Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Demirtaş: “Abdulkadir Selvi tetikçidir, Mehmet Metiner tanık olarak dinlenmelidir”

Kobani davasında savunma yapan eski Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Mehmet Metiner’in tanık olarak dinlenmesi gerektiğini söyledi. Tutuklanmasından Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun da sorumlu olduğunu dile getiren Demirtaş, eski AKP Milletvekili ve eski Gelecek Partisi Yönetim Kurulu Üyesi Cuma İçten’in silah tüccarı olduğuna dikkat çekti. Abdülkadir Selvi’yi tetikçi olarak tanımlayan Demirtaş “Selvi, Hilal Kaplan ve Mehmet Metiner’den öğrendikleri cümlelerle bizi suçladı” diye konuştu. Demirtaş, Bülent Arınç için “Arınç o zaman Apocuydu, ona göre biz Öcalan’ı itibarsızlaştırıyorduk” dedi. Demirtaş konuşmasında savcı Ahmet Altun, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve eski AKP DEVA Partisi milletvekili Mehmet Emin Ekmen’i de sorumlu tuttu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Can Atalay ve AYM açıklamalarında ana meselenin Atalay olmadığına dikkat çeken Demirtaş, AİHM’e giden ve AKP’li bir vekilin kız kardeşi olan yargıç aracılığıyla AİHM’deki karar süreçlerinin de engellenmeye çalışıldığına dikkat çekti.

HDP’nin önceki dönem eş genel başkanlarıyla, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobani davasının duruşması, Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsü’nde bulunan Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. 

Yedi yıllık azami tutukluluk süresi dolan ancak tahliye edilmeyen Selahattin Demirtaş, 26 Aralık’ta Edirne F Tipi Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile esasa ilişkin beyanlarına devam etti. Duruşmayı dava avukatları, HDP Eş Genel Başkanı Cahit Kırkazak, DEM Parti Milletvekilleri Sevilay Çelenk, Cengiz Çandar, Burcugül Çubuk ve izleyiciler takip etti. Duruşmaya Mahkeme Başkanı raporlu olduğu gerekçesiyle katılmadı, üye hakim heyete başkanlık yaptı.

Demirtaş savunmasında, anaakım medyadaki bazı yazarlara atıfta bulunarak “9 Ekim 2014’te Abdulkadir Selvi yazısıyla ilk fitili ateşledi. Yazısında ‘Demirtaş’ın gençleri sokağa ve savaşa davet ettiğini’ ileri sürdü. Abdulkadir Selvi, Hilal Kaplan ve Mehmet Metiner’den öğrendikleri cümlelerle bizleri suçladılar” diye konuştu.

“10 yıl önce hazırlanmış SETA raporu partimize yönelik kumpasların ve çöktürme planlarının alt yapısıdır”

HDP Basın Bürosu’nun davaya ilişkin basınla paylaştığı metne göre Demirtaş, savunmasına Hüseyin Alptekin’in “Cumhurbaşkanlığı Seçimleri, adaylar ve Selahattin Demirtaş’ın Siyasal Anlamı” başlığıyla hazırladığı Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) raporunu okuyarak başladı. 

Demirtaş savunmasında şunları söyledi:

“Bu raporla devlete ve iktidara ‘Demirtaş ve HDP geliyor tehlikenin farkında mısınız’ denilmiş. Bu davaya, mahkemelere, yargıya ve AKP medyasına zemin hazırlanmış. İddianame bu rapordur. 10 yıl önce hazırlanmış bu rapor, partimize yönelik kumpasların ve çöktürme planlarının alt yapısıdır. O rapordan birkaç ay sonra IŞİD’in Kobani’yi işgali ardından gelen Kobani katliamları, yaralanmalar, iddianameye konu suçlar işlendiğinde muhtemelen devletin karanlık dehlizlerinden bu rapor tekrar çıkarıldı ve büyük bir fırsatın ele geçirildiği düşünüldü.

“Ahmet Hakan 10 Ekim’de ‘Yaşasın IŞİD diye slogan atan polis kim’ diye sormuş ama bu soruyu tek bir savcı sormamış

Ahmet Hakan, ‘Bir hakkı teslim edelim. Bir kurşun atılmadan üç katı olan Musul teslim oldu ama Musul’un üçte biri olan Kobani 22 gündür destansı bir direniş sergiliyor.’ Bunu Salih Müslim söylerse ‘terörist’ dersiniz ama bunu Hürriyet yazısında Ahmet Hakan diyor. 10 Ekim 2014 bu yazının tarihi. O dönem böyle bir hava var. Ahmet Hakan, ‘Kimse polis kurşunuyla öldürülmemiş diyor vali…’ diye devam ediyor. Bunun üzerinden Ahmet Hakan hakkında soruşturma açılmamış, tabi ki açılmamalı. Ahmet Hakan 10 Ekim’de ‘Yaşasın IŞİD diyerek slogan atan polis kim’ diye sormuş ama bu soruyu tek bir savcı sormamış.

“İlk tetikçilik yapan Abdulkadir Selvi’dir”

8 Ekim 2014’te Abdulkadir Selvi, ‘Çözüm Kandil’in insafına terk edilmeyecek kadar önemlidir’ yazısı yazmıştı. 6-7-8 Ekim medya taraması yaptık, hiç HDP ve Demirtaş eleştirisi yok. Sağduyu çağrıları var, birlikte çalışma yürüttüğümüze dair haberler var. Öcalan’dan gelen çağrıyı okuduğuma dair haberler var. 6 Ekim’de tweetler atıldıktan sonra da bu eleştiriler yok ama bu konuda ilk tetikçilik yapan Abdulkadir Selvi’dir. Muhtemelen ‘Bir fırsat yakalamışız, hazır elimizde Demirtaş ve HDP’nin ne kadar büyük tehlike olduğuna ilişkin rapor da var’ dediler ve 9 Ekim 2014’te Abdulkadir Selvi yazısıyla ilk fitili ateşledi. Yazısında ‘Demirtaş’ın gençleri sokağa ve savaşa davet ettiğini’ ileri sürdü. O yazıya kadar tek bir iddia yok. Bu cümle ilk kez düşkün tetikçi Abdulkadir Selvi tarafından kullanıldı ve arkasından bizi sorumlu tutan yazılar yazılmaya başlandı.

