Hakkari Belediyesi’ne kayyum atanmasına karşı Mersin’de düzenlenen mitingde konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Halk kayyum isteseydi o kayyumu atayanın partisini tercih ederdi” dedi.
DEM Parti, Mersin’in Akdeniz ilçesinde Hakkari Belediyesi Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın tutuklanmasının ardından, kayyum atanmasını protesto etmek için halk buluşması düzenledi. Buluşmaya birçok siyasi parti ve STK temsilcisi de katıldı.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, kayyumun Kürt halkının iradesini tanımamak olduğunu söyledi, “Kayyum demek; gasp, siyasi darbe, otoriterleşme, yurttaşın seçme ve seçilme hakkını alıp yerine atanmışı göndermek demektir. Halk kayyum isteseydi o kayyumu atayanın partisini tercih ederdi. Kayyumlara rağmen biz oylarımızı artırarak yeniden belediye eş başkanlarımızı seçtiysek kayyum politikasına hep birlikte ‘hayır’ dediğimiz içindir” dedi.
“Kayyum siyasetinden vazgeçin”
Hatimoğulları, kayyumun demokrasinin mezarına beton dökmek olduğunu dile getirdi, “Kayyum politikalarına karşı durduk, karşı durmaya devam edeceğiz. Buradan saraya mesajımızı bir kez daha veriyoruz. Kayyum siyasetinden vazgeçin. Kürt’ün iradesini tanıman gerekir. Seçmenin iradesini tanıman gerekir. Atamış olduğun vali geri makamına dönsün, valilik yapsın ve Hakkari’de belediye meclisinin seçmiş olduğu Viyan Tekçe görevlendirilmeli” diye konuştu.
“Demokrasinin asgari koşulunu tanımamak demektir”
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Hatimoğulları sözlerini şöyle tamamladı:
“Bir yandan ekonomik krizle boğuşurken bir yandan özgürlüklerimiz kısıtlanıyor, insan hakları ihlalleri var. Bu tek başına DEM Parti ya da Kürtlerin sorunu değil. Bugün seçme ve seçilme hakkına el koymak, gasp etmek, siyasi darbe yapmak halkın iradesini, demokrasinin asgari koşulunu tanımamak demektir. Türkiye’deki en sağ ideolojiden en soluna kadar herkes, ‘Kayyum olmamalıdır, kayyum politikasına son verilmelidir’ dedi. Türkiye’yi demokratikleştirmek için daha güçlü adımlar atmaya, kayyum politikasını geriletmeye ihtiyacımız var. Bu güçlere daha çok yan yana olalım çağrısı yapmak istiyorum, daha çok dayanışalım.”
(ANKA)