Süper Lig’de başarının sırrı: “Baba forvet” mi, doğru forvet mi?

Transfer dönemine yaklaştığımız şu günlerde forvetinden verim alamayan her takım piyasada boşa çıkacak hücum oyuncularıyla şimdiden ilgilenmeye başladı bile. Özellikle bizim ligimizde bu iş birazcık daha farklı bir mekanizmayla işliyor. Mesela sezonda 30 golün üstüne çıkmış bir forvetin bile eleştiri oklarını üzerine çektiği görülebiliyor. Medyascope Spor yazarlarından Uğurcan Kanca Türkiye’deki santrafor sorunlarının temeline değindi. Ne ki bu baba forvet?

Süper Lig’de başarının sırrı: “Baba forvet” mi, doğru forvet mi?

Futbolda atanın ve tutanın iyi olacak denir hep. Özellikle bizim ülkemiz için bu elzem bir durumdur. Kalecinin ve forvetinin etkili performans sergilemediği hemen hemen her sezon taraftarlar tarafından iyi hatırlanmaz. Orkun Uşak ve Ümit Karan ile tarihin en iyi Fenerbahçelerinden birini geride bırakan 07/08 Galatasaray kadrosu aklımıza geldiğinde çoğumuz o anları başarıdan çok bir çeşit mucize olarak hatırlarız. Aslında çok da haksız değiliz o kadroda net bir teknik direktör başarısı da var. Ayrıca 21 gole doğrudan etki etmiş bir Arda Turan ve kariyer sezonunu oynayıp milli takıma kadar yükselen Orkun Uşak’ın da hakkını teslim etmek gerek. Fakat bu işlerin matematiği biraz daha farklı.

Ülkemiz spor medyasının dilinden düşmeyen bir tabir var. Hepimiz iyi ya da kötü bu tabirle istemeden de olsa karşılaşıyoruz. Nedir ya bu “Baba Forvet”? Baba forvetin yani kariyeri üst düzey ve bu ligin üzerinde bir kaliteye sahip olan forvetin olmazsa şampiyon olunmazmış. Türk spor medyasının genelinde böyle bir görüş hakim. Bu cümle fazlaca algıdan ibaret aslında. İyi bir sistemin varsa ve golcünü de bu sisteme göre seçtiysen forvetin baba olmasa da şampiyon olabilirsin. 07/08 Galatasaray’ında 3 tane hücum oyuncusu çift haneli sayıda gol katkısı yaptı. Ümit Karan’ın yanı sıra, kariyerinin sonuna gelmiş bitik şu an FETÖ firarisi olan Hakan Şükür ve Shabani Nonda bunların hangisine baba forvet diyebiliriz peki? Bu oyuncuların üçü de çok kariyerli ve çok iyi oyuncular fakat medyada söylenen baba forvet tanımına uymuyorlar. Ya da İstanbul Büyükşehir Belediyespor yeni adıyla Başakşehir’den gelen Webo ile şampiyon olan Fenerbahçe… Webo da inanılmaz yararlı bir çok özelliği olan bir hücum oyuncusuydu ama asla bir baba forvet değildi. Buna rağmen Fenerbahçe’de şampiyonluk yaşadı ve bu şampiyonlukta taşıyıcı kolonlardan biri oldu. Çünkü o dönem Fenerbahçe’nin sistemi Webo için adeta paha biçilemez bir kaftandı. Solunda golcülük özellikleriyle öne çıkan Moussa Sow sağında ise daha çalışkan ve işin üretme kısmında daha etkili bir Dirk Kuyt vardı. Webo da pivot özellikleriyle ve top tutma becerisiyle bu oyuncuları çok başarılı bir şekilde tamamladı. Yani Ersun Yanal oyuncunun geçmiş kariyerine değil sisteme sağlayacağı katkıyı hesaba katarak çok doğru bir sistem ortaya çıkardı. Ve bu sistemin sonucunda da Fenerbahçe şampiyon oldu. Sonraki sezonlarda ise Van Persie, Slimani gibi daha kariyerli oyuncularla aynı başarı gelmedi. Çünkü sistemde arızalar vardı. Buradan da sistemin başarısının oyuncuların kalitesinin önüne geçtiğini rahatlıkla görebiliriz.

Bunun örneklerine günümüzde de rastlıyoruz. Bu sezon 32 gol atan Valencia yerden yere vurulurken 20 gol atan Icardi’ye şarkılar söyleniyor, besteler yapılıyor. Santrafor yani işi bitiren oyuncu seçilirken tabiiki kalitesine dikkat edilmeli fakat bu oyuncu seçilirken yukarı da bahsettiğim daha çok elindeki sistemine uygunluğuna bakılmalı. İyi bir pres takımı olduğu herkes tarafından kabul edilen ve her oyuncunun çok koştuğu bir Fenerbahçe’de en iyi özelliği depar atmak olan Valencia sisteme uygun bir parçaydı. Halbuki sezonun ortasında kondisyon olarak düşmüş ve eskisi gibi pres yapamayan bir takımda sete oturman elzem hale gelmişken bağlantı yapma ve pivot özellikleri bu kadar gerilemiş bir Valencia doğru parça kesinlikle değildir.

Oyuncunun özelliklerine göre bir sistem kurgulamazsan, elindeki malzemeden nasıl en iyi verimi alacağını bulamazsan Valencia’nın veya herhangi bir oyuncunun kötü gözükmesinden doğal ne olabilir ki? Sezon başında başarılı olan sistemin sürdürebilirliğini sağlayamadığın bir sezonda üstelik üç kulvarda mücadele etmişken tek sezonda 30 golü geçen Valencia’ya ihale kalmamalı. Bugün üzerine şarkılar türküler bestelenen her golden sonra 50.000 kişinin “Aşkın Olayım” diye bağırdığı Icardi kaliteli bir oyuncu olmasının yanı sıra Galatasaray’ın bilhassa da Okan Buruk’un sistemine cuk oturduğu için Türkiye’de başarılı oldu ve sevildi. Galatasaray da Fenerbahçe gibi sezonun ortasında kontra pres yerine kontra atak futboluna geçseydi Icardi bu kadar başarılı olabilir miydi? Veya Galatasatay şampiyon olabilir miydi ? Ya da Weghorst gibi iyi bir bağlantıcıyla başarılı olamayan Beşiktaş’ın bağlantı özelliklerinin yanı sıra depar özelliği de olan Aboubakarla uçuşa geçmesinin tek nedeni hoca değişimi midir, yoksa sisteme Aboubakar’ın daha fazla uyması mıdır. Şimdi hepinize soruyorum hangisini tercih edersiniz baba forvet mi doğru forvet mi?

Yazan: Uğurcan Kanca

Editör: Doğa Üründül

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.