Sosyal medya paylaşımı gerekçesiyle hakkında dava açılan akademisyen Çiğdem Bayraktar Ör hakkında 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası verildi, hükmün açıklanması geri bırakıldı.
“Cumhurbaşkanına hakaret” ve “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçlamasıyla hakkında başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan ve daha sonra serbest bırakılan akademisyen Çiğdem Bayraktar Ör davasında karar çıktı.
Savcılık, üstüne atılı suçlardan 1 yıl 5 ay 15 günden 8 yıl 2 aya kadar hapsini istemişti. “Cumhurbaşkanına hakaret” suçu sabit görülen Çiğdem Bayraktar Ör hakkında, 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi.
Ör’ün avukatı avukatı Hüseyin Ersöz, “İfade hürriyeti kapsamındaki eleştirel paylaşımların suç olarak nitelendirilmesi AİHM ve AYM kararlarına aykırılık oluşturduğu açık. Bu karara karşı istanaf kanun yolu başvurusunda bulunacağız” dedi.
Ne olmuştu?
“Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan tutuklanması talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen akademisyen Çiğdem Bayraktar Öz, 31 Ocak’ta tutuklandı.
Çiğdem Bayraktar Ör, sosyal medya hesabı X’ten şu paylaşımı yapmıştı:
“AKP ve onun yoz iktidarı…
Asla Cumhurbaşkanı olma vasfı taşımadan Cumhurbaşkanı olabilmiş “diplomasız”, liyakatsız, kinden beslenen partili Cumhurbaşkanı
50 bin insanı katletmiş, “son kullanma tarihi” çoktan geçmiş teröristi meclise çağırırken karşısına dikilenlerin hapse girmesine ses çıkarmayan ‘iktidar eş başkanı’
Bunların “her devrin adamı” dalkavukları
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Adaletsizliğe karşı durmayan Adalet Bakanları
Bebeklerimiz yoğun bakımda katledilirken, katleden hastaneye ödül veren Sağlık Bakanlığı’nın işini nasıl yaptığı/yapamadığı belli, hala istifa etmeyen Sağlık Bakanı
İnsanlar çoluk çocuk kar ayazında cayır cayır yanarken yine işini yapmadığı açıkça belli, sorumsuz ve denetimsiz, hala istifa etmeyen Turizm Bakanı
Kolonların kesildiğini, kaçak yapıların büyütüldüğünü, kumdan binalarda insanların öleceğini bilen, can ve mal güvenliğini sağlayacak afet riski önlemlerini almayan, gözler önündeki her türlü çarpıklığı görüp de gerekeni yapmayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanları
İsteyenin ülkeye elini kolunu sallayarak giriş yaptığı, asayiş ve güvenlik bırakmayan sığınmacı sorununa yurttaşın tepkisini önemsemeyen, milyonlarca kaçağın güvenliğimizi yerle bir etmesine olanak tanıyan İç İşleri Bakanları
Yabancıya kolayca vatandaşlık yolunu açan, Türkiye’de “çalışma izni almaksızın” çalışma ve ikamet hakkı veren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanları
Pandemide piyasanın üstünde bir fiyatla kendi bakanlığına dezenfektan satabilen Ticaret Bakanı
Ona yatırım desteği vermiş Sanayi ve Teknoloji Bakanları
Bilimle, denetimle önlenebilecekken meydana gelen Çorlu tren faciasında sorumluluk üstlenmeyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı
Kendi evini Kızılay’a bağışlayan Cumhuriyet Bakanı Refik Saydam’dan nerelere düştüğümüzün resmi olan, çadır satan Kızılay Başkanı
Bu çağda dört başı mağrur konteynırlar yerine insanları çadır kentlere mahkum eden, yönetemeyen ama hala yönetim ısrarında bulunan doyumsuz iktidar aparatları
Beynini kiraya vermiş, onurunu terk etmiş, bir koltuk uğruna önceden dediğini kolayca yutmuş, bu yoz idareye el ve güç veren namussuz siyasetçiler
İlkokul mezunu, ne “first” ne de “leydi” olan ama Tıp Kongresi’nde konuşabilen, çantasını başkasına taşıtan Emine Erdoğan
Mahalle kahvesinde pişpirik atarken konuşur gibi konuşan ve kendine “gazeteci” diyen cahiller ve hainler
Durumun tomografisini çeken gazeteciler, akademisyenler, yurttaşlar bir bir susturulmaya çalışırken “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyen omurgasızlar
Baskı ve zorbalıkla beslenenler, sizler daha nereye kadar gidebilirsiniz?!
Tarih sizlerden çok gördü. Hepsinin de sonu aynı oldu BOP sürüleri!
Sizden korkan sizin gibi olsun.
Susmayacağız, korkmayacağız! Bu devir de benzerleri gibi geçecek.”
Mahkeme Ör hakkında 24 Şubat’ta tahliye kararı vermişti.