates Stadyumu’na en son Nisan 2018’de gitmiş ve sahada antrenman yapmak istemişti. “Gerçekten geri dönmek istiyorum. Onlara çok şey borçluyum, özel bir yere sahipler. Ayrıca orada harika bir arkadaşım var.”

Bir sırıtma beliriyor. Cazorla, Mikel Arteta’nın menajerlik potansiyelini herkesten önce gördü ve bu çok can sıkıcıydı. “Sakatlanmış, birlikte maç izlerken kumandayı alır ve durdururdu. ‘Ne yapıyorsun?’ ‘Geri git, geri git’ der, 30 saniye geri sarar ve sorardı: ‘Ne görüyorsun?’ ‘Duraklatılmış bir ekran görüyorum! Ne görmemi istiyorsun?!’ Şöyle derdi: ‘Şuradaki adama bakın, ne kadar kötü konumlanmış. Buraya giderse ve oraya giderse, bu alan açılır’. Her maçta, her 20 saniyede bir dururdu. Maç bitti ve biz hala 20. dakikadayız. “Bu adamın nesi var?” diye düşünüyordum.”

“O bunu görüyor. Futbolu seviyorum ama sevmiyorum da. Bence bu bir hediye. Duraklayıp: ‘Bu kadar kötü oynadığımızı görmüyor musun? Sol bekin daha derinde olması gerektiğini düşünmüyor musun? Markajcısını dışarı çekmesi gerekmiyor mu? Orada bir boşluk yaratabileceğimizi düşünmüyor musun?’ Her şeye evet dedim: Evet, tamamen haklısın Mikel. Şimdi oynat tuşuna bas. ‘Dostum, sen zaten bir koçsun.’ derdim. O da ‘Evet, öyle olmam gerektiğini düşündüren şeyler görüyorum’ dedi. Çok konuşurduk. Hâlâ oynamayı seviyordu ama [Manchester] City’de Pep Guardiola ile çalışmak bir fırsattı, en iyi çıraklık dönemiydi. Dedim ki: ‘Mikel, eğer seni harekete geçiren buysa, devam et.’ İyi de oldu.”

“Mikel onların [Arsenal’in] zihniyetini değiştirdi. Ben oradayken bir şeyler eksikti. Mikel bunu değiştirdi ve inanılmaz bir kadroları var. Martin] Ødegaard’ı seviyorum ve onda kendimi görüyorum: onun gibi ben de bana güven veren bir koç [Arsène Wenger] buldum. Ben daha İngilizce ‘hola’ diyemeden beni kaptan yaptı. Declan Rice bana Aaron Ramsey’i hatırlatıyor, her yerde görünen, acımasız bir oyuncu. Arsenal lig şampiyonluğu için gözle görülür bir aday.”

Arteta, eski takım arkadaşlarının menajer olarak yollarına devam ettiği listenin başında yer alıyor. “Xabi Alonso’nun her zaman şaşırtıcı bulduğum bir sakinliği vardı”

Cazorla daha fazlasının geleceğine inanıyor: Álvaro Arbeloa, Fernando Torres ve Pepe Reina. Ancak bunun kendisine göre olduğundan emin değil: Barcelona’nın kadrosuna katılacağına dair haberlere gülüyor ve Xavi’nin “acımasız ve tatsız” bir işten istifa etmesiyle bunun ne kadar nankör bir görev olabileceğini gördü. Bunu Wenger’de de gördü.

Cazorla: “Arsène Arsenal’in tarihteki en önemli teknik direktörüydü, ligi, kupayı kazandı, her yaz oyuncu satmalarına rağmen her zaman Şampiyonlar Ligi’ne katıldı ama futbolun hafızası yok. Bu çok üzücü. Xavi’nin durumu benim ve Oviedo’nun durumu gibi. Beni Katar’da [Al Sadd’da] yalnız bıraktığı için özür diledi ve sonrasında eskisi gibi olmadı ama ‘Santi, bu benim hayalim, çok kişisel’ dedi. Kendi evinde acı çekmesi, değerinin bilinmemesi üzücü. Tarihlerinin en zor anlarından birinde geldi, ligi ve Süper Kupayı kazandı ama bu asla yeterli değil.”

