Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Hrant Dink, öldürülüşünün 17. yılında Agos Gazetesi önünde anıldı

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, öldürülüşünün yıldönümünde, gazetenin eski binası önünde anıldı. Hrant’ın Arkadaşları’nın çağrısıyla düzenlenen anmaya Dink’in ailesi, birçok siyasi isim ve gazeteci katıldı. 

Agos Gazetesi’nin kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in Ogün Samast tarafından eski Agos Gazetesi binası önünde öldürülmesinin üzerinden 17 yıl geçti. Dink’in arkadaşları ve ailesi, her yıl olduğu gibi bu yıl da öldürüldüğü gün ve saat olan 19 Ocak saat 15.00’te Agos’un eski binasının önünde anma töreni düzenledi. Dink’in vurulduğu yere, karanfil, mum, nar ve Agos Gazetesi bırakıldı.

Anmaya Hrant Dink’in ailesi, sevenleri, meslektaşları ile birlikte Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul milletvekilli Ahmet Şık ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de katıldı. 

İstanbul Valiliği’nin aldığı karar ile Agos Gazetesi’nin eski binasına çok yakın olan M2 Yenikapı-Hacıosman Metro Hattı’nın Osmanbey istasyonu, 14.30-15.30 saatleri arasında durmadı. Anmaya metro kullanarak gelenler Taksim veya Mecidiyeköy istasyonlarında inerek anma yerine geldi.

Gezi tutuklusu Çiğdem Mater’den mesaj

Anma başlamadan önce Gezi Parkı davası sebebiyle tutuklu bulunan, Dink’in arkadaşı Çiğdem Mater’in cezaevinden yazdığı yazısı okundu.

Mater, yolladığı mesajda, “17 yıl sonra 17 yaşındaki katil artık aranızda, tıpkı öldür diyenlerin aranızda olduğu gibi. Ne cinayetinin arkasındaki karanlığı aramaktan vazgeçeceğiz ne de adalet talebimizden. 19 Ocak 2007’de Sebat Apartmanının önünde işlenen cinayet o ana ait değildir, biliyoruz. Öldür diyenleri biliyoruz, tanıyoruz” dedi. 

Anma öncesinde ve anmada “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz“, “Faşizme inat kardeşimsin Hrant“, “Hrant için adalet“, “Buradayız Ahparig“, “Öldür diyenler yargılansın” ve “Hrant için adalet” sloganları atıldı. “Cinayet 17 yaşında”, “Kardeşimsin Hrant” pankartları ile birlikte Ermenice, Kürtçe ve Türkçe pankartlar taşındı. 

Bu yıl, Hrant Dink’in arkadaşları ve ailesi adına gazeteci, yazar Oya Baydar konuştu. “Hrant bu ülkenin acılı halkının dermanı ve vicdanıydı” diyerek sözlerine başlayan Baydar, anma konuşmasına şöyle devam etti:

“Karanlıklarda yuvalanmış güçler en çok tabuların kırılmasından, karanlık yüzlerinin görülmesinden korkarlar, Hrant’ı bu yüzden vurdular. Silahı, şiddeti savunsaydı hedef olmayacaktı. Bizi birbirimize düşman etmeye çalışanlara karşı her yıl burada buluşuyoruz.”

Masum gençlerden kindar insanlar yaratıldığını dile getiren Baydar, “İnsanlarımız nereye varacağını bilemedikleri bugünlerde gün gün umutlarını kaybediyor. Her şey öldürülür ama vicdan öldürülemez. 19 Ocak bu toprakların vicdan ve kardeşlik günüdür. Öyle kutlamalıdır. Selam olsun seninle aynı değerleri paylaşanlara, selam olsun sahip oldukları değerleri ve canları pahasına savunanlara, selam olsun bu değerleri savundukları için zindanlarda, sürgünlerde bedel ödeyenlere, Selahattin Demirtaş’a, Osman Kavala’ya Gülten Kışanak’a selam olsun” dedi. 

CHP Genel Başkanı Özgür özel X hesabından paylaştığı mesajda Hrant Dink’i andı: “Herkesin bildiği ama kimsenin önlemeye çalışmadığı bir süreçte yitirdiğimiz aydın, gazeteci #HrantDink’i katlinin 17’nci yılında saygıyla anıyorum. Tüm gerçekler açığa çıkana, tüm sorumlular yargılanana kadar Hrant Dink cinayetini unutturmayacağız.

Hrant Dink’in öldürülüşü ve yıllardır süren davalar

Türkçe ve Ermenice dillerinde haftalık yayın yapan Agos Gazetesi’nin 6 Şubat 2004 tarihli sayısında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’in Ermeni olabileceği iddiasını taşıyan “Sabiha Hatun’un sırrı” başlıklı bir haber yayımladı. Sabiha Gökçen’in yakınlarının görüşlerine yer verilen haber, başta olumlu veya olumsuz bir tepki almadı.

Hürriyet gazetesi, Hrant Dink imzalı haberin Agos’ta yayımlanmasından 15 gün sonra 21 Şubat 2004’te konuyu “Sabiha Gökçen’in 80 yıllık sırrı” başlığıyla manşete taşıdı. Dink’in tabiriyle haber “Hürriyet’te manşetten verilince olanlar oldu ve Türkiye’de yer yerinden oynadı”.

İddialar ulusal gazetede yayımlanınca, 22 Şubat 2004’te Genelkurmay Başkanlığı tarafından bir açıklama yapıldı. Açıklamada “Sabiha Gökçen gibi bir sembolün tartışmaya açılmasının habercilik olarak nitelendirilemeyeceği” belirtildi.

