Hrant Dink’in katili Ogün Samast tahliye edildi

Agos Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i gazete binasının önünde öldüren Ogün Samast, koşullu salıverilme kapsamında Bolu F Tipi Cezaevi’nden tahliye edildi.

Agos Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i 19 Ocak 2007’de İstanbul Şişli’deki gazete binasının önünde öldüren ve o zamanlar 17 yaşında olan Ogün Samast, cinayetten 16 yıl sonra tahliye edildi.

Ogün Samast, cinayeti işlediğinde yaşı 18’den küçük olduğu için “tasarlayarak insan öldürmek” ve “ruhsatsız silah bulundurmak” suçlarından toplam 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Samast, infaz yasasına göre cezaevinde 15 yıl iki ay kalacaktı ancak 2020 yılında gardiyanlara saldırdığı gerekçesiyle ek ceza aldı.

Samsun Otogarı’nda 20 Ocak 2007’de yakalanan Samast, Şubat 2022’ye kadar kaldığı Kandıra F Tipi Cezaevi’nden Bolu F Tipi Cezaevi’ne nakledildi.

DHA’nın haberine göre 16 yıl 10 aydır cezaevinde bulunan Samast’ın geçen yıl iyi halinden dolayı koşullu salıverme kapsamında cezasının dolduğu ve cezaevi yönetimi tarafından bu süreçte deneme aşamasında olduğu öğrenildi.

Kişisel gelişimi için yapılan gözlemlerde iyi hali olduğu gözlenen Samast’ın koşullu salıverme şartlarını taşıdığına kanaat getirilerek tahliyesine karar verildi.

Samast şubat ayından bu yana cezasını çektiği Bolu F Tipi Cezaevi’nden saat 19.50’de tahliye edildi. Samast’ı cezaevi çıkışında ailesinin karşıladığı öğrenildi.

Hrant Dink’in öldürülüşü ve yıllardır süren davalar

Türkçe ve Ermenice dillerinde haftalık yayın yapan Agos Gazetesi’nin 6 Şubat 2004 tarihli sayısında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’in Ermeni olabileceği iddiasını taşıyan “Sabiha Hatun’un sırrı” başlıklı bir haber yayımladı. Sabiha Gökçen’in yakınlarının görüşlerine yer verilen haber, başta olumlu veya olumsuz bir tepki almadı.

Hürriyet gazetesi, Hrant Dink imzalı haberin Agos’ta yayımlanmasından 15 gün sonra 21 Şubat 2004’te konuyu “Sabiha Gökçen’in 80 yıllık sırrı” başlığıyla manşete taşıdı. Dink’in tabiriyle haber “Hürriyet’te manşetten verilince olanlar oldu ve Türkiye’de yer yerinden oynadı”.

İddialar ulusal gazetede yayımlanınca, 22 Şubat 2004’te Genelkurmay Başkanlığı tarafından bir açıklama yapıldı. Açıklamada “Sabiha Gökçen gibi bir sembolün tartışmaya açılmasının habercilik olarak nitelendirilemeyeceği” belirtildi.

Bunun üzerine Hrant Dink, 24 Şubat’ta Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlilerince İstanbul Valiliği’ne çağrıldı. Görüşmenin içeriğini, cinayetten 8 yıl sonra ifadesi alınan dönemin Vali Yardımcısı Ergün Güngör “Tehdit edilmedi, toplumsal infial için uyarıldı” diyerek soruşturma savcısına anlattı.

Aynı günlerde İstanbul Ülkü Ocakları, Şişli’deki Agos Gazetesi’nin önünde toplandı. Gazete önünde konuşma yapan dönemin Ülkü Ocakları Başkanı Levent Temiz “Hrant Dink bundan sonra bütün öfkemizin ve nefretimizin hedefidir, hedefimizdir” dedi. 

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Takip eden süreçte Agos Gazetesi ve Hrant Dink hakkında soruşturmalar ve davalar açılmaya başlandı. Gazeteci Dink, 7 Ekim 2005’te yaklaşık bir buçuk yıl önce yazdığı bir yazıdan dolayı 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Hrant Dink, tehditler ve hedef göstermeler devam ederken 19 Ocak 2007’de 17 yaşındaki Ogün Samast tarafından Agos Gazetesi önünde arkasından sıkılan üç kurşunla vuruldu. Cinayetten bir gün sonra katil zanlısı Samast, cinayetin azmettiricisi Yasin Hayal ve istihbarat görevlisi Erhan Tuncel gözaltına alındı.

Ogün Samast emniyette verdiği ifadesinde cinayeti tek başına işlediğini söyledi. Trabzon’da 10 genç bir süredir atış talimi yaptıklarını söyleyen Samast, diğerlerinden daha iyi silah kullandığı ve daha hızlı koştuğu için kendisinin seçildiğini belirtiyordu.

Samast aynı zamanda, cinayette kullandığı silahı ona Yasin Hayal’in verdiğini söyledi. Azmettirici Hayal ise, cinayeti, dönemin istihbarat görevlisi Erhan Tuncel ile beraber planladıklarını söylüyordu.

Dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın cinayette örgüt bulgusu olmadığını ve tamamen “milli duygular” etrafında işlendiğini söylemesinden iki gün sonra “Türkçü İntikam Tugayı” imzalı bir mektup, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kapısına bomba süsü verilmiş bir paket içinde bırakıldı. Mektupta “Ogün ve Yasin kardeşlerimizdir, serbest bırakılsın” yazıyordu. 

Bulgulara rağmen mahkeme, 2019’a kadar olayın örgüt suçu olduğuna kanaat getirmedi.

Davanın 10 Mayıs 2010’da yapılan 13. duruşmasında, davadaki sanıkların Ergenekon’dan tutuklu bulunan 6 sanıkla telefon görüşmesi yaptığı ortaya çıktı. Savcı, 20. duruşmada verdiği mütalaada Ergenekon davasına birçok atıfta bulunuyordu. 

Savcı, 24 Nisan 2017’de Hrant Dink davasında yargılanan çoğu kamu görevlisinin 15 Temmuz darbe girişimiyle de bağlantılı olduğuna işaret eden 122 sayfalık bir iddianameyi mahkemeye sundu. Davada yargılanan 85 sanığın 18’inin telefonunda, FETÖ üyelerinin haberleşmek için kullandığı ByLock uygulaması tespit edildi. Sanıklardan Erhan Tuncel’in avukatı Erdoğan Soruklu da FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandı.

Karar duruşması 26 Mart 2021’de yapıldı. Aralarında dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz, Trabzon İl Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı, Trabzon İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız gibi isimlerin bulunduğu 26 sanık çeşitli sürelerde hapis cezasına çarptırıldı. Hrant Dink’in ailesi, arkadaşları ve sevenleri, cinayette ve yargı sürecinde karanlıkta kalan noktaların aydınlatılmasını bekliyor. Cinayet sürecinde kurulan Hrant’ın Arkadaşları grubu “Biz bitti demeden bu dava bitmez” diyor ve adalet istiyor.