Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Premier Lig Panorama: 14. haftanın ardından | City’nin ön saha presi – Tottenham’ın takım savunması – Simon Hooper’ın skandal kararı

Premier Lig’de 14. hafta geride kaldı. Bu haftanın merakla beklenen maçında Manchester City ile Tottenham berabere kaldı. Maçın analizini Medyascope Spor Servisi’nden Öner Tavtay sizler için yazdı.

Premier Lig Panorama: 14. haftanın ardından | City’nin ön saha presi – Tottenham’ın takım savunması | Simon Hooper’ın skandal kararı

Premier Lig’de her hafta mutlaka çok konuşulan bir maç oluyor. Gerek temposu, gerek hakem kararları dahilinde büyük sansasyon yaratıyor. Ne yazık ki hakem kararlarının daha sıklıkla konuşulduğuna şahit oluyoruz. Hakemler ekseninde en çok sıkıntı yaşayan üç takımdan ikisi karşı karşıya geldi. Bir diğer Liverpool ise Fulham’ı 4-3 yendi ki son gol dışında attıkları her gol jeneriklik derecesinde harikuladeydi. Manchester City ile Tottenham Hotspur maçı da aslında bizi futbola doyurdu ama maçın sonlarına doğru skandal bir hakem kararı tüm güzelliğe gölge düşürdü. City bu maçtan aldığı beraberlikle lider Arsenal’in 3 puan gerisine düştü ve Liverpool’un da kazanmasıyla 3.sıraya geriledi. Gelin bu heyecan dolu ve bol gollü maçı hep beraber inceleyelim!

Manchester City – Tottenham Hotspur maçında hakem Simon Hooper’ın kontra atağı kesip faul verdiği pozisyon sonrası Erling Haaland’ın isyanı (Photo by Darren Staples / AFP)

Manchester City 3-3 Tottenham Hotspur

Geçen hafta Trent Alexander-Arnold’ın şapkadan çıkan golü yüzünden 1 puanla yetinmek zorunda kalan City, bu sefer de Kulusevski’nin 90. dakikada attığı gole takıldı ve yine sahadan beraberlikle ayrıldı. Stoperde orijini bek olan oyuncuyla oynayan, hücumdaki en etkin silahlarından Maddison’dan mahrum kalan bir Tottenham ile içeride berabere kalmak City’li taraftarları epey üzmüştür eminim. Son dakikadaki hakemin yaptığı skandala sonlara doğru değineceğim.

Öncelikle Son’un ilginç istatistiği ile başlayalım. Son, 137 saniye içerisinde önce karşı kaleye, sonra da kendi kalesine gol attı. Bunu en son Gareth Barry 1999’da Aston Villa formasıyla yapmış. Rakip kalede Premier Lig’in en etkili oyuncularından biri olduğu yadsınamaz bir gerçek ama demek ki alışkanlıktan kaleyi görünce ıska geçmiyor.

Kilit pas haritası
Alvarez hatalı ve kilit pas haritası

Önce pas istatistikleriyle başlayalım. İlk görselde kilit pasları görüyoruz. Sadece City tarafında 16 kilit pas görüyoruz, Tottenham tarafında ise bu sayı 7. Daha önce bu kadar yüksek sayıda kilit pas yapılan bir maç izlediğimi hatırlamıyorum açıkçası. İkinci görselde de Julian Alvarez’in pas hataları ve kilit paslarını görüyoruz. 8 pas hatasına karşılık 7 tane kilit pası var. Yani tek başına Tottenham kadar kilit pas yaptı ve bunlardan biri asiste dönüştü. Bir süredir etkisiz performans göstererek bizi üzse de bu maç yine formundaydı. Son görselde ise Lo Celso’nun paslarını görüyoruz. Sıfır pas hatasıyla oynayarak maçı tamamladı ama pasların çoğunun riski düşük ve hiçbiri kilit pas değil. Lo Celso’yu hatasız pas oyunu yerine attığı kritik golle övebiliriz.

Şut haritası
City hücumcular dribbling haritası

Şut haritasında ise City’nin çoğu şutu isabetsiz iken Tottenham’ın sadece tek isabetsiz şutu var. Özellikle de Haaland’ın çektiği 5 şutun hepsinin isabetsiz olması maçın kaderini belirleyen etkenlerden biriydi. Norveçli oyuncu net fırsatları harcadı. İkinci görselde City’nin dribbling girişimlerini görüyoruz ve Tottenham’ın bu konudaki başarısı gözümüze çarpıyor. Özellikle maç başındaki etkisinden sonra Doku’yu daha iyi sınırlamayı başardılar. Bernardo Silva ise bu alanda sınıfta kaldı ve dribling girişimlerinin çoğunda başarısız oldu.