Cazorla gülerek devam ediyor: “Xavi beni şaşırttı. Bir oyuncu olarak asla sesini yükseltmedi ve şimdi … İlk gün kaybediyorduk. Kramponları fırlatışını, küfredişini, bağırışını izledim. ‘Biri tanıdığım adamı başkasıyla değiştirmiş’ diye düşündüm. Daha sonra sordum: ‘Xavi, bugün sana ne oldu?!’ Dedi ki: ‘Tamamen değiştim. Eğer değişmezsen soyunma odası sana saygı duymaz. ‘Gerçekten buna mecbur musun?’ diye düşündüm. Bunu kendimde görmüyorum ama onda da görmedim. Bunu düşünmek zorundayım. Belki de sportif direktör.”

Bu bekleyebilir. Cazorla’nın hala bir görevi var, en azından Haziran’a kadar futbol oynayacak. “Sonra oturup kulübün ne istediğine ve benim ne verebileceğime bakacağız. Ne yapacağımızı gerçekten bilmiyorum. Bu sezonun ötesine bakmıyorum, Oviedo’yu hak ettiği Primera’ya ulaştırmaya çalışıyorum. Başka hiçbir şeyin önemi yok. Kararım hangi ligde olduğumuza bağlı olmayacak. Eğer emekli olmam Oviedo’nun yukarı çıkması anlamına gelseydi, bu hafta sonu oynamazdım bile.”

Eğer öyle olsaydı, bu onun başardığı her şeyin yanında yer alırdı. “Yanında mı? Hayır. Üstünde,” diyor Cazorla. “Bu farklı: eve dönmek ve bu kulübün uzun zamandır beklediği bir şeyi başarmak çok özel olurdu.”

“Maçlar acı vermiyor; daha çok günden güne hazırlanıyorum. Süpermarkette topallayarak dolaşmıyorum… Kimsenin bilmesini istemiyorum. Zihnim aşırı çalışmaya başladığında, hafta sonunu kaçırabileceğimi düşündüğümde acı çekiyorum. Hafta sonu geldiğinde, evde oynamak büyük bir keyif. Baskı var ama ben bunu seviyorum. Alcorcón’a karşı 1–0 kaybettik. Çok kötü hissediyorsunuz. Taraftarlar uzun bir yol kat etti. Çocukken arkadaşlarınızla oynadığınız bir maçtı; bir profesyonel olarak insanların etkilendiğini ve eve kızgın döndüğünü biliyorsunuz. Acı olan da bu. Suçlu hissediyorsunuz, insanları hayal kırıklığına uğratıyorsunuz.”

Cazorla’ya kimseyi hayal kırıklığına uğratmadığını söylüyorum. “Hayır, VAR yaptı!” diyor sırıtarak. “Bir sorumluluk var ama çocuklara bunun tadını çıkarmalarını söylüyorum. Çok eğleniyorum. Bunu yapmak zorundasınız. Eve döndüğümde ‘bunu yaptığım için acı çektim’ diye düşündüğüm ya da futboldan zevk almayı bıraktığım gün, bırakma vakti gelmiş demektir. Kalan zamanımın tadını çıkarmalıyım.”

“Çok hızlı geçiyor. Daha dün burada genç takımdaymışım gibi geliyor. Ama şimdi 39 yaşındayım, sona yaklaştım, halkımın, ailemin önünde, büyüdüğüm ve hep olmayı hayal ettiğim yerde oynuyorum.”

Kaynak: The Guardian

Çeviren: Uğurcan Kanca

Editör: Doğa Üründül

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.