Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Uzmanlar anlattı: Deprem bölgesinde sivil toplum kuruluşları neler yapıyor, gönüllüler afet bölgesine gitmeli mi, nasıl bir hazırlık yapılmalı?

Türkiye tarihinin en yıkıcı depremlerinden ikisi 6 Şubat’ta 10 saat arayla meydana geldi. 11 ilde can kaybının yaşandığı bu iki depremde on binlerce yurttaş hayatını kaybetti. Peki depremden sonra neler yapıldı? Nasıl destek verilmeli? Gönüllüler afet bölgelerine gitmeli mi, nasıl bir hazırlık yapılmalı? Deprem sonrasında iletişime geçilmesi gereken kurumlar nereler? Bu soruların yanıtlarını Selin Işık ve İsmail Kurt araştırdı.

Haber: Selin Işık & İsmail Kurt

Büyük Güneydoğu Anadolu depreminin ardından ilgili sivil toplum kuruluşları afet bölgelerinde arama kurtarma çalışmalarına depremden zarar göre yurttaşlara çeşitli yardımları ulaştırmaya başladılar. Bu süreçte veya olası afet durumlarında, sivil toplum kuruluşlarının neler yapması gerektiğini, neler yaptıklarını Nirengi Derneği Direktörü İdil Türkmen Ayaydınlı ve Hayata Destek Derneği İletişim Yöneticisi Çiğdem Usta Güner Medyascope’a değerlendirdi.

Sivil toplum kuruluşları afet bölgesinde ne yapıyor?

Güneydoğu Anadolu depreminde, sivil toplum kuruluşlarının deprem bölgelerinde yaptıkları ve nasıl koordine oldukları hakkında konuşan İdil Türkmen Ayaydınlı, Afet Platformu çatısı altında çalışan sivil toplum kuruluşlarının öncelikli olarak ihtiyaç durum analizi yaparak çalışmalarına başladıklarını söyledi. Ayaydınlı, her sivil toplum kuruluşunun afet bölgesinde kendi uzmanlık alanlarına göre çalışmalarına başladığını ve oluşturulan kriz masası koordinasyon ekibiyle tespit edilen ve güncellenerek belirlenen ihtiyaçların düzenli olarak afet bölgesine ulaştırıldığını belirtti.

Ayaydınlı, afet bölgelerinde çalışan sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini şöyle anlattı: “Sivil toplum kuruluşları; afet bölgelerindeki ihtiyaçların haritalanması ve teyit edilmesini, gönüllülerin örgütlenmesini, farklı kaynaklardan ihtiyaçların toplanması ve lojistiğinin sağlanmasını, gönüllü ekipleriyle acil yardımların dağıtımı ve koordinasyonunu amaçlamaktadır. Platform üye kuruluşları, Türkiye’nin dört bir yanında afetten etkilenen bölgelere gönderilen ürünlerin depolara girişi, tasnifi ve ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırılması konusunda oluşturulan depolarda yoğun şekilde aktif görev almaktadır.”

Gönüllülük esasıyla başvuru yapan 18 yaş üstü kişiler

Sivil toplum kuruluşları ile afet bölgelerindeki görev dağılımlarında rol alacak kişilerin, tamamen “gönüllülük esasıyla başvuru yapan 18 yaş üstü kişiler arasından” seçildiğini söyleyen İdil Türkmen Ayaydınlı, bu yurttaşların hangi kriterlere göre seçildiğini de anlattı: “Bölgede tespit edilen ihtiyaçlar doğrultusunda, gönüllüler bilgi, beceri, uzmanlık alanlarına göre (örneğin lojistik, barınma, hafif arama kurtarma, altyapı, iletişim, haberleşme, sağlık, psiko-sosyal – ruh sağlığı, eğitim, vb.) ve/veya önceki afetlerden deneyimli olma durumuna göre belirlenebilmektedir. Ayrıca kişinin fiziksel sağlığının afet bölgesi ve görev koşullarına uygunluğu gönüllü olması konusunda önemli bir belirleyici faktördür. Örnek olarak bir gönüllünün depoda destek aktif rol alabilmesi için ürün kaldırma-taşıma gibi görevleri yerine getirmesini engelleyecek bel fıtığı, boyun fıtığı, eklem rahatsızlığı vb. rahatsızlıklara sahip olmaması şartı aranmaktadır.”

İdil Türkmen Ayaydınlı, gönüllülerin aynî desteklerinin depolanması, dağıtılması, tıbbi ihtiyaçlar ve psikolojik ilk yardım gibi birçok alana yönlendirildiğini, bu görevleri edinmeden bir eğitimden geçtiğini fakat bu eğitimlerin her kuruluşun kendi gönüllü yönetim politikasına ve yaklaşımına göre belirlendiğine de değindi.

