Narin Güran cinayeti: İşte tutuklanan annenin savcılıktaki ifadesinin tam metni

Narin Güran’ın annesi ve abisi Enes Güran kasten öldürmeye iştirak suçlamasıyla tutuklandı. İşte Narin Güran’ın annesi Yüksel Güran’ın savcılık ifadesinin tam metni.

Diyarbakır’da 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de cansız bedeni Eğertutmaz Deresi’nde bulunan sekiz yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında 22 şüphelinin savcılıktaki sorguları tamamlandı. Dokuz kişi hakkında tutuklama talep edildi. Üç kişi adli kontrol şartıyla, 10 kişi de serbest bırakıldı.

Diyarbakır’da 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de cansız bedeni Eğertutmaz Deresi’nde bulunan sekiz yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında 22 şüphelinin savcılıktaki sorguları tamamlandı.  Dokuz kişi hakkında tutuklama talep edildi. Üç kişi adli kontrol şartıyla, 10 kişi de serbest bırakıldı.

Anne ve abi tutuklandı

Soruşturma kapsamında aralarında anne, abi ve amcanın da bulunduğu sekiz zanlı tutuklandı.

Dört kişi adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Olayla ilgili tutuklu sayısı 10’a yükseldi.

Yüksel Güran’ın savcılık ifadesinin tam metni

“Ben bu olayla ilgili olarak kollukta ifade vermiştim. O ifadem doğrudur, altındaki imza bana aittir ve aynen tekrar ederim. Benim 5 çocuğum vardır. Ben ev hanımıyım. İşim gücüm ile uğraşırım. Bahçem vardır. Sabah akşam bahçeme bakarım.

Hüseyin Güran iki ay tatildeydi. Olaydan bir gün önce ben Hüseyin amcalara ziyarete gidecektim. Ancak misafirler geldiği için oraya gidemedik. Misafirlerden sonra ben ve kocam dışarıya çıktık. Hüseyin amca tepede oturuyordu. Sonra Hüseyin amcanın yanına gidip orada oturduk. Biz oraya gittiğimiz için Narin çok sevindi. Çocuklar da orada oturdu. Sonra Muzaffer Güran geldi. Tüm çocukları ile birlikte orada oturduk. Muzaffer ve Osman bir süre sonra oradan ayrıldı. Yusuf bize ‘Yarın Batman’a gideceğiz’ demişti. Sonra biz de oradan ayrıldık. Tam oradan ayrılacağımız sırada Hüseyin’in 7. sınıfa giden kızı Hatice, Narin’e ‘Yarın Kur’an kursuna gidelim’ dedi. Sonra buradan ayrıldık. 

Sabah 5 gibi kalktım. Bahçeden bamya topladım. Baktım ki bir hindi bahçede ölmüş ve yarısı yenmiş. Geri kalan yarısı da yerde kalmıştı. Saat 06:00 sıralarıydı. Gittim eve Osman’ı kaldırdım. Osman işe gidecekti. Ben hemen aşağıya indim. Ben indikten sonra damdakilerin hepsi damdan indiler. Sonra bana ‘Sofrayı kur, Muzaffer de kahvaltıya gelecek’ dediler. Ben de sofrayı kurdum, kahvaltı yaptık. Kahvaltıyı bizim evde yaptık. Kahvaltıdan sonra Muzaffer ve eşim Arif, Batman iline gittiler. Baran da onlarla birlikte kalkıp gitti. Kalktıklarında saatin kaç olduğunu hatırlamıyorum. Biz sofrayı kaldırdık. Enes banyoya girdi ve çıktı. Ben ve Narin evdeydik. Çamaşır makinemiz bozuktu. Ben Hediye’yi aradım. Makinesi boşsa elbiseleri getireceğim dedim. Sonra elbiseleri alıp oraya götürdüm. Daha sonra dönüp evimi toparladım. Çocuklar da evdeydi. Narin, Enes, Muhammed seviniyorlardı. Hepsi abimiz oyuncak getirmemiş diyerek şakalaşıp oynuyorlardı. Ben balkonu yıkadım. Saat kaç olduğunu bilmiyorum. Sonra amcamın gelininin evine gittim. Batman’dan gelmişti. Evleri bizim evin arkasındadır. Ev, kız kardeşim Saliha Kaya’nın evidir. Burada kahveyi içtikten sonra Ferhat gelip bana Enes’in ona ‘Anne gelsin acıktık’ dediğini söyledi. Ben de eve gittim. Saat 12:00 gibiydi. Biraz evde çocuklarla oynadım. 