Ruben Dias ve Rodri savunma haritası
Tottenham hücumcuların savunma haritası

Şimdi gelelim savunma performanslarına. Gözüme çarpan iki şey oldu, onları da görsel olarak karşınıza getirdim. İlk görselde sadece Ruben Dias ve Rodri’nin savunmadaki başarısını görüyoruz. Dias’ın iki tane başarısız top kapma girişimi dışında mükemmel oynadıklarını söylememiz gerek. Rodri de harika oynadı ama gördüğü sarı kartla cezalı duruma düştü ve Aston Villa maçında takımını yalnız bırakacak. İkinci görsel ise çok daha ilginç. Tottenham’ın ileri dörtlüsünün savunma katkısını görüyoruz. Son-Bryan Gil-Brennan Johnson-Kulusevski dörtlüsü savunmaya inanılmaz katkı verdiler. Takım savunmasının önemini burada görüyoruz. Özellikle Brennan Johnson(22 numara) savunmada inanılmaz katkı verdi.

Şimdi biraz Kulusevski övelim. Tottenham’ın hücum anlamında en çok göze çarpan oyuncusu Maddison olsa da yaratılan gol şansı konusunda Kulusevski başı çekti ligde. Maddison’ın yokluğunda yükü daha ağır olmasına rağmen City maçında inanılmaz bir performans sergiledi. City’ye karşı oynadığı son 3 maçta da ağları bulmayı başardı. Maçın adamı seçilmesini sağlayan sadece 90.dakikada attığı gol değil. Özellikle kazandığı 5 ikili mücadele, 45 pres gücü ve 12.37 km koşu mesafesi ile mücadeleci yönünü de bizlere göstermiş oldu. Postecoglou’nun sihirli dokunuşuyla birlikte Kulusevski de elit kanat oyuncularından birine dönüştü.

Manchester City pas haritası
Tottenham pas haritası

Pas haritalarına baktığımızda City, yine Liverpool maçının bir benzerini bizlere gösterdi. İleride beşli bir hücum hattı. Solda Doku, ona yaklaşan Alvarez, ortada Haaland ve sağ kanadı neredeyse paylaşan Foden ile Bernardo Silva. Rodri tam merkezde, hemen arkasında sigorta görevi gören Akanji ve pas bağlantısının başlangıcını oluşturan Ruben Dias’ı görüyoruz. Burada göstermese de maç içerisinde sürekli gördüğüm bir şeyi sizlere aktarmak istiyorum. Foden ve Bernardo Silva’nın rolleri hücumda tam olarak belli değil. Şöyle ki biri kanada inerken diğeri ceza sahasına koşu atması gerekiyor. Fakat bunun hangisi olacağı atak sırasında şekilleniyor. Kimi zaman Foden bir 8 numara gibi destek hücumcu olarak ceza sahasına yaklaşıyor, bazen kontra yeme riskini de alarak ceza sahasına koşu atıyor. Bernardo Silva da sağa destek veren orta saha gözükürken birden sağ kanat forvet gibi topla birlikte çizgiye inebiliyor veya o bölgeye koşu atıyor. Fakat Guardiola bunu bu sene o kadar çok yaptı ki rakipleri buna önlem almayı başardı diyebiliriz. İçeride hem Liverpool, hem de Tottenham’a karşı kaybedilen toplamda 4 puan başlarını çokça ağrıtacak. Şimdi gelelim hakemin hakemin skandal kararına.

Burada Simon Hooper’ın yaptığı hatayı net bir şekilde görebiliyoruz. Haaland’a yapılan faulden sonra devam kararı veriyor ve Haaland’ın savunma arkasına attığı pasta Grealish savunma arkasına sarkıyor. Muhtemelen Hooper oyunu durdurmasa Grealish, Vicario ile karşı karşıya gelecek. Bu da bariz gol şansı demek ve bu neredeyse son atak şansı. Önce avantajı oynatıp sonra düdük çalması ise gerçek bir skandal. City’li oyuncular uzun süre itiraz etseler de sonuçta pozisyon çoktan kayboldu. Simon Hooper’ın bu hatası başına ne işler açacak bunu da göreceğiz, fakat bu sene Premier Lig’de hakemler gerçekten korkunç durumda. Avrupa’daki hakem krizi giderek büyüyor ve pek çok ligde skandal orta hakem kararları, VAR’ın gerektiği yerde oyuna müdahale edememesi gibi şeylere tanıklık ediyoruz. Simon Hooper’ın akıbetini de zamanla göreceğiz.

Artık sona doğru gelirken maç sonu Guardiola’nın teatral hareketinin kaynağının Louis Van Gaal ile bağlantılı olduğunu göstermek istedim. Bu güzel benzerlik de tatsız biten maçın ardından bir nevi tebessüm ettirmiştir diye umuyorum. City sıradaki maçta Aston Villa’ya konuk olacak ve Rodri’siz neler yapacak göreceğiz. Bu hafta İngiliz haftası olduğu için muhtemelen Cuma günü tekrar yeni bir panoramada görüşeceğiz. Şimdilik hoşçakalın!

Karşılaşmanın özeti:

Yazan: Öner Tavtay

Editör: Doğa Üründül

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.