Gönüllüler ve yurttaşlardaki travma psikolojisi

Gönüllüler maddi yardımların ulaştırılmasında görev alırken afet bölgelerindeki gönüllülerin aklındaki bir soru da mağdurlarla aralarındaki iletişimin ne mesafede olması gerektiği. Gönüllüler ve afet bölgelerindeki vatandaşların iletişimin sağlıklı yürümesinin hem afet travması yaşayan bireyler hem sahadaki görevliler hem de afete müdahale çalışmalarının işleyişi açısından büyük önem taşıdığını söyleyen İdil Türkmen Ayaydın şunları söyledi:

Afetten etkilenen bireylere yaklaşım konusunda gönüllülerin temel düzeyde travma psikolojisi bilgisine sahip olması ve karşılaşacakları kişilerin hassasiyetlerine maksimum duyarlılıkla, saygı ile yaklaşabilecekleri donanımda olmaları önemlidir. Burada da gönüllünün dahil olduğu STK’nın alanda kendi gönüllülerini sürekli bir izleme ve değerlendirme, geri bildirim mekanizması ile desteklemesi ve gönüllülerini psikolojik ilk yardım becerileri düzeyinde bilgi ile donatmış olması önemlidir. Böylece gönüllülerin alanda ‘yardım eden’ rolü ile etkilenen kişiler ile mesafesini doğru konumlandırması mümkün olabilir. Ek olarak, gönüllüler ikincil travma dediğimiz doğrudan afeti yaşamamasına rağmen afet bölgesinde bulunması ve/veya afetten etkilenen bireylerin yaşadıklarına şahit olması yoluyla dolaylı olarak travma yaşamamak adına da aradaki iletişimi yönetme becerisine sahip olabilir.”

İlk ve önemli adım: İhtiyaç durum analizi

Sivil toplum kuruluşlarının afet bölgelerinde çalışmalarını nasıl yürütmeleri ve neler yapmaları gerektiğini anlatan İdil Türkmen Ayaydınlı, sivil toplum kuruluşlarının öncelikle çalışma yapılacak afet bölgesinin AFAD veya çalışma alanına göre ilgili müdürlüklerle iletişim kurulması gerektiğini söyledi. Sivil toplum kuruluşları, koordinasyon mekanizmalarına dahil olmanın, yardım çalışmalarında tekrarın ve kaynak israfının önlenmesinde etkili olduğuna değinen İdil Türkmen Ayaydınlı şöyle devam etti:

“Bir diğer önemli konu ise bölgede çalışacak tüm sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına hızlı ihtiyaç durum analizi yaparak başlamasıdır. Böylece hızlıca zarar gören bölgeler için kapasite değerlendirmesi yapılmış olur. En çok zarar gören bölgeler ve alanlar, en çok ihtiyaç içinde olan kişiler ve gruplar belirlenir, ek olarak mevcut toplumsal kaynaklar ve kapasite de değerlendirilir. Bunların ışığında yardım bölgeleri, kişiler ve gruplar belirlenir ve yardım çalışmaları başlatılır. Durum ve ihtiyaç analizi sürekli tekrarlanır ve yeni ihtiyaçlar ışığında yardım çalışmaları güncellenir.”

Afet bölgelerindeki sivil toplum kuruluşları neler yaptı?

Konu üzerine konuşmaya şu an sahada olan sivil toplum kuruluşlarından Hayata Destek Derneği’nin iletişim yöneticisi Çiğdem Usta Güner devam etti. Çiğdem Usta Güner, derneğin, 350 kişilik profesyonel bir ekipten oluştuğunu ve şu an Türkiye’nin 10 ilinde aktif çalışmaların yapıldığını, mobil ekiplerin de çalışma yaptığı yerleri dahil edince çalışma alanlarının 13 şehre çıktığını belirtti.

Şu anda 10 ilin deprem sonrası süreci aynı anda yaşadığını belirten Çiğdem Usta Güner, bu illerde insani yardıma ihtiyaç olduğunu ve ilk 24 saatte deprem bölgesinde olmanın çok önemli olduğuna dikkat çekti. Hayata Destek Derneği’nin normal şartlarda ilk 24 saatte orada olabileceklerini söylerken deprem bölgesinde yaşayan gönüllülerinin de mağdur olduğunu ifade etti.

“Önceliğimiz gözlemevleri ve koordinasyon ağlarıyla doğrudan temasla onlardan ihtiyaçları almak”

Deprem bölgelerinde daha çok mobil ekip işlevselliğinde çalışmak durumunda kaldıklarını anlatan Çiğdem Usta Güner; “Bu defa zaten afetten doğrudan etkilenen taraftan da yer alıyorduk ve İstanbul’dan ekiplerimizi yönlendirmeye karar verdik. 6 Şubat öğlen saatlerinde üç aracımız profesyonel acil yardım çalışanlarımızla yola çıktılar. Aynı zamanda Adana’da afetlere müdahalede uzman ekibimiz Hatay’a doğru yola çıkmıştı. Onlar daha erken vardılar tabii. Hatay’a giden yollarda da ciddi hasar olduğu için ulaşmak hala büyük bir sıkıntı. İstanbul’dan giden ekibimiz de 7 Şubat erken saatlerde Hatay’a ulaştı. Önceliğimiz gözlemevleri ve koordinasyon ağlarıyla doğrudan temasla onlardan ihtiyaçları almak ve hızlı bir ihtiyaç analizi raporu çıkarabilmek” dedi.

