DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Kürt sorununun çözümü için iktidara ve muhalefete çağrı yaparak “Seçilecek belediyeler önemsiz demiyorum. Kürt sorunu belediyelerden, makamlardan daha önemlidir” diye konuştu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan 13 Şubat Salı günü TBMM grup toplantısında konuştu. Söz konusu Kürt sorunu ve çözümü olduğunda herkesle görüşebileceklerine dikkat çeken Bakırhan, şunları söyledi:
“Yok şununla görüştüler, bununla görüştüler’ gibi tartışmalar bizi tarif etmiyor. Bizim için önemli olan Kürt sorununun demokratik çözümüdür. Kürt sorunu seçimlerden önemlidir. Seçilecek belediyeler önemsiz demiyorum, Kürt sorunu daha önemlidir. Belediyelerden, makamlardan daha önemlidir.”
Bakırhan, “Çözüm iradeniz varsa çözümün adresini size söyleyelim” diyerek İmralı adasının adresini tarif etti ve Abdullah Öcalan’a işaret etti.
“Kürt sorununun çözümü konusunda bir iradeniz varsa koyun ortaya, ortaklaşalım”
Bakırhan, DEM Parti’nin aday açıklamalarının “Pazarlık yapılıyor” gibi algılanmaması gerektiğini belirterek “Bu 40 yıllık mücadeleye, ödenen bedellere, bizim ne kadar onurlu, tutarlı bir siyaset yürüttüğümüze bir hakarettir. Biz bunu kabul etmiyoruz” dedi. Bakırhan, Kürt sorununun çözümü için iktidara ve muhalefete “Buyurun Kürt sorunun çözümü konusunda varsa bir iradeniz koyun ortaya ortaklaşalım” diyerek çağrıda bulundu.
“Meral Danış Beştaş’ı İstanbul’a öylesine boy göstermek için göndermiyoruz”
Ayak bastıkları her yeri kazanmak için gittiklerini söyleyen Bakırhan, “Meral Danış Beştaş’ı İstanbul’a öylesine boy göstermek için göndermiyoruz. Biz kazanmak için geliyoruz. Bunu herkes çok iyi bilsin” diye konuştu.
“DEM Parti’yi siyasi parti yerine oy deposu olarak görenler kulaklarını iyi açsın”
Bakırhan, basında sadece DEM Parti seçime girecekmiş gibi kendilerinin tartışıldığını söyledi:
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“Yerel seçimlerde kilit bir konumdayız. Her gün televizyonlarda, farklı mecralarda ağzını açan DEM Parti’den bahsediyor ama tabii DEM’li kimse yok. Bizim adımıza konuşuyorlar, yorum yapıyorlar. DEM Parti’nin bağımsız ve demokratik tercihlerini sorgulamaya kalkıyorlar, yön vermeye çalışıyorlar, bir çizgi belirlemeye çalışıyorlar. Bilmiyorlar ki biz halkın işaret ettiği noktada yıllardır yürüyoruz, yürümeye devam edeceğiz. O çizgi belirlemelerinin bizim için bir anlamı ve gündemi yok. DEM Parti’yi siyasi parti yerine oy deposu olarak görenler iyice açsınlar kulaklarını, 31 Mart’ta Türkiye’yi DEM’in renkleriyle boyayacağız”
“Türkiye’de başrolünde iktidar ve muhalefetin bulunduğu bir oyun oynanıyor”
Halkın gerçek sorunlarının unutturulmaya çalışıldığını söyleyen Bakırhan, “Türkiye’de başrolünde iktidar ve muhalefetin bulunduğu bir oyun oynanıyor” dedi. Bakırhan, iktidar ve ana muhalefet partisi dışındaki partilerin “üçüncü yol” olma iddialarına ilişkin konuştu:
“Bizim yolumuz müteahhitler ve rantçılar arasında seçim yapmak değildir. Bizim yolumuz üçüncü yoldur, halka rağmen değil halkla mücadele etmektir. Dikkat ederseniz ırkçılıkta, çözümsüzlükte, kent düşmanlığında yarışanlar da kendilerine ‘üçüncü yol’ diyor. Hepiniz aynı fikrin ve zikrin torbalarındasınız. Kostümleriniz farklı zihniyetleriniz aynı olsa olsa siz de aynı torbanın aynı ürünlerisiniz. Üçüncü yol onların değil, emekçilerin, Kürtlerin, Alevilerin, ezilenlerin yoludur. Bizim temsil ettiğimiz yoldur.”
“Bu tabloya bizim oylarımızı çantada keklik olarak gören ana muhalefet partisi dahil olmak üzere itiraz eden olmadı”
Bakırhan, grup toplantısında seçmenlerin taşındığı kentlerin bulunduğu Türkiye haritası tablosunu göstererek daha önce az oy farkıyla kazandıkları kentlere dikkat çekti. Seçmen kaydırılmasına ve kaçak seçmenlere yalnızca DEM Parti’nin tepki gösterdiğini söyleyen Bakırhan, şöyle konuştu:
“Bu tabloyu defalarca dile getirmemize rağmen bizim oylarımızı çantada keklik olarak gören ana muhalefet partisi dahil olmak üzere, bizim dışımızda itiraz eden olmadı. ‘Bu mor renkler niye Türkiye haritasının başka bir yerinde yok sadece Kürtlerin oy kullandığı, yer ve yönetimlerini kazandığı kentlerde var’ sorusunu sormak sadece bizim görevimiz midir? Hani bu ülkede demokratlar vardı, hani bu ülkede Kürt seçmenin iradesine saygı gösterdiklerini söylüyorlardı? Bunların birbirinden farkı yok, ikisi de aynı. Bu iki haritaya itiraz etmeyen hiç kimse ‘Ben muhalifim, demokratın, ilericiyim, Kürt sorununun demokratik çözümünü istiyorum’ demesin.”
