Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (HEDEP), aralarında Eş Genel Başkan, Parti Sözcüsü, Meclis Başkanvekili’nin de bulunduğu 20 milletvekili mahkeme kararı veya İçişleri Bakanlığı’nın tahditi nedeniyle yurtdışına çıkamıyor. HEDEP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan ve HEDEP Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, süreci Medyascope’a anlattı. Türkdoğan, milletvekili seçilenler hakkındaki yargılamanın durdurulması gerektiğini belirterek “Meclis’in burada çok net bir tutum alarak dokunulmazlıklara sahip çıkması gerekiyor” dedi.
HEDEP’in 20 milletvekili yurtdışına çıkamıyor. Bu milletvekillerinden bir kısmı hakkında yurtdışına çıkışlarını yasaklayan mahkeme kararı bulunuyor fakat geri kalan milletvekillerinin ise pasaportlarına İçişleri Bakanlığı tarafından idari kararla tahdit konuldu.
Yurtdışına çıkması yasak olan isimler arasında HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder ve Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan da yer alıyor.
Yurtdışına çıkamayan milletvekillerinin isimleri şöyle:
1. Perihan Koca
2. Sinan Çiftyürek
3. Ömer Faruk Gergerlioğlu
4. Zeynep Oduncu
5. Keskin Bayındır
6. Ayşegül Doğan
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
7. Adalet Kaya
8. Halide Türkoğlu
9. Burcugül Çubuk
10. Gülistan Kılıç Koçyiğit
11. Mehmet Zeki İrmez
12. Gülcan Kaçmaz Sayyiğit
13. Hüseyin Olan
14. Mahmut Dindar
15. Ömer Öcalan
16. Yılmaz Hun
17. Heval Bozdağ
18. Sırrı Süreyya Önder
19. Tuncer Bakırhan
20. Salihe Aydeniz
Koçyiğit: “Siyaset yapma hakkımız engelleniyor”
İçişleri Bakanlığınca hakkında idari tahdit kararı bulunan HEDEP Kars Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, çözüm önerileri için girişimleri olduğunu ancak henüz sonuç alamadıklarını belirtti, “Meclis’te çalışan grup başkanvekillerimiz daha önce iletmişlerdi, son dönemde de ilettiler ama bir gelişme yok” diye konuştu.
Hakkındaki idari tahdit kararının hukuksuz olduğunu dile getiren Koçyiğit, “Kararın hiçbir hukuki karşılığı yok. Bir idari kararla, Anayasa’daki seyahat özgürlüğünü engelliyorsunuz” dedi.
“Muhalif milletvekillerine ‘Yurtdışına gidemezsin, seçmenle buluşamazsın’ diyorlar”
Tahditi hukuksuz bir karar olarak gördüğü için daha önce dava açmadığını söyleyen Koçyiğit, “Artık dava açacağım. Milletvekilleri olarak bu süreçte hukuki başvurularımızı yapacağız” dedi. Koçyiğit, yurtdışına çıkmalarının engellenmesinin, ülkedeki genel hukuksuzlukla çok ilintili bir durum olduğunu anlattı:
“Muhalif milletvekillerine yurtdışına gidemezsin, seçmenle bulaşamazsın, propaganda yapamazsın deniliyor, oysaki yurtdışındaki seçmenler oy kullanıyor. Orada da bizim seçmenlerimiz var, o insanlarla bir araya gelmek en doğal en temel hakkımız. Milletvekilleri olarak siyaset yapma hakkımız engelleniyor.”
Türkdoğan: “Milletvekili seçildiğinde hakkındaki yargılamanın durması gerekiyor”
HEDEP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan, yurtdışına çıkamayan 20 milletvekilinin yarıya yakını hakkında mahkeme kararı olmadığını söyledi.
