İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Habertürk’te Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtladı. Masadan kendisinin kalkmadığını söyleyen Akşener, “Perşembe günü (2 Mart) müzakereye kapalı ortam oluşmuştu. Siz bir fikir ortaya koyuyorsunuz, beş lider ise karar almış. Herkes bana ‘Masadan kalkıyor’ dedi ama masa kalktı, ben değil” dedi.
Millet İttifakı’nın 2 Mart’taki toplantısının ardından başlayan tartışma, 6 Mart’ta cumhurbaşkanı adayının açıklanmasıyla sonlandı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 3 Mart Cuma günü Altılı Masa’dan kalktı, 6 Mart Pazartesi günü ise masaya geri döndü. Akşener’in cuma günkü açıklamasına göre bu tartışma, beş liderin, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını dayatması ve kendisinin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş’ın adaylığını önermesinden çıktı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Habertürk’te Fatih Altaylı’nın “Teke Tek” programına katıldı. 2 Mart’tan 6 Mart’a kadar yaşanan süreci Fatih Altaylı’ya anlatan Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığından memnun olduğunu söyledi, “Kazanma olasılığı bugün daha yüksek” dedi.
Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar
Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığının açıklandığı sırada yüzünün asık olduğu iddialarına ilişkin konuşan Akşener, “Samimi söylüyorum, üzerimde palto varken Temel Bey’in yaptığı konuşma ve Kemal Bey’in yaptığı konuşmaya baktığınızda tuhaf bir ışık gelmiş. Dolayısıyla sonra paltomu çıkarmışım, hepimiz dizilmişiz, orada bir sorun yok ışıkta. Benim aslında herhangi bir mutsuz vs. durumum yok. İmza koymuşum ben. Öyle şey olur mu?” dedi.
“Masa kalktı, ben değil”
Masadan kendisinin kalkmadığını söyleyen Akşener, “Perşembe günü (2 Mart) müzakereye kapalı ortam oluşmuştu. Siz bir fikir ortaya koyuyorsunuz, beş lider ise karar almış. Herkes bana ‘Masadan kalkıyor’ dedi ama masa kalktı, ben değil” dedi.
Akşener, Kılıçdaroğlu ile 2 Mart Perşembe günkü toplantıdan önce konuşmadıklarını aktardı:
“Biz Kemal Bey’le buluşmadık. O toplantılar şöyle geçiyor: Ev sahibi benim diyelim ki o toplantının önce gündemini yazıyoruz arkadaşlarla. Sonra diğer genel başkanları dolaşıyorum, ekleme ve çıkarmalar yapılıyor. Ondan sonra kendi arkadaşlarımızla basına söyleyeceklerimizi planlıyoruz. Ondan sonra yazılan metni bütün siyasi partilere gönderiyoruz. O metin eklemelerle geri dönüyor, yeni baştan düzenleme yapılıyor, o masada tekrar gözden geçiriliyor. Perşembe günkü toplantıda başkanlık konuşmasını birazcık öne alma konusunda katkım olduğunu düşünüyorum.”
“Kılıçdaroğlu’nun aday olacağı belliydi”
Son ana kadar cumhurbaşkanı adayının ismini konuşmadıklarını söyleyen Akşener, “Ben aday olmadığımı ilan etmiştim. Hiç pişman olmadım. Bugün sizin karşınızda ferah ferah oturuyorsam, her ne kadar perşembeden pazara sürekli taş yağmuruna tutulduysam da önemi yok. Kendine bir şey yontuyor duygusunun olmamasını sağlamaya çalıştım. Seçiliriz, seçilemeyiz herkesin cumhurbaşkanı olmaya hakkı var. Perşembe gününe kadar Kemal Bey’in adaylığını konuşmadık. Belli oluyordu, Kılıçdaroğlu’nun partisinin bunu istediği ancak biz konuşmadık” dedi.
Akşener, “Tek başkan yardımcısı olma gibi bir talebim olmadı” diye devam etti.