“En temel malzemelere acil ihtiyaç var”

Deprem bölgesindeki yurttaşlar için görüşmelere başladıklarını anlatan Güner, bölgedeki önceliklerinin koordine olmak olduğunu söylerken sahadaki ilk gözlemlerini şöyle aktardı: “İlk bilgilendirmeler özellikle Hatay’dan geliyor. En temel malzemelere acil ihtiyaç var. Hava çok soğuk, barınacak yere dayanıklı çadırlara, bu çadırlar için çadır ortamında kullanılabilecek korumalı ısıtıcılara ihtiyaç var. Onun dışında özellikle konserve gıdalara, içme suyuna ve seyyar tuvalete. Bunlar bize ilk ulaşan ve şu anda acil ihtiyaç var denilen şeyler. Biz seyyar tuvalet yani sanitasyon işine girmeye çalışıyoruz. İlk tedarik süreçlerini de tamamladık.”

Güneydoğu Anadolu depreminden sonra afet bölgelerine yollanması için AFAD’ın belirlediği ihtiyaç listesi

Profesyonelleri bile zorlayan koşullar

Gökçe Çiçek Kösedağı ve Şükran Şençekiçer’in yaptıkları canlı yayına bağlanan Çiğdem Usta Güner, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanan depremden, “Hukuk boyutlu ve çok yıkıcı bir afet” diyerek bahsetti.

Deprem bölgelerindeki vatandaşlara en etkili yardımın nasıl yapılacağı konusunda “Acil ihtiyaçların karşılanmasında en etkili destek yöntemi güvendiğimiz, şeffaf olduğuna inandığımız kurumlara nakit desteği yapmak. Koşullar, profesyonellerin bile bir yerden bir yere gitmesini zorlayan koşullar” diyen Çiğdem Usta Güner, deprem bölgesine giden gönüllülerin olası durumlarda mağdur olmamaları için sivil yurttaşların nakdi bağış yapmasının daha uygun olduğunu belirtti.

Acil durum çantasında neler olmalı?

AFAD kaynaklarına göre afet ve acil durum çantasında bulunması en gerekli ihtiyaçlar şöyle: Çakı, düdük, para, kağıt, kalem, battaniye/uyku tulumu, makas, bant, naylon örtü, radyo, el feneri, ilk yardım çantası, ilaç ve reçeteler, su ve yiyecek, ev hayvanlarının 3 günlük ihtiyacı, hijyen paketi, önemli evrak ve fotokopiler. Bu ihtiyaçlardaki giyeceklerin mevsime uygun olması, çantadaki ilaçların ve gıdaların son kullanma tarihinin takibi için de acil durum çantasının altı ayda bir kontrol edilmesi gerekiyor.

Engelliler için: engelliliği tespit eden belgeler, yedek protezler, ilaçlar ve reçeteler

Bebekler için: bebek maması, biberon, çocuk bezi, oyuncak ve çocuk aktivite çantası

Yaşlılar için: tıbbi belgeler, yedek protezler, ilaçlar ve reçetelerin dikkate alınması ve bunların takibinin de altı ayda bir yapılması önemli bir unsur.

Deprem gibi acil durumlarda ihtiyaç çantası hazırlanırken, AFAD özel ihtiyaç sahipleri ve ilgi gruplarının öncelikli ihtiyaçlarının da gözden kaçırılmaması gerektiğini belirtiyor.

“Afet ve acil durum toplanma alanı sorgulama”

Olası bir afet durumunda ise bulunduğunuz şehrin güncel deprem toplanma ve barınma alanlarına e-Devlet üzerinden “Afet ve acil durum toplanma alanı sorgulama” kısmından il-ilçe, mahalle ve cadde bilgilerinizi girerek ulaşabilirsiniz.

Afet durumlarında deprem bölgelerindeki çocuklara erişilebilirliği sağlamak adına AFAD, çocuğun kişisel bilgilerinden oluşan bilgi kartlarının oldukça önemli olduğunu belirtiyor. Bilgi kartları, yaşanan afetlerde kaybolan çocukları hak ihlallerine yol açacak bir şekilde aramak yerine, çocukların güvenliğini, ailesine ve yakınlarına ulaştırılmasını sağlamak adına güvenli bir çözüm yolu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.