MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Öcalan’ın tecridi kaldırılırsa gelsin, Meclis’te konuşsun” açıklamalarının etkisi devam ederken, Ankara’da TUSAŞ tesislerine terör saldırısı düzenlendi. Saldırıda kalite kontrol görevlisi, makina mühendisi, TUSAŞ çalışanı, güvenlik görevlisi ve taksi şoförü hayatını kaybetti. Güvenlik Politikaları Araştırmacısı Burak Yıldırım ve Serbestiyet yazarı Dr. Hakan Şahin, TUSAŞ’ın neden hedef seçildiği ve saldırının arka planını değerlendirdi.
Ankara’nın Kahramankazan ilçesinde bulunan Türk Uçak Sanayii Anonim Ortaklığı (TUSAŞ) Tesisi’ne 23 Ekim Salı günü terör saldırısı düzenlendi. Yeni bir çözüm süreci mi başlayacak tartışmaları devam ederken TUSAŞ’a yapılan saldırı kamuoyunun gündemine oturdu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya terör saldırısında etkisiz hale getirilen teröristlerin PKK üyesi olduğunu söyledi.
Yerlikaya, erkek saldırganın PKK üyesi Rojger kod adlı Ali Örek, kadın saldırganın ise PKK üyesi Mine Sevjin Alçiçek olduğunu söyledi.
TUSAŞ’a düzenlenen hain terör saldırısında etkisiz hale getirilen kadın teröristin kimliği de belli oldu.
— Ali Yerlikaya (@AliYerlikaya) October 24, 2024
Hainin, PKK terör örgütü üyesi Mine Sevjin Alçiçek olduğu tespit edildi.
TUSAŞ’a saldıran her iki teröristin de PKK üyesi olduğu netleşti.
Ülkemizin birlik ve…
Neden TUSAŞ hedef alındı?
TUSAŞ’ın Türkiye’nin yüksek teknoloji üretiminde ve katma değerli projelerinde büyük bir paya sahip olduğunu belirten Güvenlik Politikaları Araştırmacısı Burak Yıldırım, bu nedenle hedef alınmasının şaşırtıcı olmadığını söyledi. Serbestiyet yazarı Dr. Hakan Şahin, “Ankara gibi bir başkentte böyle bir eylemin mümkün olduğunu göstererek, ‘İstersek bunu yapabiliriz’ mesajı vermeye çalıştılar” dedi.
TUSAŞ’ın Türkiye savunma ve havacılık sektöründeki kilit rolü nedir?
Güvenlik Politikaları Araştırmacısı Burak Yıldırım, TUSAŞ’ın Türkiye savunma ve havacılık sektöründeki kilit rolüne dikkat çekti. Yıldırım, TUSAŞ’ın yalnızca askeri projelerde değil, aynı zamanda sivil projelerde de dünya çapında önemli bir yüklenici olduğunu belirtti. Şirketin küresel tedarik zincirinde önemli bir parça olduğunu vurgulayarak, “TUSAŞ, Türkiye’de kullanılan F-16’ların çoğunu, Mısır Hava Kuvvetleri’nin F-16 uçaklarını Türkiye’de üretti” dedi.
“TUSAŞ kritik ve stratejik endüstri kuruluşlarından biri”
Yıldırım, TUSAŞ’ın savunma sanayi istihdamında yüzde 20’lik bir paya sahip olduğuna dikkat çekerek, toplam 17 bin çalışanıyla Türkiye’nin en kritik ve stratejik endüstri kuruluşlarından biri olduğunu belirtti.
“Bu tür saldırılar 24 saat içinde planlanmaz”
Burak Yıldırım, TUSAŞ’a yönelik saldırının neden ve nasıl gerçekleştiği sorusunun öneminin altını çizdi. Türkiye’de TUSAŞ gibi başka bir kurum olmadığını vurgulayan Yıldırım, “Kurumlar siyasallaştırıldığında ve bir siyasi partinin etkisi altında zayıflatıldığında, bu tür saldırılar mümkün hale gelir” dedi.
Saldırının zamanlamasının dikkat çekici olduğunu ve bazı çevrelerce Bahçeli’nin açıklamalarıyla ilişkilendirildiğini belirten Yıldırım, bu tür saldırıların 24 saat içinde planlanıp yapılacak şeyler olmadığını vurguladı. Yıldırım, “Böylesine bir saldırı için en az 15 gün bir ay aralığında bir hazırlık süreci gerekir” diyerek saldırının bir keşif ve planlama gerektirdiğine işaret etti.