İmamoğlu ve Yavaş, Kılıçdaroğlu’nun bilgisi dahilinde Akşener’le görüşmüş
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Akşener, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş ile görüşmesini ve masaya dönüşünü ise şöyle anlattı:
“Saat 02:15’te her iki belediye başkanı geldi. Ekrem Bey beni aradı 22:30 gibi. ‘Yola çıktım, Mansur Bey’i de alacağım, gelebilir miyim?’ dedi. ‘Hay hay’ dedim, bir tek şey sordum: ‘Kemal Bey’in bilgisi var mı?’ Ben insanlara dikkat ederim. Sitenin girişini tembih etmiştim. Sonra haber çıktı. Beni değil, iki belediye başkanını rencide eden haber. Kendileri talep etti, kendileri iptal etti. Gece, ‘Siz bunu Kemal Bey’den izinli mi yapıyorsunuz?’ diye sordum. ‘Evet’ dediler. Sonra, ‘Ne olur ne olmaz size bir arkadaşımı göndereyim, onların arabasıyla gelin, en azından görünmeyin, ne olur ne olmaz’ dedim. Geldiler, bazı seçenekler ileri sürdüler. Kazanmaya odaklandığım için, bu iki arkadaşımızın popülaritesi benden fazla, doğrusunu konuşalım. Dolayısıyla bu arkadaşlarımızın mutlaka o süreçte aktif olmaları gerekiyor. Belediye başkanı görevi üzerinden yardım başka bir şey ama bu işin içinde bu kampanyada ve sonrasında, kazanma halinden sonra taşın altına ellerini, gövdelerini koyacaklarının da ispatı lazımdı. Orada uzlaştık. Önce üçümüz uzlaştık. Dolayısıyla onlar gittiler Kemal Bey’e. Yanlış anlaşılmasın, onlar Kemal Bey’in bilgisi dahilinde geldiler. Sonra saat 21:30’da Kemal Bey beni aradı. ‘İki arkadaşımız sizi ziyaret edecekler, bilginiz olsun’ dedi. Ben de ‘Dün iki belediye başkanımız, sizin bilginiz dahilinde geldiler, konuşma yaptık. Bazı şeyleri yazıya döküyorum, belli süre geçince insanlar unutabiliyor. Yazı haline döktüm ve her iki arkadaşımıza gönderdim’ dedim. ‘Bu bilgiler size geldi mi?’ dedim. ‘Evet bana geldi’ dedi. ‘Benim görüşlerimi getirecekler’ dedi. Yeniden geldiler ve el sıkıştık. Partiye gittim sonra. Sonra ben masaya katılacağımı ilan ettim Kürşad Zorlu üzerinden.”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, milletvekili olmayacaklarını, cumhurbaşkanı yardımcısı olacaklarını söyledi. Akşener, “Altı siyasi partinin birer bakanlığı var” dedi.
Akşener şöyle devam etti:
“Parlamenter sistemi konuştuğumuz son seçim. Korkum şudur: Şimdi Sayın Erdoğan’ın bu son dönemi, bir daha aday olamayacak. Partisinde iki damadının dışında görünür olan kimse yok. Başkan seçeceğiz. Ucube sistemin başına başkan seçeceğiz. Biz parlamenter sisteme geçeceğiz. Hukukun üstünlüğü hakim parlamenter sistemde.”
“CHP, HDP ile görüşebilir”
Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) bakanlık verilmesiyle ilgili iddialara ilişkin konuşan Akşener, “O masada defalarca iddia edildiği gibi HDP yok. Mithat Hoca’nın söylediğine göre kendileri de ikrar ediyor. Zaman zaman HDP yöneticilerinden farklı söylemler oldu. Ben o söylemlerin her birini ‘Bu, ucube sistem ateşine odun atmaktır’ dedim. Bu sağduyunun devam etmesi ve derinleşmesi gerekiyor. Bakanlık gibi alışveriş olması mümkün değil. Diyalog başka bir şeydir. CHP diyebilir, anlayışla karşılardım. ‘Sizin oy oranınızla HDP’nin oyu farklı, size güle güle’ deselerdi, o masadan kalkardık. Alengirli işe karşıyım, dürüstlük ve açıklıktan yanayım. CHP, HDP ile görüşebilir bu net. Ama bize asla getiremez” dedi.
“Herkesin adına çok iyi oldu”
Akşener, perşembe günü (2 Mart) Saadet Partisi’ndeki toplantıda yaşananları da anlattı:
“Burada özne sayın Kılıçdaroğlu değil. Bizim bu işi kazanmamız lazım. Sonra ‘Buna gerek yok’ gibi bir şey ortaya çıktı. Herkesin birbirini ikna etmeye çalışması lazımdı. Temel Bey ‘Yeter’ diye bir şey demedi. O yaş grubu sabır konusunda uzman, geldiği gelenek var. Kemal Bey’i de sabırlı insan olarak tanıyorum. Ben açık net fikirlerimi söyledim. Bir gerginlik yaşandı. Sayın Davutoğlu ve Sayın Babacan devreye girip usulet ve suhuletle pazartesiye bırakılmasını önerdi, öyle de oldu. Beş kişi imzaladı, ‘ilan edilsin’e de gidilebilirdi. Sonra hep beraber nefes alalım dedik. Sonra geldim arkadaşlarımla konuştuk. Daha sonra da mutlaka kazanma konusunda sonuç çıktı. Aynı yerde kalabilirlerdi. Orada da ben o vebali alamazdım. Dolayısıyla çok iyi oldu. Meral Akşener adına değil bu, herkes adına çok iyi oldu.”