Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Premier Lig Panorama: 12. haftanın ardından | Chelsea’nin orta üçlüsü – Kyle Walker’ın kabusu Sterling – Gol, tempo ve heyecan dolu maç

Premier Lig’de 12. hafta geride kaldı. Bu haftanın merakla beklenen maçında Chelsea kendi evinde Manchester City ile 8 gollü düelloda berabere kalmayı başardı. Maçın analizini Medyascope Spor Servisi’nden Öner Tavtay sizler için yazdı.

Premier Lig Panorama: 12. haftanın ardından | Chelsea’nin orta üçlüsü | Kyle Walker’ın kabusu Sterling | Gol, tempo ve heyecan dolu maç

Milli maç arası öncesinde inanılmaz bir kapanış maçı izledik. Maçtan önce kimse 8 gol göreceğimizi tahmin edemezdi. 9 kişi kalmış Tottenham’a zar zor 4 gol atan Chelsea’nin Manchester City’ye de 4 gol atacağını öngörmek, hiç mantıklı bir tahmin olamazdı. Fakat Chelsea, herkesi şaşırttı ve bol gollü maçta 1 puanı kapmayı başardı. Pochettino’nun etkisi, sakatların da düzelmeye başlamasıyla iyice hissedilmeye başladı. Gelin Premier Lig’de belki de bu yılın en iyi maçını hep birlikte inceleyelim!

Chelsea 4-4 Manchester City

Bu sefer bir değişiklik yapıp hemen görselle başladım. Çünkü bu görsel, pek çok insanın maç tahmininde yanılmasına sebep oldu. City’ye karşı son 6 maçta gol bile bulamayan Chelsea istatistiği epey korkutucu. Fakat gelgelelim ki Pochettino etkisi burada daha ağır bastı. Premier Lig Panorama’nın önceki dönemlerinden beri ara  ara söylediğim bir şey vardı. Caicedo-Enzo-Gallagher orta sahası gerçekten çok korkutucu. Çünkü inanılmaz boğucu bir pres gücüne sahipler ve kolay kolay yorulmuyorlar. Bu üçlünün tek eksi yanı hücumdaki etkisizlik diye düşünüyordum. Bu durumlarda Enzo’nun daha çok hücuma katılmasını beklerken, Gallagher inanılmaz bir çıkış yaptı. Kendisini iyi bir 6-8 gibi görürken Gallagher bize neredeyse iyi bir 10 numara da olabileceğini kanıtlıyor gibi. Duran top becerisi, tehlikeli şutları ve pasları bence Pochettino’nun en büyük Chelsea başarısı olacak. Tottenham’da Dele Alli’nin yaşadığı değişimin bir benzerini Gallagher’a yaşattığını düşünüyorum. Romeo Lavia transfer edildiğinde bunun Gallagher adına kötü gözükeceğini düşünmüştüm, hatta kendisinin takımdan gönderileceğine dair söylentiler de vardı. Avrupa macerası olmayan Chelsea için üst düzey 4 orta saha oyuncusu lüks kaçıyordu. Bu durumda Lavia’nın ilk 11 yolu epey tıkanmış durumda. Şimdi Gallagher övmeyi bırakıp maça geçebiliriz.

Kısa bir ara not olarak Thiago Silva’nın Premier Lig’de gol atan en yaşlı dördüncü futbolcu olduğunu da ekleyelim ve kendisini bu konuda tebrik edelim.

Şimdi genel istatistikler üstünden başlayalım. Maçta çekilen şutların isabet oranı gerçekten inanılmaz. Toplamda çekilen 32 şutun 19’u isabetli. Neredeyse %60 şut isabet oranlı bir maç izledik. 8 golün atıldığı maçta Sanchez 5, Ederson ise 6 kurtarış yapmış. Bu da ofans anlamında ne kadar doyurucu bir maç izlediğimizin kanıtlarından biri. Goller dışında da bol pozisyonlu bir maç gördük. Hiçbir istatistikte iki tarafın da birbirine ezici üstünlük kurduğu bir kısım yok. Jackson’ın attığı 3.gol dışında da bir kontratak golü görmedik. İkinci görsel olan atak grafiğinde bunu görebiliyoruz. Herkes baskın olduğu dönemde gol bulmayı başarmış. Son görselde ise Cİty ikinci yarı başında Haaland’la bulduğu golle xG sinde hızlı bir yükseliş yakalarken Chelsea sessiz derinden gelmeye devam etmiş. Chelsea 2.96 ile City ise 2.9 xG ile maçı tamamlamış.

