Premier Lig’de 25.Hafta geride kaldı. Bu haftanın merakla beklenen maçında Manchester City kendi evinde Chelsea ile 1-1 berabere kalarak zirve yarışında yara aldı. Maçın analizini Medyascope Spor Servisi’nden Öner Tavtay sizler için yazdı.
Premier Lig Panorama: 25. haftanın ardından | Haaland’ın formsuzluğu | Disasi ve Gusto yıldızlaştı | Pochettino’nun büyük maç planları
Emaneten lider Liverpool’un tescilli lider olduğu bir haftayı geride bıraktık. Arsenal ve Liverpool hata yapmazken Manchester City kendi sahasında Chelsea ile 1-1 berabere kaldı ve eksik maçını kazansa bile liderlik şansını kaçırdı. Özellikle Haaland’ın net pozisyonları harcaması da City’nin puan kaybının ana sebeplerinden biri oldu. Gelin hep beraber maçta neler olmuş birlikte bakalım.
Manchester City 1-1 Chelsea
Chelsea bu sezon Liverpool, Arsenal ve City ile yaptığı dört maçın üçünden berabere ayrıldı. Sadece Liverpool’a Anfield’da 4-1 kaybettiler. Bu maçla birlikte ligin ilk üç sırasındaki takıma tam 8 puan kaybı yaşattılar. Pochettino’nun da West Ham, Aston Villa, Wolves maçlarını oynamaktansa Arsenal, Liverpool, Man City ile oynamayı tercih edeceğini düşünüyorum. Çünkü Chelsea topla az oynayarak iş yapan bir takım haline dönüştü. Özellikle orta sahanın daha defansif kalması ve beklerin hücumda çok etkin olmaması bunun bir sebebi.
Chelsea; Sterling-Jackson-Nkunku gibi her an gol tehdidi olan hızlı forvetlere sahipler, Mudryk ve Madueke gibi kontraya uygun tehlikeli patlayıcı kanat oyuncuları da mevcut. Aslında Tottenham’dan çok da farklı bir oyun planı uygulamıyor Pochettino fakat elinde Kane-Son ikilisi kadar efektif bir hücum silahı yok. Yani Chelsea’nin maç içerisinde bulduğu pozisyonları yüksek yüzdeyle gole çevirmesi gerekiyor yoksa işler giderek zorlaşıyor onlar için. Kapalı savunmaları açma konusunda pek başarılı değiller. Diğer taraftan da savunma konusunda sakatlıklar yüzünden sabit bir dörtlü savunma oluşturamadılar. Fofana-Thiago Silva-Reece James-Cucurella-Badiashile gibi oyunculardan mahrum kalarak City deplasmanına çıktılar. Alınan sonucun büyük bir başarı olduğunu düşünüyorum.
Genel istatistiklerde gözümüze çarpan City’nin isabetsiz şutları. Çekilen 31 şutun sadece 5 tanesi kaleyi bulurken, 12 tanesi dışarı gitti, kalan 14 şut ise savunma tarafından engellendi. City’nin ürettiği 2.91’lik xG’nin 1.71’i Haaland’a ait ve kendisi maçı gol atamadan tamamladı. %70 topla oynama, 31 şuta rağmen City sadece beraberliği kurtarabildi. Chelsea ise 9 şutta 6 isabet bularak 1.58’lik xG üreterek verimli bir hücum grafiği gösterdi bizlere. İkinci görselde ise kilit pasları görüyoruz. De Bruyne’ün 7 tane kilit pası var. Pep’in pas ve topa sahip olma konusundaki takıntısını düşününce kilit pas sayısının yüksekliği şaşırtmıyor. Şimdi gelelim City’nin maçta neden ciddi anlamda zorlandığına.
Pochettino hücumda 4-3-3 gösterse bile savunmada 4-4-2 görüntüsü verdi. Bunun esas sebebi; Sterling ve Palmer kanat oyuncuları gibi orta sahayı dörtlerken, Gallagher ise Rodri’ye pres yaparak onun oyun kurmasına engel olmaya çalıştı. Rodri’nin City’nin hücum planı için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Gallagher’ın Rodri üstündeki baskısı İspanyol orta sahanın etkisini ciddi anlamda kısıtladı. Böylece City’de yük tamamen De Bruyne’ün üstüne bindi. Bunun dışında da Doku’nun bire birlerini denemek zorunda kaldılar. İkinci yarı ise skor üstünlüğünü ele alınca Chelsea iyice savunmaya çekilmeye başladı. Özellikle 60. dakikadan sonra Chelsea savunması ceza sahasına kadar gömüldü ve City’yi beklemeye başladı. Son 15-20 dakikada ise Chelsea orta sahası bile ceza sahasına gömülmeye başladı. Chalobah’ın girişiyle savunma beşliye döndü ve öndeki baskı iyice azaldı.