Sonra çocuklar patates kızartması istedi. Ben de onlara patates kızartması yaptım. Narin ve Eren telefon için kavga ediyorlardı. Ben onlara ‘Neden böyle yapıyorsunuz’ diyerek telefonu onlardan aldım. Saat 13:00’tü. Sofra üzerinde yemek yiyorduk. Sonra sofrayı topladım. Kızım Narin toz alıyordu. Ben koltukta uzanıyordum. Narin bana ‘Ben Kur’an kursuna geç kaldım’ dedi. Saatin kaç olduğunu bilmiyorum. Ben, ‘Kızım hava sıcak, gitme’ dedim.

O da çok ısrar etti ve bana ‘Saat 16:00’ya kadar kurs var, gitmek istiyorum, sonra Hüseyin amcanın evine gideceğim’ dedi. Bana ‘Onları çok özledim’ dedi. Çok ısrar etti. Gitmek için ısrarlı bir şekilde çığlıklar atıyordu. Narin yaz boyunca hiç evden çıkmamıştı. Ben hatta kızıma, ‘Kızım bacakların çıplak, bu haliyle insan kursa gider mi’ dedim. Üzerine siyah şort ve tişört giymişti. Sonra Muhammed geldi. Bu sırada Narin dışarı çıkmıştı. Narin’in dışarı çıktığını görmedim. Bu nedenle dışarı çıktığında ne giydiğini görmedim. Ben oturma odasında oturuyordum. Bu oda evin giriş kapısını görmemektedir. Muhammed geldi ve biraz konuştuk. Ben çok yorulmuştum. Ben orada yattım. Muhammed de orada yattı. Enes orada yatıyordu. Eren ise telefon ile oynuyordu. Bir ara uyanıp mutfağa gidip su içip tekrar yattım. Sonra kalktım. Muhammed uyanıktı. Elinde benim telefonum vardı. Bana “Yenge, Hediye elbiselerimizi getirdi” dedi. Ben de ona “Neden beni uyandırmadın” dedim. O da “Yenge bırakmadı” dedi. Sonra Hediye geldi.

Hediye dönüşte bana kendisine ait su dinamosunun şalterini kapattığını söyledi. İlk geldiğinde dinamonun şalterini açıp, ikinci gelişinde şalteri kapatmış. Hediye ikinci gelişinde Enes uyuyordu. Hediye’nin evime ilk gelip beni uyandırmadan dönmesi ile ikinci geliş süresi arasında ne kadar geçtiğini bilmiyorum. Ancak geldiğinde ben uyanmıştım. Hediye’nin su dinamosu şalteri, Salim’in evinin kapısının hemen önündedir. Salim ile Hediye aynı dinamonun şalterini kullanmaktadır. Hediye’nin ilk evime gelişi ile ikinci gelişi dinamonun su deposunu doldurma süresi kadardır. Çünkü Hediye bana ‘Senin evine ilk geldiğimde siz uyuyordunuz, dinamonun şalterini açtım. Depo dolana kadar, şimdi şalteri kapattım ve size geldim’ dedi. Hediye’nin evi, Salim’in evinin hemen arka kısmında bulunmaktadır. Evleri birbirine yakındır.

Hediye’nin 4 çocuğu vardır. Hediye’nin en büyük çocuğu ortaokula, en küçüğü ise ikinci sınıfa gitmektedir. Hediye geldiğinde biraz oturup sohbet ettik. Hediye geldiğinde Muhammed uyuyordu, Eren uyanıktı. Valizi getirdim. Valizin içindeki tüm elbiseler Enes’e aitti. Elbiselerin tümünü Hediye ile katlayıp valize koyduk. Oturmaya devam ettik. Bu sırada Enes’in telefonu çaldı. Enes telefonda konuştu. Kim olduğunu sorduğumda ‘Arkadaşlarım’ dedi. Sonra Enes kalkıp evin iç kısmına gitti ve ardından evden çıktı. Enes eve geri gelmedi. Bu sırada eltim ve ben içeride oturuyorduk. Biz bayağı oturduk ve konuştuk. Hediye bir süre sonra evden çıktı. Hediye çıkarken, Enes oğlum eve geldi. Enes geldiğinde babasını yemek için aradı.

