Fernas Maden işçileri eylemlerinin 41. gününde: “301 kişiyi daha şehit etmek umurlarında değil”

Manisa-Soma’da AKP’li Ferhat Nasıroğlu’na ait Fernas Madencilik’te, sendikaya üye oldukları için işten çıkarılan madenciler, 41 gündür eylemlerine devam ediyor. Medyascope’a konuşan 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma maden faciasından sağ kurtulan işçi Özay Karakuş, şirketin işçileri yalancı durumuna düşürdüğünü ve iş güvenliği olmayan ortamlarda çalıştırdığını belirterek, “301 kişiyi daha şehit etmek umurlarında değil” dedi.

Fernas Madencilik’te sendikaya üye oldukları için işten çıkarılan madenciler, 41 gündür Ankara Kurtuluş Parkı’nda eylemlerine devam ediyor

Manisa’nın Soma ilçesinde AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait Fernas Madencilik’te, sendikaya üye oldukları için işten çıkarılan madencilerin direnişi devam ediyor. Bağımsız Maden İşçileri Sendikası’na üye altı işçinin işten çıkarılması üzerine işçiler eylem başlattı. 41 gündür devam eden eylemde onlarca işçi ve sendika görevlisi polis tarafından darp edildi. Onlarca işçi gözaltına alındı ve toplam 30’a yakın işçi işten çıkarıldı.

“Başka işyerinde çalışamasın diye yanlış kodlarla işten çıkarılan arkadaşlarımız oldu”

Sondör ustası Ömer Kına, beş yıldır Fernas Madencilik’te çalıştığını söyleyerek şöyle konuştu:

“Beş sene boyunca orada bir sürü hukuksuz işten çıkarma oldu. Bir sürü kazada yaralanan arkadaşlarımız oldu ve bu yüzden işten çıkarıldılar. Başka işyerine giremesinler diye işten çıkarılan arkadaşlarımız uzaktan yakından alakası olmayan kodlarla işten çıkarıldı.” 

Fernas Madencilik müdürünün beş işçiyi sendikaya üye olduğu için işten attığını vurgulayan Kına, “Bu da ses kayıtlarıyla ortada ve kendisi de iki-üç defa itiraf etti. İş koşullarımızı da sosyal medyada. Biz de 41 gündür iş sağlığı ve güvenliği olmadığı için işten kaçınma hakkımızı kullandık” dedi.

“Lisede okuyan kızım, ‘Baba disiplin suçundan atılmışsın’ dedi”

Mekanik ustası Durmuş Olgunsoy, mücadelelerinin 30 gününde ocak önünde işveren vekiliyle görüşerek bir uzlaşı aramaya çalıştıklarını belirtti. Soma’dan Ankara’ya uzanan sekiz günlük yürüyüşlerine dair Olgunsoy, şunları söyledi:

“Bu uzlaşıyı orada bulamayınca Ankara’ya yürümeye karar verdik. Sekiz gün boyunca yollarda, yağmurda, çamurda yalın ayak Ankara’ya kadar geldik. Ankara’ya geldiğimizde önümüz kesildi. Burada kesilen önümüz, milletvekilleri sayesinde açıldı. Patronumuz milletvekili olduğu için amacımız TBMM’de onunla bir görüşme sağlayabilmekti. Bizimle görüşen bütün siyasi partilere, ‘Bizi onunla görüştürürseniz doğru bilgileri alırsınız’ dedik ama dün yaptığı açıklama bizi çok üzdü. Lisede okuyan bir kızım var. Bugün beni aradığında bana diyor ki, ‘Baba seni disiplin suçundan atmışlar’ Bu çok acı bir şey.”

“Gece dışarıda matları yere sererek uyuyoruz”

Sondör ustası Eyüp Can, Ankara’da üç gündür Kurtuluş Parkı’nda kaldıklarını söyledi. Can, “İlk iki gün Kurtuluş Parkı içindeki Vedat Dalokay Nikah Salonu’nda, gündüzleri ise matları yerlere sererek battaniyelerle bu Ankara’nın ayazında kalmaya çalışıyoruz. Ama orada da nikah ve bazı etkinlikler olduğu zaman da kalamıyoruz, burada kalıyoruz” diye konuştu.

Yiyecek için bazı yardım kuruluşlarının ve halkın evde yaptıkları yemekleri getirerek kendilerine yardımcı olduğunu söyleyen Can, “Gelen geçen bir şeyler getiriyor. Öyle o şekilde idare ediyoruz” dedi.

