Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Göksel Göksu yazdı: CHP’nin İstanbul Kongresi | Değişimciler rüzgar, Canpolat fırtına estirdi

İstanbul Kongresi’nin kıran kırana geçmesi kimse için sürpriz olmadı. Başabaş geçeceği düşünülen kongre, her ne kadar 8 Ekim’de son bulduysa da, öncesinde partinin iki kanadı da son dakikaya kadar İstanbul’un kazananı olmak için kıyasıya bir rekabet yürüttü. İpi göğüsleyen, CHP’deki değişim yanlılarının adayı Özgür Çelik oldu. Cemal Canpolat üzerinden genel merkez ile Özgür Çelik üzerinden değişimcilerin yarışında kazananın değişimciler olması, CHP içinde yeni bir sayfa açtı. Kongrede dikkat çeken bir başka başlık da Canpolat’ın rakibi üzerinden kendi partisinin belediye başkanını itham eden sert sözleri oldu.

İstanbul Kongresi CHP için oldukça kritik bir seçimdi. 4-5 Kasım’da Ankara’da düzenlenecek olan büyük kurultayın adeta provası olarak kabul edilen İstanbul seçimi iki açıdan önemliydi: Partide değişim bayrağının dalgalandığı ilk şehir olması bir yana, değişimciler bu kongrede ilk kez kadrolarıyla bir performans sergiledi ve deyim yerindeyse parti içinde rüştünü ispatladı. İkinci önemi ise bu kazanımla birlikte değişimciler, kurultay öncesi moral üstünlük elde etti. Buna bir de kurultayda oy kullanacak her altı delegeden birinin İstanbul’dan gidecek olması eklendiğinde, elde edilen moral üstünlüğün kurultaydaki eğilimi farklı bir yöne evirebilecek bir potansiyel barındırdığını söylemek yanlış olmaz.

CHP İstanbul Kongresi

196 delegenin seçileceği İstanbul Kongresi bu gerçeklerin ışığında başladı. Haliç Kongre Merkezi’nde iğne atılsa yere düşmeyecek bir kalabalık vardı ve salon coşkulu tezahüratlarla inledi.

O atmosfer yaklaşık 14 saat süren kongrenin ilk yarısına da damga vuruyor gibiydi. CHP İstanbul İl Kongresi başlarken değişimcilerin adayı Özgür Çelik ve genel merkezin adayı Cemal Canpolat’ın yan yana durarak verdiği fotoğraf, salonda zaman zaman yükselen tansiyonun sönümlenmesinde epey önemli rol oynadı.

Söz verdiler, kongre sona erdiğinde iki adaydan hangisi kazanırsa kazansın, salondan kol kola çıkacaklarını söylediler.

Yine de kongre başlarken bazı genel merkez yanlılarının söylemi, sonucun çoktan belirlendiğini düşündürmedi değil…

Bazı partililer, kongre öncesi “Kurultayı zaten Kemal Kılıçdaroğlu alır. İstanbul’da ise İmamoğlu aday olduğu için ekibinin galibiyeti bizim için de iyi olur. Seçime yenilgiyle gitmesini istemeyiz” demeye başladı.

Kaftancıoğlu’nun olgunluğundan çıkarılan ders

Kucaklayıcı konuşma yapan yalnız adaylar değildi. Hatta salonda keskin bir çizgiyle birbirinden ayrılan iki kesimi de yatıştıran ilk isim, açılış konuşmasını yapan eski İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu oldu.

Kürsüye çıktığında salondan gelen yuhalamaları büyük bir olgunluk ve profesyonel bir siyasi duruşla aynı potada eritmeyi başaran bir konuşma yaptı. Hatta konuşmasını tamamladığında coşkulu kalabalık “CHP’nin demokratik bir parti olduğu ve kürsüde görüşlerini ifade eden herkesin saygı ile dinlenmesi gerektiği” konusunda minik bir ders de almış, o dersin gereğini de yerine getirmişti.

Kongrede İmamoğlu rüzgarı

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun konuşması ise salonda rüzgar estirdi. İmamoğlu konuşurken “Halkın umudu Kılıçdaroğlu”, “Hak, hukuk, adalet” sloganları yükseldi. Diğer yandan İmamoğlu’yla özdeşleşen “Her şey çok güzel olacak” sloganı da salonu inletiyordu. İmamoğlu, 57 dakikalık konuşmasında, sözlerinin sloganlarla kesildiği anlarda, partiye yönelik eleştirilerini anlatmaya başladı. İmamoğlu’nun “Bu millet CHP’nin iktidar olmasını istiyor. Bizim en acil ve en önemli görevimiz hep beraber iktidar olma seçeneğini milletimize acilen sunmaktır. CHP’yi güçlendiren ayağa kaldıran devrimci ve halkçı bir parti yapın diyor halk bize” sözleri, salonun atmosferini bir anda değiştirdi.

***

Salondaki sağduyu da el ele kol kola bir kurultay geçirileceği izlenimi veren tablonun rengi de giderek değişti. Çelik’in kazanacağı netleştikçe -bu gerçeği sonradan değişimcilerin ipi göğüslediği anlaşıldığında geriye dönüp bakınca net bir şekilde gördüm- yan yana verilen fotoğraf giderek flulaştı sonra da ortadan ikiye ayrıldı.

