Kılıçdaroğlu: “Milleti için var olmayan bir devlet yapısıyla hizalanmayacağım”

CHP Grup Toplantısı’nda konuşan Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeminde depremler vardı. Devlete yaklaşımlarını değiştirmeleri gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Ne Erdoğan ile ne de milleti için var olmayan bir devlet yapısıyla hizalanacağım” dedi.

CHP Grup Toplantısı, depremde hayatını kaybedenler için iki dakikalık saygı duruşu ile başladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarıyla birlikte, dün (20 Şubat) meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki depremin merkez üssü olan Hatay-Defne’ye gideceğini söyledi. Konuşmasını yazarak hazırladığını belirten Kılıçdaroğlu zaman zaman elindeki kağıtlara bakarak konuştu. 

“Ben artık eski Kemal olamayacağım”

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından deprem bölgesine giden Kılıçdaroğlu, “Gördüklerim nasıl anlatılır bilmiyorum. Gördüğümüz gerçek olamayacak kadar kabustu. Kadim şehirlerimizde ölümden başka hiçbir şey yoktu” diye konuştu. Hatay’da kaldıkları gece Twitter adresinden paylaştıkları video mesajı hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: 

Düşündüm, bu ülkede her şeyi bölüştüler, acılar hariç. ‘Acıları hiç kimse bölüşmeyecek mi’ diye sordum kendi kendime ve vicdanıma sordum. Yarın torunlarım büyüyecek, Allah ömür verirse soracaklar bana ‘Dede en zor zamanlarda sen neredeydin, ne yapıyordun?’. Ne diyeceğim onlara? Düşünmeye başladım, işte o an içimde bir şey koptu. Anladım ki ben artık eski ben olamayacağım. O an itibariyle ben, aynı Kemal değildim. ‘En zor zamanda nerede duracağımızı söylemem lazım, gelecekte torunlarımın soracağı sorulara bu gece benim yanıt vermem lazım’ dedim.”

“Ne Erdoğan ile ne de milleti için var olmayan bir devlet yapısıyla hizalanacağım”

‘Erdoğan ile siyaset üstü hizalanmayı reddediyorum’ dedim. Ne kendisiyle ne Saray’ıyla ne de çeteleriyle hizalanacağım. Ne siyaset üstüne ne siyaset altına ne ölümüne ne dirimine ne de milleti için var olmayan bir devlet yapısıyla hizalanacağım. Milleti için, evlatları için var olmayan bir yapıyı yüceltmeyeceğim. ‘Dayanışacaksam da milletimle dayanışacağım’ dedim. Bu ülkenin 84 milyon canı var, genci yaşlısı var, inançlısı inançsızı var, dindarı ateisti var, Sünnisi Alevisi var, Türk’ü Kürt’ü var. Dayanışacaksam, bunlarla dayanışacağım. ‘Onlar varken, Erdoğan ne Allah aşkına’ diye sordum kendi kendime. ‘Siyaset üstü’ diyerek iğrenç reklamlara imza atan İletişim Başkanlığı ile mi dayanışacağım?

“Devlete yaklaşımımızı değiştirmemiz gerek”

Ey halkım, sevgili halkım, yüreği yanan halkım, sen daha iyi olmayı hak etmiyor musun? Halkına hep hüzün ören bir ülkede yaşamaya devam mı edeceğiz? Cumhuriyetimizin bir yüzyılı geçti, ikinci yüzyılımız daha iyi olmasın mı? Halkının derdine koşamayan bir devleti toplamaya, değiştirmeye, iyileştirmeye çalışmayacak mıyız? Bizim bir iktidarı değiştirmekten çok daha derin meselelerimiz var. Değişim, bir iktidarı değiştirmekten büyük olmalı çünkü zihniyeti değiştirmemiz lazım, zihniyet değişmedikçe bu sorunlarla hep karşılaşacağız. Bu ülkeyi enkaz altında bırakan düşünce şeklini kökünden kurutmamız lazım. Devlete yaklaşımımızı değiştirmemiz gerek.

“Biz siyasiler de oy kaybederiz diye imar aflarına el kaldırıp indiriyoruz”

Elbette önce bu düzeni suçlayacağız çünkü bu düzeni onlar getirdi ama iğneyi biraz da kendimize batırmak zorundayız. Peki ya siyasiler? Siyasete giren kısa sürede ve anormal şekilde zenginleşiyor, sen de görüyorsun, ben de görüyorum. Biz siyasiler de oy kaybederiz diye imar aflarına el kaldırıp indiriyoruz hep. Sistemi, yani düzenin çalışma şeklini kökünden değiştirmemiz lazım. Devletin işleyişini, siyasetin yapılma şeklini, davranışlarımızı değiştirmemiz lazım. Davranışlarla, değerlerimizi yakınlaştırmamız lazım. Değerlere gelince mangalda kül bırakmayan bizlerin, bunu artık davranışlarımıza yansıtmamız lazım.

“Değişime neoliberal tek adam rejiminden başlayacağız”

Değişime bu vahşi neoliberal tek adam rejiminden başlayacağız ama değişim burada durmayacak. Halkı ilgilendiren her alana sirayet edecek değişim ve şafak söktüğünde, ki şafak sökecek, evsiz barksız aidiyetsiz kalan kuşlar bu ülkede yuvalarını yeniden bulacaklar. Depremler hep olacak, bölgemiz bu, bundan kaçınma şansımız yok ama devlet artık, depremler karşısında aciz kalmayacak. Bu kabus bir daha yaşanmasın dostlarım. Haramdan, düzensizlikten, yalandan, riyadan siyaset elini çekecek. İkinci yüzyılımızda artık bunlar yaşanmasın.

“Vallahi de billahi de bu harami düzenini değiştireceğiz”

Deprem gecesinden beri canla başla dayanışma içinde olan, onurlu halkımız için inanmak zorundayız. O güzel insanlarla beraber, o güzel insanlar için bu ülkeyi yeniden kuracağız. Bilimle, düşünceyle, teknikle, liyakatle kuracağız. Kural koyacağız, o kuralları asla çiğnetmeyeceğiz. Artık imar aflarını ağzımıza almayacağız, plan yapacağız, o planlara sadık kalacağız. Kurumlar inşa edeceğiz, tek adamlar asla bu coğrafyada bir daha olmayacak. Helal olanı, yasal olanla bir edeceğiz. Vallahi de billahi de bu harami düzenini mutlaka değiştireceğiz. Son olsun dostlarım, bu son. Yarın çocuklarımız, torunlarımız sorduğunda da bu kabusu biz bitirdik diyelim.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.