İlk görseldeki kilit pas istatistiklerinde City’nin 12, Chelsea’nin 7 kilit pası var. Rodri bu konuda City’de en üst sırada. Haaland’ın 2 kritik pası maçın enteresan şeylerinden biri. Ceza sahasındaki pası asist olurken, orta saha gerisinden attığı kilit pas da golcü oyuncunun farklı yönlerden de faydalı olabileceğini gösteriyor. Chelsea tarafında ise Caicedo, Gallagher ve Reece James kilit pas yükünü çekiyor. İkinci görselde de şut haritasını görüyoruz. Şutların çoğunun ceza sahası içinden çekilmiş olması büyüleyici. Ceza sahası dışından çekilen şutların da sadece iki tanesi isabetsiz. Sadece bu kadar istatistik görmek bile insanı maçı tekrar izlemeye teşvik ediyor.

City adına Haaland dışında iyi performans veren Bernardo Silva ve Foden vardı. Sol kanattan açtığı ortalar dışında epey isabetli bir pas yüzdesi var Bernardo Silva’nın. Rakip ceza sahası yakını dışında sadece 2 pas hatası yapmış. İkinci görselde de Foden ve Doku’nun dribbling denemelerini görüyoruz. Doku, Reece James duvarına toslayıp etkisiz kaldı. Foden ise daha etkindi ve Cucurella üstünde ciddi baskı kurdu. Tek sıkıntı arkasında oynayan Kyle Walker’ın berbat oynamasıydı. Bu yüzden sık sık savunmaya gelmek zorunda kaldı. Maçta en fazla isabetli dribbling yapan oyuncusu olan Foden, City’nin iyi oyuncularındandı.

Chelsea orta üçlüsünün korkutucu olduğunu söyleyip duruyorum, ilk görselle de bunu destekliyorum. Caicedo-Gallagher-Enzo üçlüsünün savunmada yaptıklarını görebiliyoruz. Gallagher’ın kaybettiği tek bir ikili mücadele var, onun dışında bu üçlü savunmada harika işler çıkardı. Diğer görselde ise Gallagher fan kulüp kurmamıza sebep olacak bir kanıt var. Gallagher’ın pas haritası ve isabet oranı inanılmaz seviyede. Müthiş bir box-to-box özelliğine sahip. Bence ilerleyen dönemde gol katkılarıyla da kendisini göreceğimize inanıyorum. Sahada ayak basmadık yer bırakmıyor adeta.

Bu kısımda Sterling’den bahsedeceğim ama önce ilk görseldeki Foden’dan bahsedelim. Aynı görsel içinde hem Foden’ın, hem de Sterling’in savunma katkılarını görüyoruz. Foden’ın bu savunma katkısının sebebi de Sterling’den başkası değil. Kyle Walker’a o kadar zor zamanlar yaşattı ki Foden’ın desteğe sık sık gelmesi gerekti. Sterling’in de savunmasına yaptığı katkı inanılmaz. Normalde bu zamana kadar Sterling, savunmaya dönmeyen bir sprinter görüntüsündeydi. Mbappe ile bu konuda ciddi benzerlik gösteriyorlar. Fakat Pochettino, Sterling’i bambaşka bir role eviriyor gibi. İkinci görsel de bunun bir diğer kanıtı. Görselin üst kısmında Sterling’in dribbling denemeleri var, altta ise takımın geri kalanı. Chelsea hücumları tamamen Sterling üstünden dönüyor diyebiliriz. Başarısız denemelerine rağmen asla vazgeçmiyor. Oyun karakterinin evrimleştiğini görüyoruz dersek yalan olmaz. Eskisinden daha inatçı ve komple bir Sterling geliyor.

İlk görselde Chelsea’nin pas haritasını görüyoruz. En ileride Sterling görünüyor. Gallagher ise Jackson’a epey yakın oynuyor. Palmer da içeri kaçarak kanadı Reece James’e teslim etmiş durumda. Diğer görselde ise Haaland’ın yalnızlığı gözümüze çarpıyor. Bu bağlantı dışında kalmaya rağmen Norveçli golcü maçı 2 gol, 1 asistle tamamladı. Gvardiol’un bu kadar ileride olmasını da ben Palmer’ın kanat yerine içe kat ederek oynamasına bağlıyorum. Foden ise hücumdaki 4 arkadaşına göre daha geride kalmış. Bunun da sebebinin Sterling-Walker eşleşmesinde ortaya çıkan kriz olduğunu söylemiştik.

Palmer’ın yetiştiği kulübe karşı ilk maçında etkili bir performans sergilemesi ve bunu sevimli bir şekilde yapması, gerçekten sportmenlik açısından mutlu edici düzeydeydi. Belki de yıllarca unutulmayacak bir Chelsea-Manchester City maçını geride bıraktık. Milli maç arasından sonra Manchester City-Liverpool maçıyla tekrar karşınızda olacağım. Premier Lig Panoramadan bu haftalık bu kadar. Tekrar görüşmek üzere!

Maçın Özeti:

Yazan: Öner Tavtay

Editör: Doğa Üründül

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.