Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

ÖZEL HABER: Bir savcıya yılda 1580 dosya düşüyor | Davalar nasıl etkileniyor, hukukçular ne bekliyor? 

Adalet Bakanlığı, savcı başına düşen dosya sayısının 2023 yıl sonu için gerçekleşme tahminini bin 580 olarak açıkladı. İstanbul’da görev yapan bazı savcılar ise senede baktıkları dosya sayının 3 bine kadar çıktığını söylüyor. Savcılar, bu durumun derin araştırmalar yapılmadan takipsizlik kararlarının verilmesine yol açtığını savunuyorlar. Öte yandan bu yıl 12 ceza infaz kurumunun açılması planlanıyor.

Adalet Bakanlığı “2024 Yılı Performans Programı”nda yer alan bilgilere göre Türkiye’de 23 bin 797 hâkim ve cumhuriyet savcısı görev yapıyor. Yeni atanan hâkim ve savcı sayısı 2022’de bin 35’ti. Bu yılki hedef, sayıyı 2 bin 105’e çıkarmak. Ancak adliyelerdeki yoğunluk nedeniyle bu sayı yetersiz kalıyor.

Türkiye’de savcı başına düşen dosya sayısındaki yoğunluk, bakanlığın 6 Kasım 2023 tarihli programında çarpıcı verilerle ortaya konuldu. Çalışmaya göre 2022’de bin 543 oldu. Geçen sene bu rakamın bin 300’e indirilmesi planlanırken yıl sonu gerçekleşme tahmini bin 580 olarak kayıtlara geçti. Bu yılki hedef, bu sayının bin 550’ye düşürülmesi. 2026 hedefi ise bin 530.

Hâkim başına düşen dosya sayısı 2022’de 785 oldu. Geçen yıl bu sayının 741’e düşürülmesi planlanırken yıl sonu gerçekleşen tahmini 835’e kadar çıktı. Bu yıl ise 830’a indirilmesi hedefleniyor. Bu hedef 2026 için 820. 

100 bin kişiye düşen hâkim sayısı 18 

100 bin kişiye düşen hâkim sayısı ise 2022’de 18,21 oldu. 2023 için gerçekleşme tahmini 18,06 olurken, bu yıl hedef 19. Öte yandan 100 bin kişiye düşen savcı sayısı ise 2022’de 8,77 oldu. Geçen yıl gerçekleşme tahmini 8,68’de kalırken 2024’te bu sayının 9’a çıkarılması planlanıyor.

Bu veriler Türkiye’de yargılamaların durumunu gözler önüne sererken bakanlığın stratejik amaçları arasında hukuk ve idari yargılamanın sadeleştirilmesi, etkinliğinin artırılması, yargıda şeffaflığın geliştirilmesi yer alıyor. Hâkim ve savcı yardımcılığı kurumu oluşturması ve mesleğe giriş usulünün değiştirilmesi hedefler arasında.

Bu alanda hâkim ve savcı sayılarının yükseltilmesi, ihtisas mahkemelerinin kurulması da planlanıyor. Ayrıca bakanlığın stratejisine göre duruşma saatlerinin aynı ya da çok kısa aralıklarla verilmesi uygulamasına son verilecek ve duruşmaların hâkim, savcı ve avukatların işin esasına yoğunlaşmasını sağlayacak şekilde yeniden tasarlanması sağlanacak.

Hâkim ve savcılar ne diyor? 

İstanbul’da adliyelerde görev alan ve kamu görevlisi olduğu için adlarının yazılmasını istemeyen savcıların verdiği bilgiye göre yılda 2 bin 500 ile 3 bin dosyaya bakmak zorunda kalıyorlar. Bu durum yargılamaların uzun sürmesine neden oluyor. Derin araştırmalar yapılmadan takipsizlik kararlarının çıkmasına yol açıyor, dosya sayısı her yıl artıyor, adliyeler yetersiz kalıyor. 

Görüştüğümüz savcılar, personel sayılarının artması gerektiğini belirtiyor. Kurumlar arasında çok sayıda yazışma olması, emniyet gibi kurumlarda uzman sayısının yetersiz kalmasının kendilerini olumsuz etkilediğini anlatıyor.

30 yıllık hâkimden çarpıcı bilgiler 

İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı da yapan 30 yıllık emekli hakim Selçuk Kaya, davaların yüzde 30’unu hoşgörüsüz siyasetçiler, bürokratlar ve sanatçıların ifade ve düşünce özgürlüğünü dava konusu yapmalarının oluşturduğunu söylüyor. Yargı mensuplarının siyasi baskılar nedeniyle mutsuz olduğunu dile getirilen Kaya, nitelikli hâkim ve savcı sayısının az olduğunu anlatıyor.

Yargıda liyakat ilkesine önem verilmediğini savunan Kaya şöyle diyor:

“Hâkim ve savcılar mesleğe alınırken objektif bir sınavdan geçmeli. Liyakate dayalı bir başarı sıralaması sonrasında personel alımı yapılmalı. Beş yıllık hâkim ve savcıların İstanbul gibi metropollere atamaları yapılıyor. Geçmişte Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı yapan birinci sınıf hâkimler hakaret, tehdit gibi basit suçlara bakan mahkemelerde görevlendiriliyor. 5-10 yıllık hakimler ülke gündemini belirleyen davalarda görevlendiriliyor ve Ağır Ceza Mahkemeleri’ne başkan yapılıyor. Mesleki kıdemleri yetersiz olan ve bu görevlere getirilen pek çok hâkim ve savcının çok ciddi iş yükü altında psikolojik sorunlar yaşadığı tarafımdan bizzat tespit edildi.”

