Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Can Atalay’dan mesaj: “Madem ben oraya gelemiyorum, yemin için siz buraya gelin”

Gezi Parkı davasından 25 Nisan 2022’de tutuklanan ve 14 Mayıs’ta yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen avukat Can Atalay’ın tahliye talebi, Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından reddedildi. Atalay, tutuklu bulunduğu Marmara Cezaevi’nden mesaj gönderdi ve “Madem şimdilik ben oraya gelemiyorum, o zaman yemin etmek için heyetinizi buraya davet ediyorum” dedi.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nde TİP Hatay Milletvekili seçilen ve Gezi davası kapsamında bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Can Atalay’ın avukatlarının tahliye talebini reddetti.

Atalay’ın, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 312. maddesinde belirtilen “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçundan yargılandığı ifade edildi. Kararda, Anayasa’nın 83 ve 14. maddeleri kapsamında yasama dokunulmazlığına iki istisna getirildiği, bunların “ağır cezayı gerektiren suç hali” ve Anayasa’nın “temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması” başlıklı 14. maddesindeki durumlar olduğu belirtildi.

Tahliye talebini reddeden Yargıtay, AYM’nin kararını eleştirdi

Daire, kararında; AYM’nin daha önce Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) milletvekili seçilen Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Leyla Güven ile ilgili bireysel başvuru kararlarını eleştirdi.

Kararda, “Her ne kadar Anayasa Mahkemesi’nin Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Leyla Güven kararlarında, (…) ‘yasama dokunulmazlığı dışında bırakılan suçları salt yargı organlarının kararıyla belirlemeye ve yorumlamaya elverişli olmadığı’ ifade edilmiş ise de (…) tali nitelikteki bireysel başvuru yolu ile bir anayasa hükmünün yürürlükten kaldırılamayacağı veya uygulanmasının olanaksız hale getirilemeyeceği dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesi’nin (…) bireysel başvuru yoluyla meri anayasa normunun uygulanmasının ortadan kaldıracak veya işlevsiz hale getirecek şekilde bir karar vermesinin hukuken mümkün olmadığı” değerlendirmesi yapıldı.

Daire ayrıca, kararın Yargıtay 4.Ceza Dairesi’ne itiraz yolunun açık olduğunu da vurguladı.

“Gezi’den suç çıkaramazsınız”

Yargıtay’ın ret kararına ilişkin mesaj gönderen Can Atalay, “TBMM Başkanı ve Başkanlık Divanı’nın sayın üyeleri, durumun vehameti karşısında artık ciddiyetle sorumluluğunuzu yerine getirmeniz gerekiyor. Madem şimdilik ben oraya gelemiyorum, o zaman yemin etmek için heyetinizi buraya davet ediyorum” dedi.

TİP’ten karara tepki: “Boyun eğmeyeceğiz”

TİP, Twitter’dan yaptığı paylaşımla tahliye kararının reddedilmesine tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, “Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin kararını çiğneyerek Hatay Milletvekilimiz Can Atalay hakkında tahliye talebini reddetti. Saray’a ve onun talimatıyla çalışan yargıya boyun eğmeyeceğiz. #CanÇıkacak, mücadele sürecek!” denildi.

İzmir Barosu da yazılı bir açıklama yaparak karara tepki gösterdi. Barodan yapılan açıklama şu şekilde:

“Genel seçimlerde Hatay halkının iradesi ile milletvekili seçilen meslektaşımız Av. Ş. Can Atalay’ın tahliyesine yönelik talep, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararıyla reddedildi. Bu karar, demokrasiyi ve milletin iradesini mahkeme aracılığıyla ortadan kaldırmak anlamına gelmektedir. Türk milleti adına karar verdiğini söyleyen mahkemeye Hatay’da oy vererek Av. Ş. Can Atalay’ı meclise gönderen iradenin ‘millet iradesi’ olduğunu, Hatay’da oy veren yurttaşların da ‘millet’ olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Mahkemenin kararı ile gerekçesinde yer verdiği ‘egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu’ şeklindeki Anayasa hükmünün asla bağdaşmayacağı, kararın bu haliyle Anayasa’yı da ihlal ettiği bilinmelidir. Karar, bağımlı yargı aracılığıyla halk iradesinin gaspı anlamına gelmektedir. Av. Ş. Can Atalay, milletin iradesi ile seçilmiş ve Millet Meclisi’nde temsilcisi olması istenmiştir. Hiçbir makam, halk iradesinin üstünde değildir! Av. Ş. Can Atalay, derhal serbest bırakılmalıdır.”

Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği Başkanı İbrahim Kaboğlu da karara tepkisini şöyle dile getirdi:

“Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin milletvekili Can Atalay kararı, açıkça Anayasa ihlalidir. Ret kararı, ‘kanun’ yokluğuna karşın, zorlama bir Anayasa yorumu ile hukuka değil kanaate dayandırılmıştır. AYM kararları ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu içtihadını tanımayan ve YSK kararını yok sayan Daire kararı, Anayasa dışıdır. Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğüne uymakla yükümlü olan yargı, anayasal düzeni tahrip aracı olamaz!”

Ne olmuştu?

Avukat Can Atalay, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde Gezi Parkı eylemlerine ilişkin davada yargılanmış ve 25 Nisan 2022’de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 18 yıl hapse mahkum olmuş, mahkemenin kararı 28 Aralık 2022’de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanmıştı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdiği Gezi Davası’na ilişkin tebliğnamede Mücella Yapıcı dışındaki tüm tutsakların cezalarının onanmasını istemiş, Can Atalay’ın dokunulmazlık kapsamında olmadığı yönünde görüş bildirmişti. Bu tebliğnamenin ardından “Can’ın Arkadaşları”nın çağrısıyla bin 392 avukat, Atalay hakkında Yargıtay’ın görevli ceza dairesinin acilen karar vermesi talebiyle ortak bir metne imza atmıştı. Avukatlar, metinde “Atalay’ın tutukluluğunun kaldırılması ve salıverilme istemi konusunda karar vermeye yetkili yargı merciinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı değil, Yargıtay görevli ceza dairesi olduğunu hatırlatıyoruz” demişti.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.