Sonra ben mutfağa gidip yemeği ocağa koydum. Sonra gidip dinamoyu çalıştırıp geri eve geldim. Sonra balkonuma çıkıp balkonumu yıkadım ve suyu bahçeye verdim. Sonra içeriye girdim. Baklava pişmişti. Mutfağı ve evi toparlayıp dama çıktım. Damda yatak sermek için çıkmıştım. Damda iken Enes’in sesi gelmekteydi. Ben aşağı indiğimde Eren’i gördüm. Eren’e ‘Abin orada mı?’ diye sordum. O da ‘Evet’ dedi. Ben de gidip Enes’i çağırdım. 20-30 metre çocuklardan uzaktaydım. Çocuklar sigara içmekteydi. Sigara içtikleri için onları uyarıp tembihledim.

Sonra oğlum Enes’e, aşağı indiğimde ahırdan 20-30 metre uzakta Enes, Ufuk ve ismini İsa ya da Yusuf olarak bildiğim çocuklarla beraber oturuyorlardı. Saatin kaç olduğunu hatırlamıyorum. Ancak hava kararmaya başlamıştı. Enes’e seslenip “Oğlum, bana yardım et” dedim. Oğlum Enes geldi, bana yardım etti ve ahırın penceresini kapattık. Pencere yüksekteydi. Enes’in yardımıyla birlikte ahırın penceresini kapattık. Hindileri ahıra koyduk.

Sonra eltim, muhtarın eşi Melek Güran, yanındaki kızı ve kız kardeşleri hep birlikte kapıda oturuyorlardı. Ben Melek’in ameliyat olan babasının sağlık durumunu sorup, elbise konusuna girdiklerinde ‘Beni tutmayın, evde pilavım ateşte’ diyerek oradan ayrılıp eve gittim. Eve geldiğimde çocuklar da eve doğru geliyorlardı. Muhammed’e ‘Git, kardeşin Narin’i de yemeğe çağır’ dedim. Ben mutfağa girene kadar Muhammed eve döndü ve ‘Narin orada değil’ dedi. Ben dışarı fırlayarak ‘Enes, sen camiye git bak’ dedim ve ben de tepeye çıktım. Tepeden Maşallah’a seslendim. Çünkü daha önce yüzlerce defa Narin’i Maşallah’ın evine bırakmıştım. Kurstan sonra orada olabileceğini düşünerek oraya gittim. Narin’i sordum. Maşallah bana Narin’in orada olmadığını söyledi. Süheyla da oradaydı. Süheyla’ya da ‘Narin sizde değil mi?’ diye sordum. Çünkü İbrahim Halil Güran’ın da küçük kızı vardı. Belki oradadır diye düşünmüştüm. Süheyla da bana ‘Narin ya Hediye’ye ya da Yasemin’e gitmiştir’ dedi. Sonra Hediye’yi aradım. ‘Narin orada değil mi?’ diye sordum. O da ‘Yok, burada değil’ dedi. Sonra Hediye’nin kızı Ecrin’i, Yasemin’in evine Narin’i sormaya gönderdim. İki dakika geçmeden tekrar Hediye’yi arayıp Narin’in Yasemin’in evinde olup olmadığını tekrar sordum. Bana ‘Orada değil’ dediler.