“Zamanında müdahale gerçekleşti mi?”
Yıldırım, saldırının arkasında Türkiye’ye verilmek istenen mesajın oldukça açık olduğunu belirtti. Yıldırım’a göre bu mesaj, “TUSAŞ gibi stratejik bir kuruma girip saldırı düzenleyebiliriz; projelerinizi ve personelinizi tehdit edebiliriz” anlamına geliyor.
“En gözde kurumlarınızdan birini hedef alabilecek kapasitedeyiz” demek istediklerini söyleyen Yıldırım, TUSAŞ tesislerinin çevresindeki güvenlik önlemlerini eleştirdi. “Tesislerin hemen gerisinde, Ankara’nın girişindeki kontrol noktası var. Silah ve patlama seslerinin o mesafeden duyulmaması imkânsız. Oradan bir müdahale zamanında gerçekleştirildi mi? İşte bu, bir soru işareti” dedi.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“Eğer burada bir zafiyet varsa yönetenler doğrudan sorumlu”
Yıldırım, “TUSAŞ’ın güvenliği için yeterli ani müdahale mangası var mı? Neden kapıda asker yok?” diye sordu. Ayrıca “Bu tesislerde sivil girişlerin engellenmesi gerekir. Çünkü burada yapılan işler sıkı güvenlik önlemleri gerektiriyor” dedi. Yıldırım, güvenlik zafiyetinin sorumlularının belirlenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Eğer burada bir zafiyet varsa, bunu yönetenler doğrudan sorumludur” diye konuştu.
“Devlet, devletliğini yapmalı. MİT ve güvenlik bürokrasisi de kendilerine düşen vazifeleri yerine getirmeli” diyen Yıldırım ayrıca “Bir AVM’ye girerken cebinizdeki sigara paketinin jelatini yüzünden birçok cihaz ötüyor. TUSAŞ’a bu şekilde girebilmek mümkün olmamalıydı” diyerek eleştirdi. Yıldırım, sorumluların ve güvenlik zafiyetinin nasıl oluştuğunun ortaya çıkarılması gerektiğini vurguladı.
Şahin, “Örneğin, bu saldırı Hacettepe Üniversitesi kampüsüne de yapılabilirdi. O zaman da, ‘Neden Hacettepe kampüsüne yapıldı?'” diye sorardık” dedi. Şahin, saldırının nedenlerinin ve hedeflerinin daha geniş bir perspektiften değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti.
“Erişimin kolaylığı açısından dikkate alınmış olabilir”
Serbestiyet yazarı ve siyaset bilimci Dr. Hakan Şahin, TUSAŞ’taki saldırının arka planına dair değerlendirme yaptı. Şahin, “Eğer böyle bir eylemi planlıyor olsaydım, Ankara’da bunu yapabileceğim birçok yer bulabilirdim. Ancak bu soru her yeni yer için geçerliliğini korur” dedi.
Şahin, TUSAŞ’ın konumuna dair, “Giriş çıkış imkanları ve kapıdaki güvenlik önlemleri, oraya erişimin kolaylığı açısından göz önünde bulundurulmuş olabilir” dedi.
“Doğrudan askeri bir kuruma saldırı yapılmamış”
Saldırı yerini hiç görmediğini belirten Şahin, “Kapıda duran nöbetçilerin görüş mesafesi ve nasıl bir yoldan gidildiği hakkında bilgim yok. Ancak net olan bir şey var: Kamu binası seçilmemiş, doğrudan askeri bir kuruma saldırı yapılmamış” dedi.
Şahin, saldırının Türkiye’nin başkenti Ankara’da gerçekleştirilmiş olmasının kritik bir öneme sahip olduğunu belirtti. “Ankara’ya silahların ve patlayıcı maddelerin bir yerden getirilmiş olması gerekiyor. Bu kadar mesafeyi katederek bu tür malzemelerin ulaşabilmesi, büyük bir istihbarat zafiyetine işaret ediyor” diye konuştu.
Bu tür maddeleri Ankara’ya sokabilen güçlerin, aynı zamanda başka bir yerde de benzer eylemler gerçekleştirebileceğine dikkat çeken Şahin, “Ankara gibi bir başkentte böyle bir eylemin mümkün olduğunu göstererek, ‘İstersek bunu yapabiliriz’ mesajı vermeye çalıştılar” dedi.