“Abdulkadir Selvi, Hilal Kaplan ve Mehmet Metiner’den öğrendikleri cümlelerle bizleri suçladılar”

Abdulkadir Selvi, Hilal Kaplan ve Mehmet Metiner’den öğrendikleri cümlelerle bizleri suçladılar. 26 Ekim’e kadar Hilal Kaplan yazmış ve sonrasında o da renk değiştirmiş. Muhtemelen onun da kulağı çekilmiş ve hatta beni öven yazılar yazmış. İbrahim Karagül ayın sonuna kadar kesintisiz yazmış. Erdoğan dokuz yıl önce ‘Kobani Davası’nın arkasında Pensilvanya var’ demiş. Muhtemelen bundan vazgeçtiler, ‘Bunların (HDP) üzerine yıkalım’ dediler. Ardından dokuz yıl boyunca bize saldırdılar.

“Mehmet Metiner’in tanık olarak dinlenmesi gerek”

“Yıllar sonra savcı Ahmet Altun’un aklına gelen fikri dokuz yıl önce Mehmet Metiner söylemiş. Metiner o röportajında ‘Bu çağrı Demirtaş iradesiyle değil Kandil’in talimatıyla gerçekleşmiştir’ dedi. Mehmet Metiner bir iddiadan bahsetmiyor, tahminen söylemiyor, ‘Demirtaş’a bu talimat iletildi’ diyor. Metiner’in tanık olarak dinlenmesi gerek. Bu Ahmet Altun’a fikir veriyor, ‘Biz bu davayı nasıl örgüt üyeliği kapsamına alırız’ diye düşünüyor. Aklına gelmiyor çünkü Mehmet Metiner kadar kumpas konusunda zeki değilsiniz.”

“Davutoğlu bunların sorumlusudur”

“‘Katil Demirtaş’ diye manşet atıyorlar, delil var mı? Hayır, aksine şiddeti durdurmaya çalıştık. Davutoğlu bunların sorumlusudur. ‘Vurun kırın diyen Demirtaş değil mi’ diyor. Gazeteci de demiyor, ‘Hayır efendim böyle bir çağrısı yok Demirtaş’ın.’ Bunlar müslüman ve iftira atıyorlar. İktidarları uğruna her türlü günahı işlemekten geri durmuyorlar. Bülent Arınç bu açıklamaları yaptı. Cuma İçten. Şimdi sorsanız o dönem bizi hedef gösterdiği açıklamalarını ‘Bunlar benim cahiliye dönemi açıklamalarımdır’ diyecek.”

“Cuma İçten silah tüccarıdır, şimdi DEVA’da mı nerede siyaset yapıyor”

“Cuma İçten silah tüccarıdır, şimdi DEVA’da mı nerede siyaset yapıyor. ‘Demirtaş sokağa çocuğuyla çıksın’ başlığı atıyordu. Cuma İçten’e buradan söylüyorum, çok merak ediyorsa 6 Ekim günü kızlarım sokaktaydı. Hiçbir yeri yakıp yıkmadılar ama IŞİD vahşetini protesto ettiler. Aleyhime açıklama yapanlar HÜDA PAR Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve Mehmet Emin Ekmen. Mehmet Emin Ekmen o dönem AKP milletvekiliydi.”

“O zaman Bülent Arınç, Apocuydu ona göre biz Öcalan’ı itibarsızlaştırıyorduk”

“Bu ölümlere sebep olan polisler ve panzerleri kullananlar kimdi? Neden bunlar yargılanmıyorlar? Çünkü bunların hırsızlık çarkına taş koyan HDP’dir, biziz. O yüzden bizimle uğraşıyorsunuz. Bülent Arınç, ‘Kimin sözcülüğünü yapıyorsunuz da Öcalan’ı itibarsızlaştırıyorsunuz’ diyor. O zaman Arınç Apocuydu, ona göre biz Öcalan’ı itibarsızlaştırıyorduk.”

“AİHM’de ve AYM’de frene basılmış, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gaza basılmış”

“Biraz önce öğrendim. Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi’ni fırçalamış, ‘Bay Zühtü senin kumandan kimin elinde’ diye. Ben de soruyorum, hakikaten senin kumandan kimin elinde? Beş yıldır benim davama ilişkin karar vermiyorsunuz. Dört, beş yıldır haksız tutukluluk başvurusunu bekletiyorsunuz. Üç ayda karara bağlanır, değil mi? Can Atalay’da gördük. Bahçeli’nin derdi bu mu, asıl mesele bu mu? AYM karar verebilirdi ama ertediler. AİHM kararının uygulanmamasını AYM nasıl karara bağlamaz? Çünkü sizin kararınızı bekliyorlar. AYM’ye karar verme baskısı yapıyorlar, size de davada bir an önce karar verin diye baskı yapıyorlar.”

“AİHM’e giden Türk yargıç -ki AKP’li vekilin kız kardeşidir- orada da bazı şeyleri engellemeye çalışıyorlar. Biliyoruz ki AİHM’de de AYM’de de frene basılmış. Nerede gaza basılmış? Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gaza basılmış. Biz savunma yapmadan karar verebilirsiniz çok umrumuzda da değil.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.