Kaya, günümüzde yargıda “başka mahallenin hukukçuları” olarak tanımladığı hâkim ve savcıların görevlendirildiğini söyledi. Tarikat ve cemaat mensuplarının adalet sisteminde yer almaması gerektiğini vurgulayan Kaya, istinaf mahkemelerinin Avrupa’daki uygulamalara göre yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade etti. Kaya, yüksek yargı mensuplarının sahip oldukları siyasi görüş yerine, başarıya göre seçilmesi gerektiğinin altını çizdi.

“Davalar kısa sürede sonuca bağlanmıyor” 

2013-2017’de Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcılığı yapan avukat Dr. Başar Yaltı, adalet hizmetlerinde yüzde 62 olarak belirtilen memnuniyet oranını eleştirerek, Türkiye’de adalete olan güvenin istenilen düzeyde olmadığını söyledi. 

Savcı başına düşen dosya sayısının bir insanın altından kalkamayacağı kadar yüksek olduğunu vurgulayan Yaltı, “Günümüzde suça konu olaylarla ilgili olarak savcılar davaları çok geç açıyorlar ya da yeterli hazırlık soruşturması yapmadan açıyorlar. Bu ise ceza hukuk sisteminin bir amacı olan caydırıcılığı azaltıyor. 37 yılı aşan meslek hayatı olan bir avukat olarak kişisel gözlemlerime göre mevcut yargı sistemi, suçluyu ve borçluyu koruyan bir sonuç yaratıyor” dedi. 

“Toplumsal barış yok” 

Adalet sisteminden avukatların memnun olmadığını dile getiren Yaltı, yargı hizmetlerinin yerine getirilmesini engelleyen en önemli sorunun Türkiye’nin sosyoekonomik ve kültürel yapısında meydana gelen yozlaşma olduğunu dile getirdi. “Toplumsal barışın olmadığının ve sağlanamadığının en önemli göstergesi savcıların önüne gelen dosya sayılarından belli oluyor” diyen Yaltı, barışçıl ve dayanışmacı bir toplum yapısının üretilmesinin önemine değindi.

Yaltı, gelir dağılımının bozulduğu bir sistem içerisinde altyapının ürettiği sorunların mahkeme ve savcıların önüne gelmeye devam edeceğini belirtti. Yaltı sözlerine şöyle devam etti:

“Yargı sisteminde yaşanan sorunların çözümü için öncelikle Türkiye’de uygulanmakta olan siyasal sistemin daha adaletli, daha sosyal, daha dengeli, daha demokratik ve hukukun üstünlüğüne, saygıya dayalı laik bir sistem olarak işlemesi gerekiyor. Anayasa’nın askıya alındığı, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarının alt mahkemelerce tanınmadığı bir ülkede yargı sisteminin memnuniyetinden söz edilemez. Sorunların mahkeme sayısının çoğaltılması cezaevi sayısının artırılmasıyla çözülmeyeceği çok belli. Adaletle işleyen, gelir dağılımının dengeli olduğu bir ekonomik düzen ve demokratik değerlere bağlı hukuka her aşamada saygılı bir siyasal sistemin olmaması temel sorundur.” 

Raporda yer alan bazı bilgiler şöyle:

  • Ceza davalarının ortalama görülme süresi 2022’de 252 gün olurken, geçen sene gerçekleşme tahmini 248 gün olarak kayıtlara geçti. Bu sene hedef 242 güne indirmek.
  • Hukuk davalarının ortalama görülme süresi 2022’de 246 gün oldu. Bu sene hedef 227 güne düşürmek.
  • İdari davaların ortalama görülme süresi de 2022’de 188 iken, geçen sene gerçekleşme tahmini 198 gün, bu sene ise 193 gün olarak hedeflendi.
  • Adalet hizmetlerinde memnuniyet oranı yüzde 62 olarak gerçekleşirken, 2024 için hedef yüzde 63, 2026 için yüzde 64 olarak kayıtlara geçti.
  • Çalışmaya göre Adli Tıp Kurumu tarafından sonuçlandırılan rapor sayısı 2022’de 751 bin 512 olurken, 2023 için gerçekleşme tahmini 812 bin oldu. Bu yıl hedef 825 bin.
  • İhtisas mahkemesi sayısı 2022’de 2 bin 83 iken, bu rakamın 2024’te 2 bin 500’e çıkarılması planlanıyor.
  • Adli sicil ve arşiv belgesi bireysel sorgu sayısı 29 milyon 862 bin 425 iken, bu sene sayının 30 milyon olması bekleniyor.
  • Arabuluculuk kurumuna giden dosya sayısı 2022’de 1 milyon 98 bin 856 oldu. Bu sene hedef 1 milyon 436 bin 734.
  • Adli yardım hizmeti için yapılan harcama miktarındaki artış yüzde 95 oldu. Başak bir ifadeyle 2022 yılında adli yardım kapsamında Bakanlık Mahkemeler Bütçesi’nden toplam 1 milyar 235 milyon 52 bin 643 TL harcama yapıldı. 2023 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 95’lik bir artış öngörüldü. 2022’de artış oranı yüzde 46 olurken bu sene hedef yüzde 35’e düşürmek.
  • Bu yıl 12 ceza infaz kurumunun açılması planlanıyor.
  • Denetimli serbestlik sistemi ile işlem gören dosya sayısının bu yıl 700 bin olması bekleniyor. Geçen yıl ise 560 bin olduğu öngörülüyor.
  • Denetimli serbestlik sistemi ile takibi yapılan yetişkin sayısının ise 2024 için 540 bin olması hedefleniyor. Geçen yıl da bu sayının 530 bin olarak gerçekleştiği tahmin edildi.
  • Psikososyal yardım alan hükümlü tutuklu sayısının bu sene için 650 bin olması hedefleniyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.