Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Mine Söğüt’ün “Deli Kadın”ları tiyatroseverleri hareketli ve kafa karıştıran bir oyuna davet ediyor

Yazar Mine Söğüt’ün “Deli Kadın Hikâyeleri” kitabından uyarlanan tek kişilik “Deli Kadın” oyunu tiyatroseverlerle buluştu. Özden Dilek Karakışla’nın sahnede izleyicileri karşıladığı oyunu Meryem Şahin kaleme aldı. Şahin ve Karakışla, 24 Mayıs’ta prömiyerini yapan kadın emeğinin ön planda olduğu oyunlarını anlattı. 

“Deli Kadın” oyununun fikri aslında salgın günlerinden önce ortaya çıktı. Ekip, tam hız çalışırken koronavirüsün yayılması ve kapanma günlerinin başlamasıyla oyunun prömiyeri de ertelendi. Meryem Şahin, 24 Mayıs’ta İstanbul’daki Şişli Tiyatrosu’nda ilk defa izleyicilerle buluşan oyunu Mine Söğüt’ün “Deli Kadın Hikâyeleri” kitabından uyarladı. Tek kişilik oyunda sahnede Özden Dilek Karakışla yer alırken, yönetmen koltuğunda Gökhan Erarslan oturuyor. 

Mine Söğüt’ün kitabı, “Size kadınlıkla lanetlenmiş bir varoluş hezeyanı anlatacağım” diye başlıyor. “Deli Kadın” oyunu da bu cümleyle Söğüt’ün “deli kadınlar”ını sahneye taşıyor. Bununla da kalmayıp yeni ve “içimizden biri” diye tanımlayabileceğimiz başka deli kadınların hikâyelerini de tiyatroseverlere anlatıyor.

Anlatılan bütün deli kadınları tanıyoruz aslında: Dışlanmış, erkekler tarafından cesareti kırılmış, yalnız, erkek egemen dünyaya uyum sağlayamamış kadınlar.

“Hareketli, enerjisi yüksek, kafaları karıştıran bir oyun”

Altı yıldır “Kadın Dilinden Masallar” ile izleyiciyle buluşan Özden Dilek Karakışla, Mine Söğüt’ün eserlerini çok beğendiğini, “Deli Kadın Hikâyeleri” üzerine odaklanmaya karar vererek Söğüt’e ulaştığını anlattı. Söğüt’ten onay alıp ekibi kurduktan sonra salgın nedeniyle oyunu askıya almak zorunda kaldıklarını dile getiren Karakışla, 24 Mayıs’ta oyunun prömiyerini yaptıklarını ekledi.

Oyun metninin alışık olunan bir tarzda ilerlemediğini söyleyen Meryem Şahin ise“Oldukça belirsiz bir süreç var çünkü kitabı sahneye farklı bir dille uyarlamaya çalışıyorsun ve bu oldukça zor bir şey. Ama şöyle bir avantajım vardı: Öncelikle bir serbest uyarlama yapabildik. Her şeyini yitirmiş bir oyuncunun ‘Deli Kadın Hikayeleri’ni, tiyatro oyunu olarak sahneye taşımaya çalışırken yaşadıklarını anlatan bir oyun. Bu yüzden aslında bir bakıma belirli serbest alanlarımız vardı. Oyuncu çok farklı yerlere girip çıkıyor” diye konuştu

Şaşırtıcı ve yeniliklerle dolu bir oyunun izleyicileri beklediğini anlatan Karakışla, “Prömiyer sonrası izleyiciler, ‘Nereden çıkacağını bilemedik’ dediler. Gerçekten yaşamın devinimini hissettiren bir metnimiz ve de rejimiz oldu. Hareketli, enerjisi yüksek, biraz kafaları karıştıran bir oyun yaptık diye güvenle söyleyebilirim” dedi.

Karakışla: “Bu kadınları yaratırken kendi gözlemlerimden yararlandım”

Yazım sürecinde metni okuyarak yeni bir karakter ortaya çıkardıkları dile getiren Meryem Şahin, şöyle devam etti:

“Kitaptaki atmosferi taşıyacak, onu yürütebilecek bir delilik içerisinde bir kadın yaratmaya çalıştık. Oyunun içerisinde tabii ki Mine Söğüt’ün kitabındaki deli kadınlar da var. Aslında Mine Söğüt’ün günümüzdeki yaşantıyla bir karşılaşması gibi de oldu. Çünkü oyunda günümüzdeki deliliğimizde nelere sığınıyoruz, nerelere koşuyoruz? Bunları da ele aldık.”

Karakışla ise Şahin’den sözü devralıp, “Oyunun bütününde aslında kadının yalnız iç kapılarına saklanması, zihnindeki delilikler, deneyleri, bir hayalin peşinde nasıl koştu ve var olan düzenin o hayalin önüne nasıl engeller yarattığı, kimi zaman çok güleceğimiz, kimi zaman zihinlerimize sorular yaratacak bir varoluş oyunu diyebiliriz. Tabii birçok kadın var. Oyunda bu kadınları yaratırken doğal olarak kendi bagajımdan, kendi gözlemlerimden, Mine Söğüt’ün hikayelerindeki kadınlardan, hayallerimizdeki kadınlardan ve daha birçok yerden yararlandım. Duygu değişimleriyle kadının bulunduğu ortamlar değiştikçe bambaşka bir kadına dönüşen birçok kadını görüyoruz” dedi.

Oyunda anlatılan bütün kadınların “biz” olduğunu aktarmaya çalıştıklarının altını çizen Karakışla sözlerini şöyle bitirdi:

“İzleyicilere bir şeyler anlatmaya, bir şeyleri dikte etmeye çalışmadık. ‘Mesajımız şudur’, demekten oldukça sakındığımız bir oyun çıktı. Sorular oluşsun, zihinlerde farklı kapılar açılsın, kendi hayatlarıyla ilgili referanslar olsun, eğlensinler, gülsünler bizle birlikte o bir saati yaşasınlar. Bu amaçla bu oyunu gerçekleşti.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.