Türkdoğan, Anayasa’nın 14. maddesinde belirtilen durumlar dışında, milletvekili seçilen kişi hakkında yargılamanın devam edemeyeceğini anlattı:
“Anayasa Mahkemesi (AYM), Engin Alan ve Leyla Güven kararında bunu içtihat haline getirdi. Can Atalay kararında da aynı şeyleri söylüyor. AYM, ‘Bir kişi milletvekili seçildiğinde o kişinin milletvekili seçilmesine rağmen hangi durumlarda yargılamasının devam edileceğini kanunla belirlemek gerekiyor. Bununla ilgili bir kanun yok. Kanun olmadığı için de bir milletvekilini tutuklu olarak yargılayamazsınız’ diyor. Bir kişi milletvekili seçildiğinde bu kişiyle ilgili yargılamanın durması ve tutuklama dahil, bütün adli kontrol tedbirlerinin kalkması gerekiyor.”
Türkdoğan, milletvekili hakkında yargılamanın devam edebilmesi için dokunulmazlığının kaldırılması gerektiğine dikkat çekti.
“Yurtdışı yasağınız olsa da size pasaport veriyorlar”
Haklarında mahkeme kararı ve idari tahdit bulunan HEDEP milletvekillerinin halihazırda pasaportlarının olabileceğini belirten Türkdoğan, “Bu milletvekillerinin pasaportları var, sadece yurtdışına çıkarken havaalanlarında, gümrük limanlarındaki ekranda tahdit çıkıyor. Türkiye’deki uygulamaya göre yurtdışı yasağınız olsa da size pasaport veriyorlar çünkü yasak veya tahdit her zaman kaldırılabilir” diye açıkladı.
“Bunun sorumlusu Kemal Kılıçdaroğlu’dur”
“Meclis’in çok net bir tutum alarak dokunulmazlıklara sahip çıkması gerekiyor” diyen Türkdoğan, 2016’da Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için eski Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun destek vermesini eleştirdi:
“Bunun sorumlusu Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Anayasa’ya aykırı olduğunu bile bile CHP’ye ‘evet’ oyu verdirdi ve Anayasa’ya geçici bir madde ekleyerek Selahattin Demirtaş ve arkadaşları için hapse giden yolu açtı. Türkiye siyaseti bundan topyekun zarar gördü.”
İlk olarak Sırrı Süreyya Önder gündeme getirdi
Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, 16 Ekim’de Meclis’teki kürsü konuşmasında Gazze’de yaşananlar nedeniyle milli yas ilan edilmesini isteyerek, TBMM’de bir heyet oluşturulmasını ve bu heyetin Türkiye adına bölgeye gitmesini önerdi.
Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’in Şahin’e cevabıyla HEDEP’li milletvekillerinin yurtdışına çıkış yasakları gündeme geldi. Önder, TBMM Genel Kurulu’nu yönetirken şunları söyledi:
“Gitmeyi çok isterim gerçekten, bütün kalbimle. O acıları yerinde görmek, onlara ses olmak ama yurtdışı yasağım var. Benimkini mahkeme koydu, Meclis ‘Mahkemenin iradesine biz karışamayız diyebilir fakat grubumuzun 15 milletvekili İçişleri Bakanlığı’ndaki bir bürokratın imzasıyla, hakkında hiçbir mahkeme kararı olmaksızın bu seyahate katılamayacak. Onların pasaportlarında tahdit var, sadece kendilerinin değil, çocuklarının, eşlerinin, birinci derece yakınlarının da pasaportlarında tahdit var. Bir bürokrat, kendini yargının da üzerinde konuşlandırarak buradaki vekilin seyahat özgürlüğünü kısıtlayabiliyor. Benimkini mahkeme koymuş, yargılamanın durması, vekil dokunulmazlığı vs. bu tartışmalara girmeyeceğim. Bunun bütün Meclis’in sorunu olması gerektiğini düşünüyorum, hissiyatımı paylaşmak istedim. Özellikle böylesi günlerde bunun absürtlüğü daha da fazla görünür oluyor.“