“Kızımı üniversiteye yolcu bile edemedim”

Can, yaklaşık 41 gündür ailesini görmediğini belirtti:

“Üniversiteye kızım kendi başına gitti, ben onu uğurlamaya dahi gidemedim. Çünkü dedim ki, ‘Ben buradayım, kızım, sen kendi başına gidebilirsin.’ Çocuk buruk bir şekilde gitti belki. Hatta bugün konuşma yaptım. ‘Müsaitsen gel, ben Ankara’da Kurtuluş Parkı’ndayım. Gelirsen burada görüşebiliriz’ dedim. Belki görüşebilirim… Kızıma KYK’dan yurt çıktı. O da Etimesgut’ta okuyor. Yurdu Çubuk’ta çıkmış. Yolculuğu üç saat sürüyormuş. Bunu da konuşmak için çağırdım aslında. Nasıl yapabiliriz diye, çünkü bir çocuk okumak için sabahın beşinde kalkmak zorunda kalmasın. Yetkililere de sesleniyorum, en azından çocukları okullarının yanındaki yurtlara yerleştirmeye çalışın. Üç saat yolculuk yapacak çocuk, geri dönüşte üç saat ne zaman ders çalışacak, ne zaman dinlenecek, ne zaman yemeğini yiyecek? Bunları da bir düşünsünler istiyorum.”

“Bu süre zarfında gerçekten hepimiz de maddi olarak bayağı zorlandık”

İnşaat birimi işçisi İlyas Bedir, ailesini geride bırakmak zorunda kalan maden işçilerinden biri. Bedir, “Bu süre zarfında gerçekten hepimiz maddi olarak çok zorlandık. Şimdi çocuklarımızın hâlâ eksik olan okul ihtiyaçları var. Bu süreçte, bazı okul ihtiyaçlarını karşılayamadık, doğrusunu söylemek gerekirse. Bir an önce çözülmesini ve ailemize kavuşmayı istiyoruz” diye konuştu.

“301 kişiyi daha şehit etmek umurlarında değil diye düşünüyorum”

Soma’da 2014’te 301 maden işçisinin yaşamını yitirmesine sebep olan kazanın olduğu maden ocağında çalışan kimyasal ustası Özay Karakuş, o günlere ilişkin şunları söyledi:

“Hepimizin başı sağ olsun. Rahmetle anıyorum 301 şehit olan arkadaşımı. Ben de ocakta çalışıyordum. Şehitlik bize nasip olmadı. Biz öyle şehit olan amirlerle başka bir çalışma fırsatı bulamadık. Çünkü onlar çok dürüst ve işçiyi düşünen insanlardı. Arkadaşlarımızla bir lokma ekmeği paylaşabiliyorduk. Tabii ki son anımıza kadar paylaştık da. İnsanlar görmese de bunu Allah gördü, biliyor. Lakin şunu demek istiyorum: Bugün çalıştığım şirkette böyle bir amirlik ve insanlık görmedik. Biz bir lokmayı o ortamda kaç kişi isek onlarla paylaşıp aynı ortamda yemek yiyebiliyorduk. Şu an çalıştığımız şirkette ise şirketin kendi çalışan akrabaları, bu kadar işçiyi yalancı durumuna düşürüp iftira atıp ağır koşullarda, iş sağlığı ve güvenliği olmayan ortamlarda çalıştırıyor. 301 kişiyi daha şehit etmek umurlarında değil diye düşünüyorum. Neden düşünüyorum? Çünkü iş sağlığı ve güvenliği olmadığı sosyal medyada apaçık ortadaydı. İşte bu yüzden biz 301 kişi daha kaybetmeyelim diye 100 arkadaş yola çıktık.”

“Yanımızda olun”

“Cebimde para olmayınca aile hiçbir şey” diyen Karakuş, ailesine ekmek götüremedikten sonra, kendisinin eve gitmesinin de bir anlam olmadığını söyledi. Karakuş, “Ben çocuklarımı öksüz, yetim bırakmamanın peşindeyim. Benim sadece insanoğlundan istediğim şu, Ankara’da Kurtuluş Parkı’ndayız. Bize destek verin. Bizim yanımızda olun. Bir aile olarak sizi yanımızda görmek istiyoruz” dedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.