Bunun üzerine Hrant Dink, 24 Şubat’ta Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlilerince İstanbul Valiliği’ne çağrıldı. Görüşmenin içeriğini, cinayetten 8 yıl sonra ifadesi alınan dönemin Vali Yardımcısı Ergün Güngör “Tehdit edilmedi, toplumsal infial için uyarıldı” diyerek soruşturma savcısına anlattı.

Aynı günlerde İstanbul Ülkü Ocakları, Şişli’deki Agos Gazetesi’nin önünde toplandı. Gazete önünde konuşma yapan dönemin Ülkü Ocakları Başkanı Levent Temiz “Hrant Dink bundan sonra bütün öfkemizin ve nefretimizin hedefidir, hedefimizdir” dedi. 

Takip eden süreçte Agos Gazetesi ve Hrant Dink hakkında soruşturmalar ve davalar açılmaya başlandı. Gazeteci Dink, 7 Ekim 2005’te yaklaşık bir buçuk yıl önce yazdığı bir yazıdan dolayı 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Hrant Dink, tehditler ve hedef göstermeler devam ederken 19 Ocak 2007’de 17 yaşındaki Ogün Samast tarafından Agos Gazetesi önünde arkasından sıkılan üç kurşunla vuruldu. Cinayetten bir gün sonra katil zanlısı Samast, cinayetin azmettiricisi Yasin Hayal ve istihbarat görevlisi Erhan Tuncel gözaltına alındı.

Ogün Samast emniyette verdiği ifadesinde cinayeti tek başına işlediğini söyledi. Trabzon’da 10 genç bir süredir atış talimi yaptıklarını söyleyen Samast, diğerlerinden daha iyi silah kullandığı ve daha hızlı koştuğu için kendisinin seçildiğini belirtiyordu.

Samast aynı zamanda, cinayette kullandığı silahı ona Yasin Hayal’in verdiğini söyledi. Azmettirici Hayal ise, cinayeti, dönemin istihbarat görevlisi Erhan Tuncel ile beraber planladıklarını söylüyordu.

Dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın cinayette örgüt bulgusu olmadığını ve tamamen “milli duygular” etrafında işlendiğini söylemesinden iki gün sonra “Türkçü İntikam Tugayı” imzalı bir mektup, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kapısına bomba süsü verilmiş bir paket içinde bırakıldı. Mektupta “Ogün ve Yasin kardeşlerimizdir, serbest bırakılsın” yazıyordu. 

Bulgulara rağmen mahkeme, 2019’a kadar olayın örgüt suçu olduğuna kanaat getirmedi.

Davanın 10 Mayıs 2010’da yapılan 13. duruşmasında, davadaki sanıkların Ergenekon’dan tutuklu bulunan 6 sanıkla telefon görüşmesi yaptığı ortaya çıktı. Savcı, 20. duruşmada verdiği mütalaada Ergenekon davasına birçok atıfta bulunuyordu. 

Savcı, 24 Nisan 2017’de Hrant Dink davasında yargılanan çoğu kamu görevlisinin 15 Temmuz darbe girişimiyle de bağlantılı olduğuna işaret eden 122 sayfalık bir iddianameyi mahkemeye sundu. Davada yargılanan 85 sanığın 18’inin telefonunda, FETÖ üyelerinin haberleşmek için kullandığı ByLock uygulaması tespit edildi. Sanıklardan Erhan Tuncel’in avukatı Erdoğan Soruklu da FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandı.

Karar duruşması 26 Mart 2021’de yapıldı. Aralarında dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz, Trabzon İl Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı, Trabzon İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız gibi isimlerin bulunduğu 26 sanık çeşitli sürelerde hapis cezasına çarptırıldı. Hrant Dink’in ailesi, arkadaşları ve sevenleri, cinayette ve yargı sürecinde karanlıkta kalan noktaların aydınlatılmasını bekliyor. Cinayet sürecinde kurulan Hrant’ın Arkadaşları grubu “Biz bitti demeden bu dava bitmez” diyor ve adalet istiyor. 

Agos Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i 19 Ocak 2007’de İstanbul Şişli’deki gazete binasının önünde öldüren ve o zamanlar 17 yaşında olan Ogün Samast, cinayetten 16 yıl sonra tahliye edildi.

Ogün Samast, cinayeti işlediğinde yaşı 18’den küçük olduğu için “tasarlayarak insan öldürmek” ve “ruhsatsız silah bulundurmak” suçlarından toplam 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Samast, infaz yasasına göre cezaevinde 15 yıl iki ay kalacaktı ancak 2020 yılında gardiyanlara saldırdığı gerekçesiyle ek ceza aldı.

Samsun Otogarı’nda 20 Ocak 2007’de yakalanan Samast, Şubat 2022’ye kadar kaldığı Kandıra F Tipi Cezaevi’nden Bolu F Tipi Cezaevi’ne nakledildi.

16 yıl 10 aydır cezaevinde bulunan Samast’ın geçen yıl iyi halinden dolayı koşullu salıverme kapsamında cezasının dolduğu ve cezaevi yönetimi tarafından bu süreçte deneme aşamasında olduğu öğrenildi.

Kişisel gelişimi için yapılan gözlemlerde iyi hali olduğu gözlenen Samast’ın koşullu salıverme şartlarını taşıdığına kanaat getirilerek tahliyesine karar verildi.

Samast, 6 Aralık Çarşamba günü hakim karşısına çıktı. Samast hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte silahlı terör örgütü adına suç işlemek” iddiasıyla İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki aralarında Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in de bulunduğu 11 sanıkla yargılanıyor.

Mahkeme heyeti yurtdışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbir kararı verdi. Mahkeme heyeti duruşmayı 6 Mart 2024’e erteledi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.