Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İstanbul Sözleşmesi davasında avukatlar mahkeme heyetinin çekilmesini talep etti | Av. Selin Nakıpoğlu: “Müsamere gibi yargılama”

Cumhurbaşkankanı Erdoğan’ın imzasıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı yürütmenin durdurulması ve kararın iptali talebiyle görülen davanın beşinci duruşması Danıştay 10. Dairesi’nde yapıldı. Medyascope’a konuşan Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Gönüllü avukatlarından Selin Nakıpoğlu, Danıştay’ın daha önce İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını hukuka uygun bulduğunu hatırlattı. Mahkeme heyetinin çekilmesini talep ettiklerini söyleyen Nakıpoğlu, “Müsamere gibi bir yargılama” dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı yürütmenin durdurulması ve kararın iptali talebiyle Danıştay 10. Dairesi’ndeki davanın beşinci duruşması yapıldı. Kadının İnsan Hakları Vakfı, Mor Çatı, Mardin Barosu, Muş Barosu, Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği, Kadın Dayanışma Vakfı, Kadının İnsan Hakları Derneği’nin de aralarında olduğu 24  kurumun başvuru dosyasına dair dava görüldü.

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Gönüllü avukatlarından Selin Nakıpoğlu, bugünkü (28 Kasım) duruşmada neler yaşandığını ve sürecin nasıl devam edeceğini Medyascope’a anlattı.

“Başkan’ın ve ret veren üyelerin çekilmelerini istedik”

Nakıpoğlu, Danıştay’ın kararını daha sonra yazılı olarak bildireceğini belirten Nakıpoğlu, “Başkan’ın ve ret veren üyelerin çekilmelerini istedik. Sonuçta, aynı minvaldeki dosyanın davasında daha önceki kararları belli” diye konuştu. Bu durumun tarafsızlık ilkesine aykırı olduğunu vurgulayan Nakıpoğlu, erkek şiddetini tüm boyutuyla anlatması için Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı uzmanlarından biri olan Gülsüm Kanat’ın da dinlenmesini talep ettiklerini ancak Başkan’ın kabul etmediğini söyledi.

“Gerekçeli karar adeta Cumhurbaşkanı avukatının dilekçesinin fotokopisi gibi”

Nakıpoğlu, Başkan’ın “Bunu da bozma sebebi yaparsınız” dediğini belirterek duruşmada yaşananları şöyle anlattı:

“Söz bize gelmişti, ret talebimiz de hazırdı ama bu celsede yeni bir sebep daha geldi. ‘Şimdi tam anlamıyla kararınızı açıklamış oldunuz, sizin hiçbir şekilde tarafsızlığınız söz konusu değil. Dosyadan çekilmeniz gerekiyor’ dedik. Sadece bir önceki kararları sebebiyle değil, o anda Başkan bir sebep daha verdi, ihsası reyde (oyunu/tarafını belli etme) bulundu. ‘Bizi kerhen (gönülsüz) dinliyorsunuz’ dedik çünkü diğer dört duruşmadaki gerekçeli kararlar geldiğinde gördük ki, bizim hiçbir savunmamızda, dilekçelerimizde hiçbir sözümüze yer verilmemiş. Gerekçeli karar adeta Cumhurbaşkanı avukatının dilekçesinin fotokopisi gibi.”

“Karşımızda adeta müsamere gibi bir yargılama görüyoruz”

Danıştay’da beşinci duruşma olduğunu hatırlatan Nakıpoğlu, “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” sözünün peşinden gitmeye devam edeceklerini vurguladı. Nakıpoğlu, “Bu süreç bitmedi zaten bunun daha başvuru usulleri, yolları var. Burada 200’ü aşkın dava açılmış. Hak savunucuları, feministler, avukatlar yoğun bir emek veriyor fakat karşımızda adeta müsamere gibi bir yargılama görüyoruz” diye konuştu. 

“ ‘Bu sözleşme bitti, gitti, kaldırıldı’ gibi bir cümle kabul edilemez”

Nakıpoğlu, kararı beklediklerini ancak duruşmada bir nevi kararın açıklandığını vurgulayarak, “Olumlu bir karar bekliyoruz” demenin gerçekçi olmadığını söyledi. Kararın olumsuz olduğu takdirde temyiz mercii olarak İdari Dava Daireleri Kurumu’na gidileceğini belirten Nakıpoğlu, buradan da sonuç alınamazsa Anayasa Mahkemesi sürecinin başlayacağına değindi. Nakıpoğlu, sürecin tamamının tüketileceğine dikkat çekerek “ ‘Bu sözleşme bitti, gitti, kaldırıldı’ gibi bir cümlenin kabul edilmeyeceğini zaten 20 Mart 2021’de söylemiştik” dedi.

“Devlet veri tutmadığı için gerçek rakam ne onu da bilmiyoruz”

Nakıpoğlu, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 25 Kasım 2023 tarihinde Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde yaptığı açıklamada, “İstanbul Sözleşmesi yürürlükten kalktı ama hiç kötü bir şey olmadı, şiddet artmadı” sözlerini hatırlattı. Nakıpoğlu, şöyle devam etti:

“Binlerce kadın, çocuk, LGBTİ+ erkek şirketine maruz kaldı. Bunlar sadece bizlerin bilebildiği, devlet veri tutmadığı için gerçek rakam ne, onu da bilmiyoruz. Cumhurbaşkanı’nın sözü doğru değil ve aslında bunu hâlâ açıklama gereği duyması bile yapılan işlemin ne kadar yanlış olduğunu gösteriyor. İstanbul Sözleşmesi, erkek şiddetiyle mücadelede en önemli yol haritasıdır. Biz bu sözleşmenin tekrar imzacısı olacağız.”

Ne olmuştu?

İstanbul Sözleşmesi adıyla bilinen, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açıldı ve ilk imzalayan ülke Türkiye oldu. Sözleşme 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe girdi ancak 20 Mart 2021’de Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla Türkiye İstanbul Sözleşmesinden çekildi.

Fesih kararı 23 Mart 2021’de Avrupa Konseyi’ne de bildirdi. Feshe ilişkin Cumhurbaşkanı kararı, sözleşme hükümleri gereğince Avrupa Komisyonu’na bildirildikten üç ay sonra yürürlüğe girdi ve Türkiye resmen sözleşmeden ayrıldı. Kadın ve LGBTİ+ örgütlerinin temsilcileri, Danıştay’da Cumhurbaşkanı kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle çok sayıda dava açtı. Bu duruşmaların ardından Danıştay 10. Dairesi, 19 Temmuz 2022 tarihinde ikiye karşı üç hâkimin oyuyla o tarihe kadar yapılan dört duruşmada görülen davaları reddetti ve Sözleşme’den çekilme kararını “hukuka uygun” buldu.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu da, 2 Ocak 2023’te Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini  “hukuka uygun” buldu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.