İzmir’in turistik ilçesi Çeşme’de bulunan Gücücek Koyu’nun “beach club” olması için ihaleye çıkılmasının ardından, ihalenin iptal edilmesine yönelik mücadele devam ediyor. Gücücek Koyu Doğal Yaşamı Koruma Derneği (GÜDODER) Başkanı Seher Gacar ve dernek üyesi Dursun Ergener, Gücücek Koyu’ndaki doğal sit alanında yaşananları anlattı, “Üç ay boyunca oradaki halk direndi ve sonunda başardı” dedi.
Haber: Duygu Laleoğlu & Samet Tunç
İzmir’in Çeşme ilçesinde bulunan Gücücek Koyu’nda plaj işletmesine karşı çıkan bölge sakinleri, ihalenin iptal edilmesi için mücadele ediyor. Gücücek Koyu hakkında ilk mağduriyetlerinin 2017’de başladığını söyleyen GÜDODER Başkanı Seher Gacar, yönetmeliğin uygulanarak Gücücek Koyu’nun ihaleyle özel bir şirkete kiraya verildiğini ve doğal sit alanına iş makineleriyle girildiğini belirtti.
“Halk direndi ve üç ayın sonunda başardı”
Kiralayan firmanın doğal sit alanına zarar verdiğini vurgulayan Gacar, “Korunması gereken alana iş makineleriyle daldılar, taş duvarlar yaptılar. Altı metrekare büfeden çıkılarak kiralanan yerde inanılmaz bir tahribat oluştu. Üç ay boyunca oradaki halk direndi ve sonunda başardı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bu baskılara dayanamadı, kira sözleşmesini feshetti. Belediye yine işletme ruhsatını iptal etti ve o işletme oradan tahliye edildi” dedi.
“67 milyonu toparlayıp ödeme şansımız yok”
Altı yıl sonra tekrar ihaleye çıkıldığını belirten Gacar, şöyle devam etti:
“İhale tarihiyle bizim bunu öğrenmemiz arasında beş gün vardı. O beş gün içinde hızlıca yönetim kurulu olarak ihaleye girme kararı aldık. Teminatı toparlayıp ihaleye katıldık, Ankara’da 500 bin TL ile başlayan ihale 56 milyon TL’ye dayandı. 56 milyon 100 bin TL ile en yüksek teklifi verdik ve ihale bizde kaldı ama 56 milyon TL KDV’siyle beraber 67 milyon TL’yi geçiyor. Bu parayı toplayıp ödeme şansımız yok.”
“İhaleyi kazanıp yatırdığımız depozitoyu yaktık”
GÜDODER üyesi Dursun Ergener, ihaleyi kazandıklarını fakat ödeyemedikleri için yatırdıkları depozitoyu yaktıklarını şöyle anlattı:
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“Gücücek Koyu, yıllardır dokuz sitenin kullandığı koy, merkezi hükümet tarafından sık sık ihaleye çıkarıldı. Bunlar 2017’de ihaleye çıkardılar fakat merkezi hükümet tanımadığı için başarılı olamadılar. Yine bir ihale oldu, baktık baş edemiyoruz biz de site olarak ihaleye girdik. O ihaleyi kazandık fakat ödeyecek gücümüz olmadığı için sadece ihaleyi kazanıp yatırdığımızı depozitoyu yaktık.”
“Elimizdeki havlularla pasif bir direniş yürüyüşüne başladık”
Yunanistan’da işletmelere kiralanan plajların vatandaşların ücretsiz kullanımına açılması için “havlu hareketi” başlatıldığını hatırlatan Ergener, Türkiye’nin pek çok bölgesinde ve Çeşme’deki koyların da işgal altında olduğuna dikkat çekti ve hareketin Türkiye’de yavaş yavaş yayıldığını belirtti:
“Burada en çok görev alması gereken belediyeler fakat merkezi hükümet belediyelere pek yetki vermediği için bir şey yapamıyorlar. Biz de bunun üzerine kaymakamlık tarafından izinli sahilleri dolaşıp elimizdeki havlularla pasif bir direniş yürüyüşüne başladık. Bu Yunanistan’da özellikle Sakız Adası’nda başlatılan bir hareket.“
“Yunanistan’da insanların sahile erişimi kısıtlanmıyor, biz o sahile adım atamıyoruz”
Türkiye’de halkın sahilde havlu serecek yer bulamadığından yakınan Seher Gacar ise şunları söyledi:
“Eylemlerimiz zaten 25 Temmuz sonrasında başladı. Bu, sadece hoş bir denk geliş, başka bir şey değil. Yunanistan’a öykünme falan değil. Biz ihaleden sonra böyle bir yola çıkmaya mecbur kaldık. Yunanistan’da insanların sahile erişimi kısıtlanmıyor, sadece insanlar şezlonglardan dolayı havlularını serecek yer bulamıyorlar. Şezlonglar yasal sınırın üzerinde sahili kaplamış durumda. Biz o sahile adım atamıyoruz. Yani güvenliği geçip oraya giremiyorsunuz. Ayağınızı denize sokamıyorsunuz.”
“Sahiller belediyelerde olursa bakımı daha güzel olur”
Plajların özel şirketlere değil, belediyelere verilmesi gerektiğini söyleyen Ergener, “Daha önce biz bu konuda Çeşme Belediyesi’ne müracaat ettik, ‘Vermiyorlar’ dediler. Bize, ‘Bir Ilıca’yı, bir de Delikli Koyu verdiler’ dediler. Aslında sahiller belediyelerde olursa, bakımı da daha güzel olur” dedi.