Canpolat’ın sözleri İmamoğlu’nu kızdırdı

İlerleyen saatlerde Canpolat’ın dili giderek keskinleşti ve suçlayıcı bir üslup kullanmaya başladı. Kongre başlarken herkese açtığı kucağından kongre sonunda çakıl taşları döküldü. “CHP’lilerin başka partiler üzerinden işe girmesini içime sindiremiyorum!” diyerek isim vermedi ama “Biz seçilirsek belediye başkanları kamucu, sosyal, solcu belediyecilik yapacaklardır. Sağ siyasetle belediyecilik olmaz. AKP’nin devşirme kadrolarıyla belediyecilik yapamazsınız. İYİ Parti’nin kadrolarıyla solcu belediyecilik yapamazsınız” diyerek İBB’yi gerçekte İYİ Parti’nin yönettiği imasında bulundu, “CHP delegelerini, size oy vermek için işe aldığınız bir dönemi kabul edemiyorum” diyerek tercihini Özgür Çelik’ten yana kullanan delegeleri töhmet altında bıraktı.

Canpolat kongrede konuşma yapan İlhan Cihaner’in “CHP’yi ortanın solundan alıp, sağın ortasına yerleştirdiniz” eleştirilerini, pek çok konuşmacının Altılı Masa’ya yönelik eleştirilerini ve onlara 39 milletvekili verilmesini, sağdan devşirilen ve bugün partide olmayan sayıca epey fazla milletvekilinin bugün nerede olduğu sorularını, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’la yapılan gizli protokol eleştirilerini görmezden gelerek, partisinin İBB Başkanı ve önümüzdeki yerel seçimlerdeki adayı Ekrem İmamoğlu’na “Sen İYİ Parti’den devşirdiğin kadrolarla çalışıyorsun, sen sosyal belediyecilik yapmıyorsun, solcu değilsin, delegeleri sana oy vermeleri için belediyede işe aldın” demiş oldu!

Bu sözler Ekrem İmamoğlu’nu çok öfkelendirdi ve İmamoğlu salondan “Çok çirkinleştirdiler, çok yalan konuştular. Yalanlarında boğulsunlar, biz tertemiz yürüyeceğiz” diyerek ayrıldı.

Bu noktada Canpolat’ın ağzından dökülen sözler İBB’nin AKP’li üyeleri arasında bile şaşkınlığa yol açtı. O kadar ki, parti içi tartışmaların kamuoyu önünde ulu orta konuşulmasını onlar bile yadırgadı ve tartışmaya müdahil olmaktan imtina ettiler.

Yeri gelmişken yaşanan gerginliğe, zaman zaman yükselen muhalif seslere rağmen Canan Kaftancıoğlu’nun hakkını teslim etmek gerekiyor. Tarafı net olmasına rağmen sergilediği tutumdan kongre süresince hiç ödün vermedi. Taraftı, tarafını da net bir dille ifade etti ama karşı tarafı suçlamak bir yana tarafsızlığını sonuna kadar korumayı sürdürdü. Hem tepkileri olgunlukla göğüsledi, hem göreviyle vakur bir edayla vedalaştı, hem de ikinci kez söz alarak kadınların sesi oldu.

Kongreden geriye kalanlar…

Kongre sonunda kırılan kol yen içinde kalmadı. Canpolat’ın sona doğru sergilediği ayrıştırıcı tutum kazanması halinde İstanbul’da neler olabileceğinin ipuçlarını barındırıyordu. 28 Mayıs cumhurbaşkanlığı seçiminin hemen ardından değişim bayrağı açan ve İstanbul’a ikinci kez başkan olmak üzere yarışa hazırlanan Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazanması değil de kazan(a)maması için çalışılacak izlenimi verdi. Zaten kendisi de seçilmesi halinde, belediye başkanlarının, ilçe başkanlarının önünde önlerini ilikleteceğini söyledi, “Kendi alanlarına çekilecekler” dedi.

Seçimden çıkan sonuca bakıldığında, Canpolat’ın seçilmesi halinde sergileyeceği tutum ile yarıdan fazlasını değişimcilerin oluşturduğu İstanbul il örgütünde nasıl bir hava estireceğinin de ipuçları barındırıyor.

Ama seçilemedi.

İstanbul “değişim” dedi

14 saat süren ve sonuna doğru gerilimin giderek tırmandığı kongrede seçimi kazanan Özgür Özel’in başını çektiği değişimci kanat oldu. Özgür Çelik, 342 oy alarak CHP İstanbul İl Başkanı seçildi.

Bu tablo, Ankara’da 4-5 Kasım’da yapılacak kurultaya 196 delegeyle gidecek olan değişimcilere moral üstünlüğü sağladı.

Peki, kurultayda “İstanbul’u alan Türkiye’yi alır” sözünü parti içi kongrelere uyarlayan Özgür Özel’in dediği gibi bir tablonun çıkması ihtimali var mı, yani değişimciler elde ettikleri moral üstünlüğü etkisiyle kurultayda da değişim rüzgarı estirebilirler mi?

Bu soru genel merkezin de değişimcilerin de gündeminde… Çünkü İstanbul’dan esen havanın anadoludaki pek çok ilde etkili olması uzak bir ihtimal gibi görünmüyor. Bu ihtimale önceden tercihini yapan delegelerin, kurultay günü geldiğinde seçimini değiştirebileceği gerçeği de dahil.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.