Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasının ikinci duruşması, Ankara Sincan Cezaevi’nde devam etti. Gizli tanık Serdar Sertçelik’in yurtdışına çıkartılmasına ilişkin yargılanan emniyet görevlilerinin, kendisine zorla imzalatmaya çalıştıkları ifadeyi hatırlatan Ayhan Bora Kaplan, “Önüme koydukları ifadeyi imzalasaydım 17-25 Aralık gibi bir şey yapacaklardı” dedi.
Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 18’i tutuklu 61 kişi hakkında Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın duruşması Sincan Cezaevi’nde devam etti. Mahkemede yapılan bugünkü duruşmada müşteki beyanlarına karşı sanık beyanları dinlendi. Duruşmaya 11 Eylül Çarşamba saat 09.00’da devam edilecek.
Silahlı saldırı sonucu öldürülen Mahfuz Tatar’ın kız kardeşi Vesile Tatar, duruşmaya katılma talebinde bulundu. Mahfuz Tatar’ın annesi Aslıhan Tatar ise, “Adalet yerini bulsun davaya katılmak istiyorum” dedi. Ardından söz alan Mahfuz Tatar’ın ağabeyi İlhan Tatar, olayın içinde eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Yüksel Kocaman’ın bulunduğunu iddia ederek “Devlette çeteleşme var” dedi.
Duruşmada söz alan ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçundan yargılanan tutuklu sanık Ayhan Bora Kaplan, dönemin Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan’ın gizli tanık Serdar Sertçelik ile konuşmalarını hatırlattı.
“Sosyal medyada güçleri var bunlar klik bir yapı”
Savunmasında eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik ile Şevket Demircan’ın WhatsApp konuşmalarını okuyan Kaplan, “Bu davada serbest bırakmaların ardından ‘sosyal medyada haberlerin altına yorum yapın’ diye yazıyorlar. Demek ki sosyal medyada güçleri var, bunlar klik bir yapı. Bunların sosyal medya ağları ve trol ekipleri var. Organize Şube Müdürü Kerem Gökay Öner hakkında Şevket Demircan’ın ‘o satılmış bizim aleyhimizde ifade veriyor’ mesajı var. Bize karşı düşmanlıkları var” diye konuştu.
“Tek suçum 15 Temmuz’da sokağa çıkmaktı bunu daha önce de söylemiştim”
Örgüt kurucusu olsa bunu yargılandığı insanlarla yapmayacağını ve bu örgütün 500 bin yıl geçse de tespit edilemeyeceğini ifade eden Kaplan, “Şevket Demircan’ın mesajlaşmalarında Süleyman Soylu hakkında ‘suç işleri bakanı’ diyor. Benim Süleyman Soylu ile fotoğrafım var evet. Benim tek suçum 15 Temmuz’da sokağa çıkmaktı bunu daha önce de söylemiştim” dedi.
“Önüme koydukları ifadeyi imzalasaydım 17-25 Aralık gibi bir şey yapacaklardı”
Gözaltında polislerin kendisine zorla ifade imzalattırmak istediğini iddia eden Kaplan, “17-25 Aralık’ı yapan iki-üç polis ve bir savcıydı. Benim önüme koydukları ifadeyi imzalasaydım 17-25 Aralık gibi bir şey yapacaklardı. Hasan Doğan, Bekir Bozdağ, Mücahit Arslan, daha neler neler var” diye konuştu.
“Savcı da yalan söylüyor”
Savcı Mustafa Kaya’nın kendisini lehine herhangi bir ifadeyi iddianameye sokmadığını ileri süren Kaplan, “Savcının işi hem aleyhte hem de lehteki tüm delilleri almak değil mi? Savcı da yalan söylüyor polis de yalan söylüyor. Tüm bunları tapelerden okuyorum kanıtı burada” dedi.
Murat Çelik’in oğlu Burak Çelik’in Fettullahçılara para gönderdiğini iddia eden Kaplan, şöyle devam etti:
“Bana ‘silahları nerden buldunuz?’ diye sordular ve istedikleri cevap ise ‘Bana silahları Süleyman Soylu verdi, silahları bana MİT verdi’ demem. Ama hiçbirini demedim. Yalan söylersem gelir benim ayağıma dolanır diye. Ama geldi onların ayağına dolandı bunlar.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“HTS bilirkişi raporu bilinçli olarak yazılmıştır”
Gizli tanık Serdar Sertçelik’in yurt dışına çıkartılmasına ilişkin emniyet görevlilerinin yargılandığı dava dosyası ile bu dava dosyasının birleştirilmesini talep eden Kaplan, “Erkan Doğan’ın HTS bilirkişi raporu bilinçli olarak yazılmıştır. Bunu hazırlayan kişinin Murat Çelik’in adamının olduğu çok belli. Bilirkişi raporunu başkası yeniden hazırlamalı” dedi.
Mahkeme Başkanı, gizli tanık Serdar Sertçelik’in yurt dışına çıkartılmasına yardım ettikleri gerekçesiyle yargılanan emniyet görevlileri hakkındaki iddianamenin ve duruşma zabıtlarının örneklerinin istenilmesine karar verildi. Duruşma 11 Eylül Çarşamba saat 09.00’da devam edecek.
