31 Mart seçimlerinin ardından liderler, fotoğraflar ve videolar üzerinden birbirine mesaj vermeye devam ediyor. MHP’nin resmî X hesabından partinin lideri Devlet Bahçeli’nin Ferdi Tayfur’un “Söyleten Sensin” şarkısı eşliğinde yalnız başına yürüyüş yaptığı video konuşulmaya devam ediyor. Oldukça sitemkâr olan sözler, Cumhur İttifakı içinde yaşanan gerilime mi işaret ediyor? Siyaset bilimci Burak Bilgehan Özpek ile konuştuk. Özpek, AKP’nin ilerleyen dönemde partisini güçlendirecek bir çözüm bulması gerektiği görüşünde.
Editör: Aliye Altınışık
Cumhur İttifakı içerisinde yaşanan gerilim, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “yerel halk” ifadesiyle bir kez daha alevlendi. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Ferdi Tayfur’un “Sana söylediğim sözlere kızma / Sitem ediyorsam ettiren sensin” sözleriyle paylaştığı video, “AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir mesaj mı acaba?” sorusunu gündeme getirdi. Bahçeli’nin videolu mesajını yorumlayan Burak Bilgehan Özpek, “Bu siyasî atmosferin mimarlarından bir tanesi Ferdi Tayfur şarkısıyla muhataplarına mesaj gönderiyor. Bu hakikaten ilgi çekici bir durum açıkçası ve Türkiye’ye özgü bir durum” dedi.
Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine destek verdiğini, Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy’nin Türkiye’ye geldiğini, Erdoğan’ın İsrail’in abluka altındaki Gazze’ye saldırılarını iç politikaya daha az malzeme yaptığını hatırlatan Özpek, tüm bunların sebebinin yaşadığımız ekonomik kriz olduğu görüşünde:
“Otoriterleşmenin mutlaka ekonomik bir kredisinin olması gerekiyor. Türkiye’nin artık ekonomisi daha fazla otoriterleşmeyi, daha fazla kutuplaşmayı, daha fazla gerginliği, daha fazla komploculuğu, daha fazla batı düşmanlığını kaldırmıyor. bu krizi aşabilmek için rasyonel olmak zorundasınız. Bu rasyonellik de tabii Devlet Bahçeli’nin çok arzu ettiği bir şey değil.”
2015’i milat olarak kabul edebileceğimizi ve geçtiğimiz 9 sene içerisinde Devlet Bahçeli’nin millî güvenlik devleti kurulmasında önemli bir rol oynadığını hatırlatan Özpek, “MHP, millî güvenlik kurulu gibi Türkiye’nin ulusal güvenlik önceliklerini belirleyen, bu önceliklere cevap verirken hangi adımların atılması gerektiğini söyleyen, atılan adımları onaylayan veyahut onaylamayan bir makam olarak kendisini topluma sundu” dedi.
Türkiye’deki bu sistemin ekonomiyi, toplumsal huzuru mahvettiğini; dış ilişkileri olumsuz etkilediğini söyleyen Özpek, “Milli güvenlik üzerine iktidar kurduğunuz zaman hızlı bir şekilde bu suç örgütlerinin de mantar gibi türediğini görürsünüz. Çünkü bu tip sistemlerde tek suç milli güvenlikle alakalıdır” diye konuştu. Mayıs seçimlerinden sonra Devlet Bahçeli’nin sağlık durumunun hiç iyi olmadığını belirten Özpek, 31 Mart yerel seçimlerinden sonra yepyeni bir durumun ortaya çıktığı görüşünde:
“Devlet Bahçeli’nin ilk tepkisi, ‘Biz bu memleketi sandıkta kurmadık’ oldu. Yani bu ne demek? Sandık sonuçlarını tanımama eğilimi gösterdi. Yani demokrasi dışına çıkma sinyali verdi. O yüzden AKP, gerçekten bu sarmaldan kurtulmak istiyorsa, geride bıraktığımız 9 senede kurduğu yapıyı revize etmek zorunda, kutuplaşma atmosferini hafifletmek zorunda, medya düzenini değiştirmek zorunda, parlamentonun ağırlığını arttırmak zorunda, bir takım reformlar yapmak zorunda.”
AKP’nin ilerleyen dönemde partisini güçlendirecek bir çözüm bulması gerektiğine vurgu yapan Özpek, “AKP güçsüzken Erdoğan’ın güçlü bir başkan olması artık mümkün olmayacak. Böyle bir noktaya geliyoruz. Şimdiye kadar AKP’nin güçsüz olması çok önemli değildi. Erdoğan zaten yüzde 50’yi aşıyordu. Fakat artık yeni aktörlerin devreye girilmesiyle birlikte AKP’nin güçsüz olması Erdoğan’ı da güçsüzleştiren bir faktör olarak ortaya çıktı. AKP bunu aşmanın yollarını arıyor. Fakat bana sorarsanız, bunun yolu bu değil. Bence partiyi güçlendirmek için partinin siyaset yapma yeteneklerini yeniden geliştirmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.