Sonra çocuklarımdan Eren ya da Muhammed’e, telefonumda Yasemin’in numarasını bulmalarını söyledim. Bu sırada Enes, caminin orada Narin’i arıyordu. Saliha’yı da arayıp Narin’i sordum. Belki halasının evine gitmiştir diye düşündüm. Gittik, halası Azize Kaya’nın kapısını çaldık. Narin’i sorduk ama orada olmadığını söylediler. Hemen camiye gittik. Cami inşaat halindeydi. Belki bir yere düşmüştür diye düşündük ve caminin kapısına gidip feryat ederek ‘Narin burada mı?’ diye sordum. O sırada İsa Kaya, saat 18:00’de Narin’i cami civarında gördüğünü söyledi. Bunu söylemesi üzerine biraz rahatladım. Belki arkadaşlarıyla oynamaya dalmıştır diye düşündüm. Sonra eve gittim ve bütün köy toplandı. Hava kararmıştı, ancak saatin kaç olduğunu bilmiyorum. Maşallah’ı tekrar gördüm. O da bana, 17:00-17:30 civarlarında Narin’i gördüğünü söyledi. Ancak Narin’i bulamadık. Ağlayarak çocuklarım da aşağıya inip aramaya, koşmaya başladık. Bütün köy, Narin’i aramaya başladık ancak bulamadık. Sonra Narin’in ölü bulunduğunu öğrendim.

Kocama, Narin’in kaybolduğunu söylemedim. Ancak köyden biri kocamı arayıp Narin’in kaybolduğunu söylemiş. O da beni aradı ve ‘Narin nerede?’ diye sordu. Ben de bilmiyorum dedim ve telefonu kapattı. Saat kaçta aradı hatırlamıyorum.

Gün içerisinde kız kardeşlerim Rojda ve Yaser ile telefonda konuştum. Kendileriyle sabah konuşmuştum. Narin kaybolmadan önce Saliha ile konuşmuştum. Ona misafirlerin gelip gelmediğini ve elbiseleri yıkamak için makinesinin müsait olup olmadığını sormuştum. Saliha ile uzun süreli konuşmadım, sadece bir kere konuştuk. Ona da sadece kendilerine gideceğimi söylemiştim. Sabah Saliha’yı bir kez ben aradım. Saliha’nın sabah beni aradığını hatırlamıyorum. Sadece ben onu bir kez arayıp elbiseleri yıkamayı söylediğimi hatırlıyorum. Yaser Gül, ismini Yasemin olarak değiştiren kardeşim olur. Kendisiyle her gün konuşurum. Kendisini ben aramıştım. O sırada Rojda ile birlikte bana geleceklerini söylemişti. 09:39’da Hediye’yi elbiseleri yıkamak için aramıştım. O da bana ‘Elbiselerini getir’ demişti. Bu yüzden aramıştım. 19:31 ve 19:34’te ise Narin için iki defa üst üste aramıştım. Saat 12:30’da Saliha’nın evindeydim ve çocuklarım bana ulaşmak için Saliha’nın telefonunu aramışlar. Nereye gitsem telefonumu evde bırakırım. 

  • Songül Çabaş ile 13:30 civarlarında yaptığı görüşme

Songül, benim kız kardeşimdir. Kimlikteki adı Songül’dür ama biz ona Rojda deriz. Kendisiyle konuştuğumda o Bismil’deydi, ben ise kendi evimdeydim. Rojda, o sırada Yasemin’in evindeydi. Yasemin’in evi de Bismil’de bulunmaktadır. Songül, Bismil’de olduğunu, eniştesi müsait olursa bize oturmaya geleceklerini söylemek için beni aramıştı. Kendisiyle genel sohbet ederek düğün hakkında da konuştuk.

  • Nazlı Arife Kaya, eltim Emine Kaya’nın kızıdır. Nazlı’nın kızı düştüğü için onu arayıp kızını sordum. 
  • 17:54, 17:56, 18:17 saatlerinde Hacı Kaya’yla görüşme

Oğlum Muhammed, Hacı Kaya’nın oğlu Akın ile konuşmuştur. Ne konuştuklarını bilmiyorum.

  • 17:42, 19:25, 19:28 saatlerinde eşim Arif Güran ile yaptığı konuşmaların içeriği:

17:42’deki konuşmayı hatırlamıyorum; bu görüşmeyi çocuklarım yapmış olabilir. 19:25’te kendisiyle yemek konusunda çocuklarım konuştu. Arif, Batman’da köyde olduğunu söyledi. 19:28’de ise beni arayarak Narin’in kaybolduğunu duyduğunu ve nerede olduğunu sordu, sonra telefonu kapattı. Arif’in beni arayıp Narin’i sormasından sonra çocuklarım telefonu benden aldılar. Bu dakikadan sonraki görüşmeleri ben yapmadım. 