İkinci görselde City’nin attığı golün başlangıcını görüyoruz ve daire içine alınan kişi De Bruyne. Ake burada topu Rodri’ye aktarıyor, De Bruyne ise geriye gelen Rodri’den açılan kanalı kullanarak ceza yayına doğru yanaşıyor ve topu soldaki Bernardo Silva’ya aktarıyor. Bu atağın sonunda top Rodri’nin önüne gelerek gole dönüşen şut olarak sonlanıyor. Chelsea’nin çok derine gömülmesinin bir yerden sonra golü getireceği belliydi, çünkü bu tip taktikleri 15-20 dakika gibi geniş sürelerde denemek çok riskli, özellikle de City gibi takımlara karşı. Çünkü kontratak tehdidinin bittiği gördükleri anda daha fazla oyuncuyla yüklenmeyi başarıyorlar. Bu da açılan ortalarda City’li savunma oyuncularını bile ceza sahasında görmek anlamına geliyor. Ceza sahasında çok oyuncunun olması da kaza kurşunu ihtimalini arttırıyor. Yani City’li bir oyuncunun çektiği şut birine çarparak yön değiştirip kaleciyi mağlup edebilir. Neticesinde de karambol sonucu City golü atmayı başardı.
Axel Disasi Manchester City karşısında 16 kez topu uzaklaştırmayı başardı, bu da son 8 sezonda Chelsea’den bir oyuncunun bu alanda yaptığı en yüksek rakam.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
İlk görselde Haaland’ın şut haritasını görüyoruz. Bu şutların neredeyse beş tanesi bariz gol şansı ama hiçbiri ağlarla buluşamadı ve 1.71’lik xG istatistiğine rağmen Norveçli gol makinesi, en kötü maçlarından birine imza attı. Guardiola maç sonundaki basın toplantısında Haaland’a sahip çıkarak, “bir sonraki maçta gollerini atmaya devam edecektir” dedi. Haaland mental anlamda kolay etkilenen bir oyuncu olmadığı için daha hırslı bir şekilde sonraki maça oynayacağına dair hiçbir şüphem yok. Ne de olsa iyi golcülük, güçlü bir mental dayanıklılık gerektiriyor.
İkinci görselde ise Ederson’un farkını görüyoruz. Haaland galibiyetin kaçmasında nasıl büyük bir etken ise, Ederson da maçın berabere bitmesindeki en büyük faktör oldu. Normalde 2.3 gol yemesi beklenirken sadece bir gol yedi ve beş kurtarışa imza atarak takımını oyunda tuttu.
Üçüncü görselde ise Disasi’nin savunma haritasını görüyoruz. 20 kez topu uzaklaştırmayı başaran Disasi, dört hava topu mücadelesinden de galip ayrıldı. Malo Gusto ile birlikte en fazla başarılı savunma müdahalesi yapan oyuncuydu. Bu ikili bana göre Chelsea’nin ve maçın en iyileriydi. Geldiği günden bu yana Disasi ve Badiashile ikilisi sıkça eleştirildi ve bu seviyeye uygun görülmedi ki buna inananlardan biri de benim. Fakat Disasi bu performansı ile kendini ne kadar geliştirdiğini ve bu seviyeye adapte olabileceğini bizlere gösterdi.
Panorama’nın klasiği olan pas haritalarına geldik. İlk görselde en çok şaşırtan Alvarez’in neredeyse Rodri ile aynı hizada konumlanması. De Bruyne ise Alvarez’in esas olması gereken ikinci forvet konumunda. Doku ise sıkça arkadaşlarından pas alıp geniş bölgede oynama şansı elde etti. Chelsea tarafındaki konumlanmalar ise bana çok ideal geliyor. Sterling ve Enzo’nun biraz daha geride olması belki de mükemmel pozisyon alma şeklini bizlere gösterirdi. Pas ağları her ne kadar ince gözükse de her oyuncunun en az üç farklı pas bağlantısı yapması takım oyunundaki başarıyı gösteriyor. Pochettino bunun devamlılığını sağlayabilirse Chelsea’yi daha güzel günler bekliyor diyebiliriz.
Manchester City, önümüzdeki hafta Bournemouth deplasmanına gidecek. Chelsea’nin ise ligde oynaması gereken Tottenham maçı, Lig Kupası finali sebebiyle ertelendi. Pazar günü Liverpool ile kupa mücadelesine çıkacaklar. Premier Lig Panorama’nın burada sonuna geliyoruz. Haftaya tekrar görüşmek üzere!
Maçın özeti
Yazan: Öner Tavtay
Editör: Doğa Üründül
