Kobani davasında esasa ilişkin konuşan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 2015 2016 yıllarında düzenlenen Hendek Operasyonları hakkında “Silvan’da Figen Yüksekdağ’ı öldüreceklerdi. Olayların büyümesi için bu provokasyonu yapacaklardı ancak biz bunu engelledik ve Yüksekdağ’ı oradan çıkardık” diye konuştu.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem eş genel başkanlarıyla Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobani davasının duruşması, Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsü’nde bulunan Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Selahattin Demirtaş, 3 Ocak Çarşamba günü esasa ilişkin savunmasına devam etti.
- Demirtaş: “İzin verildiği takdirde ölümleri engelleyebiliriz”
- Demirtaş: “-20 derecede operasyona gönderdikleri gençlerin sırtına Kürt sorununu yükleyenlerden hesap sorulmalı”
- Demirtaş: “AKP, İslam ve demokrasinin bir arada olabilme ihtimalini Dilan Polatlara, Fatih Terimlere, Alaattin Çakıcılara, Süleyman Soylulara teslim etti”
HDP Basın Bürosu’nun davayla ilgili basınla paylaştığı metne göre Demirtaş, Haziran 2015 seçimlerinden sonrasında Diyarbakır’ın Sur ilçesinde özyönetim talepleri sonucu Türk Silahlı Kuvvetleri ile PKK arasında yaşanan ve Hendek Operasyonları olarak bilinen süreçte eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın öldürülmek istendiğini söyledi. Demirtaş, dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın olayı “Bizim de kontrol edemediğimiz güçler var” sözleriyle dile getirdiğini ve bunun TBMM tutanaklarına da geçtiğini şu sözlerle anlattı:
“Silvan’da Figen Yüksekdağ’ı öldüreceklerdi. Olayların büyümesi için bu provokasyonu yapacaklardı ancak biz bunu engelledik ve Yüksekdağ’ı oradan çıkardık. Efkan Ala, Meclis oturumunda Mithat Sancar’ın sorusu üzerine itirafta bulundu. Diyor ki ‘Evet, bizim de kontrol edemediğimiz güçler var.’ Bu Meclis tutanaklarına geçti. Ben ne yapmışım o dönemde? Belki de Kürtlerin bir kısmı bu sözlerimden dolayı bana kızgındır. Sırf barış dediğim için bana kızgınlar. Çünkü namuslarına el uzatılıyordu. Bu yetmezmiş gibi bu halkın temsilcilerini de cezaevine koymuşsunuz. Bunların Müslümanlığı sahtedir. İnsan olan yapmaz da Allah’a ve Kuran’a inanmış biri bunları nasıl yapabilir? Bunlara insan dahi diyemezsiniz. Bu kadar kul hakkı nasıl yenilir? Kimin katliam yaptığı ortadadır. Yapılan şey Kürt’e zulümdür. Biz bunları yapmadık ve insan haklarını savunduk diye kimse bizi suçlayamaz.”
- Demirtaş: “Abdulkadir Selvi tetikçidir, Mehmet Metiner tanık olarak dinlenmelidir”
- Demirtaş: “Bahçeli’nin AYM üzerindeki baskısı Can Atalay kararı nedeniyle değildir, Demirtaş hakkında vereceği olası kararla ilgilidir”
Demirtaş, bir askerin itiraflarını paylaştı: “Savaş hukuku bile kalmadı, çok kirli bir işti”
Demirtaş, Ahmet Gün takma adını kullanarak konuşan bir askerin itiraflarını paylaştı. Bu kişinin kendisini ülkücü olarak tanımladığını ve daha sonra ihraç edildiğini söyleyen Demirtaş, Gün’ün şu sözlerini aktardı:
“Devlet tamamen bir suç makinesine dönüştü. Orada üç bodrum vardı. İçinde kadınlar, çocuklar ve gençler vardı. Onların terörist olmadığını biliyorduk. Medyada hepsine terörist deniliyordu. O bodrumlarda 120 cenaze çıkarıldı. Örgüt militanları en fazla yedi veya 10 kişi bir arada durur. Orada görev yapan tüm güvenlik mensupları bunu bilir. Savaşa hukuku bile ortada kalmadı. Ambulanslara ateş açılıyordu. Çok kirli bir işti. Maalesef daha önce bunu görmemiştim. Emir de yoktu. Emir olsaydı sınır olurdu ancak sınır yoktu. Asker ve polis kimi zaman kavga ediyordu. Devlet onları oradan çıkarabilirdi ancak tanklar ile müdahale edildi. Size düğmeyi gösterseler yaparsınız. Polisi ikinci faktörde tuttular, askeri sürdüler. İş başından kurguydu. Hendekler göz göre kazındı. Esedullah Timleri bir anda türedi. Nereden geldiklerini bilmiyorum.“