  • Narin’in Kur’an kursuna giderken giydiği kıyafeti tarif etmesi istendi. 

Şortu da tişörtü de siyahtı. Tişörtünün ön kısmı parlaktı. 

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

  • Narin’in kaç adet terliği olduğu soruldu

Biri ayağında, diğeri ise eskisi olmak üzere evde iki adet terliği vardır. Evdeki terliğinin rengi pembedir. Terliğinin önünde ne olduğunu hatırlamıyorum. Terliği hâlâ evde duruyor. 

  • Narin’in evden çıkışını görmediğinizi söylemenize rağmen, Narin’in ayağında kırmızı terlik olduğunu nereden biliyordunuz?

Çünkü kırmızı terliklerini görmediğim için giymiş olduğunu düşündüm.

  • 30/07/2024 günü saat 20:59’da Salim ile telefonda ne konuştunuz?

Ben Salim ile konuşmadım. Hiçbir zaman Salim ile konuşmadım ve kimse benim telefonumdan Salim’i aramamıştır. Bahsettiğiniz arama, hatırladığım kadarıyla Saliha’yı aramaya çalışırken yanlışlıkla Salim’i aramamdan kaynaklanmaktadır. Yanlışlıkla aradıktan sonra Salim de beni arayarak “Azize, Azize” dedi. Ben de kendisine “Abi, yanlış aramışsın” dedim ve kapattım.

  • Salim ile bunun dışında telefonla herhangi bir görüşme yaptınız mı?

Hayır, yapmadım. Salim ile hiç görüşmedim. Eğer bu görüşmeler varsa, çocuklarım yapmış olabilir. Ben genelde Arif’in telefonu yanımda olduğu için kendi telefonumu evde bırakırım.

  • Salim ile evlenmeden önce herhangi bir gönül ilişkiniz oldu mu?

Hayır. Arif ile nişanlanmadan önce Salim, Melek ile nişanlandı. Salim nişanlandıktan sonra Arif askere gitti. Arif acemi birliğinden döndükten sonra biz nişanlandık. Benim mutlu bir ailem var.

  • Tüm gün evde olduğunuzu ve özellikle Narin’in kaybolduğu saatlerde evde bulunduğunuzu belirtmenize rağmen, Narin’in saat 15:15’te kurstan gelerek patika yola girdiği ve evinizin olduğu tepeye çıkıp arkadaşlarına el salladığı dosyada sabit olmasına karşın, Narin’in eve gelmediğini ifade ettiniz. Bu konuda ne diyeceksiniz?

Bahsettiğiniz saatlerde eltim Hediye’nin bizde olduğunu hatırlıyorum. O geldiğinde biz yatıyorduk.

  • Kollukta müsteki olarak verdiğiniz ifadede, Hediye’nin saat 16:00 civarında eve geldiğini söylemenize rağmen, şu anki ifadenizde 15:15’te birlikte oturduğunuzu belirtiyorsunuz. Bu çelişkiyi nasıl açıklarsınız?

Saate bakmadığım için saatleri yanlış söylemiş olabilirim. Her iki ifademde de verdiğim saatler yanlış olabilir. Uyuduğumdan dolayı Hediye’nin eve saat kaçta geldiğini bilmiyorum.

  • Olay günü saat 15:15 civarında Salim ile birlikte miydiniz?

Hayır, değildim. Salim’i sadece dinamoyu çalıştırmaya gittiğimde Hüseyin’in evinin önünde gördüm. Kendisiyle bir araya gelmedik.

  • Narin, sizin evinize patikadan yukarıya çıkıp geldiğinde, Salim ile ilişkinize denk gelmesi nedeniyle mi öldürdünüz?

Ben kesinlikle Narin’i görmedim ve bu adamla herhangi bir ilişkim olamaz.

  • Eylemi siz gerçekleştirmediyseniz, kimin gerçekleştirdiğini düşünüyorsunuz?:

Şüphelendiğim kimse yoktur. Kocamın da husumetlisi olup olmadığını bilmiyorum.

  • Nevzat’ın ifadesinde, sizin ahırınızın olduğu kısımdan Salim’in kendisine doğru ‘Nevzat hazırlan, seninle işimiz var’ diye bağırdığını beyan ettiği belirtiliyor. Sizin evin konumu Nevzat’ın bulunduğu yere daha yakın olduğu göz önüne alındığında, Salim’in bu seslenmesini duyup duymadığınızı söyleyin.

Ben kesinlikle böyle bir seslenme duymadım. O sırada evde klima çalışıyordu ve pencereler kapalıydı. Her gün saat 05:00’te kalkıp klimayı açarak uyuyoruz. Bu yüzden seslenmeyi duymamış olabilirim.

  • Evinizde bulunan halıları, Narin’in kaybolduğu gün veya sonrasında değiştirdiniz mi? 

Hayır, halıları değiştirmedim. Ancak eve birçok insan gelip gittiği için hatırladığım kadarıyla 5-6. gün kız kardeşim Yasemin bana geldi ve halıların kirlendiğini, temiz bir halım olup olmadığını sordu. Ben de temiz bir halım olduğunu söyledim. Yasemin temiz halıyı alıp serdi. Eski halım hâlâ evde duruyor ve yıkanmadı.

  • Narin’in kaybolduğu gün Salim’e veya başka birine battaniye verdiniz mi?: 

Kimseye battaniye vermedim. Ancak olay nedeniyle evime çok fazla insan geldiği için, eğer benim evimden Salim’in evine uyumak için battaniye götürülmüşse, bundan haberim yok. Olayın ardından dışarıdan gelen misafirlerin çoğu benim evimde, Salim’in evinde ve kız kardeşim Saliha Kaya’nın evinde kaldılar.

  • Salim’e ait beyaz Renault 19 Europa marka aracın sol ön koltuğunda Narin Güran’a ait DNA örnekleri bulunduğunu biliyor musunuz? Babası Arif Güran’ın arabasında yapılan aramada DNA örnekleri bulunmazken, Salim Güran’ın aracında neden bulunmuş olabilir?

Bu konuda bir bilgim yok. Narin’in neden Salim’in arabasında DNA’sının bulunduğunu bilmiyorum.

  • Ailece Salim’in arabasına hiç binmediğinizi söylediniz. Ancak Narin’in 14/07/2024 tarihinde Berat’ın nişan merasiminde Salim’in aracına bindiğini belirttiniz. Bu konuda açıklama yapar mısınız?

Aile olarak hiçbir zaman Salim’in arabasına binmedik. Narin de bizden ayrı kesinlikle o araca binmedi. 14/07/2024 tarihinde Berat’ın nişan merasiminde, eşim Arif Mersin’de olduğundan dolayı Salim’in aracına Narin, Eren, Ecrin, Damla, Hediye ve Miran bindiler. Aracı Devran kullanıyordu. Narin arka koltuğa oturdu, ön yolcu koltuğunda ise Fuat’ın karısı Hediye oturuyordu. Ben bu arabaya hiç binmedim ve Narin de bunun dışında hiç bu arabaya binmedi.

  • Narin’in kaybolduğunu neden eşiniz Arif’e bildirmediniz?

Eşim Batman’dan eve dönüyordu ve yoldaydı. Telaşlanıp kaza yapmasın diye ona haber vermedim. Eşim eve döndüğünde durumu öğrenince bana haber vermediğim için kızdı.

  • Nevzat, ifadesinde kızınız Narin’in cansız bedenini kendisine Salim’in verdiğini söyledi. Bu konuda ne biliyorsunuz?

Bu konuda hiçbir bilgim yok. Nevzat ve Salim her zaman birlikte gezerler, iyi arkadaş olduklarını biliyorum. Onları hep birlikte görürdüm. Bu durumu jandarmada gözaltına alındığımda öğrendim. Salim ile ailecek bir husumetimiz yoktur. Kızıma neden zarar verdiğini bilmiyorum.

  • Olaya ilişkin başka eklemek istediğiniz bir şey var mı?

İfademde eklemek istediğim başka bir şey yok. Salim’in neden böyle bir şey yaptığını hâlâ bilmiyorum.”