PKK’nin 12. Kongresi’ne gönderdiği perspektif metninde Abdullah Öcalan, cinsiyet meselesini “doğanın diyalektiği” başlığı altında ele aldı. Öcalan PKK Kongresi’nde okunan mesajında, cinsiyet farklarının karşıtlık düzeyine indirgenmesini eleştirerek bu karşıtlıkların toplumsal çatışmalara zemin hazırladığını belirtti. Öcalan’ın mesajına Mehmet Tatlı ulaştı.
PKK Kongresi’ne gönderdiği metinde Abdullah Öcalan, eril ve dişil ayrımının doğada yaklaşık 300 milyon yıl önce ortaya çıktığını hatırlattı. “Evrendeki gelişmeye aykırı bir şey değil. Onun bir uzantısı olarak bir dönem artık yavaş yavaş tek varlıkta ikilem yerine ayrı varlıklarda bir birleşme” diyen PKK lideri canlı türlerinde görülen bu ayrımın dönüşebilir bir özellik taşıdığını ifade etti. Öcalan “Bazı hayvanlar ısıyla bağlantılı olarak hem dişi oluyor hem de eril. Dolayısıyla bu katı bir şey değil, dönüşebilir, diyalektik bir gerçekliktir” dedi.
“Doğa bu çeşitliliğe açık”
Öcalan mesajında, hem eril hem de dişil özellikler taşıyan kişilerin varlığını konu aldı. Hermafroditlerden bahseden Öcalan, bazı kişilerin ameliyat yoluyla eril ya da dişil yönlerini öne çıkarabildiğini ifade etti. “Bu ameliyatlar yaygın olarak gerçekleşiyor” diyen Öcalan, doğanın bu çeşitliliğe açık olduğunu vurguladı.
Bu farklılaşmanın bir çatışma değil, yaşamın devamlılığı açısından doğal bir olgu olduğunu belirten Öcalan, “Eril dişil ayrımı mucizevi bir şey değil, doğanın diyalektiği gereği bir şey. Bir üstünlük arz etmiyor” ifadesini kullandı. Ne eril ne de dişil kimliğin kutsallık taşıdığını belirtti.
“Geleneksel ahlak bu kişileri mahkum ediyor”
Öcalan, toplumda yerleşik genel ahlak anlayışının bu çeşitlilik karşısındaki tutumunu da sorguladı. Hem eril hem dişil özelliklere sahip bireylerin geleneksel ahlak tarafından mahkûm edildiğini belirtti. Bu yaklaşımı bir sorun olarak niteleyen Öcalan, “Geleneksel ahlak bu kişileri mahkûm ediyor. Ama bana göre bu bir sorundur” dedi. Aynı bağlamda, doğanın ikiye ayırdığı cinsiyetlerin farklılık olarak kabul edilmesi gerektiğini savundu:
“O farklılığın anlamı var. Dişilin de anlamı var, erilin de.”
Öcalan, cinsiyet farklarının karşıtlık düzeyine indirgenmesini sorunsallaştırdı. Bu karşıtlıkların toplumsal çatışmalara zemin hazırladığını belirttiği bölümde, “Toplumda da bu vücut bulmuştur, mühim olan bunları karşıt hâle getirmemektir. Karşıt hâle getirme işte sorunun başlangıcı oluyor” dedi.
Metnin ilgili bölümünde, toplumsal yapıda donmuş cinsiyet tanımlarının çeşitli gerilimlere neden olduğu vurgulandı. Öcalan, “Operasyonlarla erkeklik yönü öne çıkabilir, kadınlık tercihi öne çıkabilir, ikisi de değerlidir diyelim” ifadesini kullanarak, cinsiyetin toplumsal yansımalarının katı şemalara indirgenemeyeceğini dile getirdi.
Öcalan’ın PKK’ye sunduğu perspektifin ilgili bölümü şöyle:
“… Evrendeki gelişmeye aykırı bir şey değil. Onun bir uzantısı olarak bir dönem artık yavaş yavaş tek varlıkta ikilem yerine ayrı varlıklarda bir birleşme. Eril varlık türüyor, dişil varlık türüyor ve biri ikiye bölüyor ve ikiden tekrar bir birlik…. Giderek derinleşmiş bir eril derinleşmiş bir dişil varlık gelişiyor.
Bu aşağı yukarı üç yüz milyon yıl öncedir. Hem bitkilerde böyle gelişmeler oluyor hem de hayvanlar aleminde. Bazı hayvanlar ısıyla bağlantılı olarak hem dişi oluyor hem de eril. Dolayısıyla bu katı bir şey değil, dönüşebilir, diyalektik bir gerçekliktir. LGBT biliyorsunuz büyük bir tartışma konusu. Hem eril hem dişil özelliklere (hermafrodit) sahip böyle çok sayıda kişi var. Hatta ameliyatla kendini ya erkek yapıyor ya dişi. Böyle ameliyatlar yaygın olarak gerçekleşiyor. Bunda dikkat çeken nokta dişi eril arası aşılmaz bir uçurum olmamasıdır. Tabi ki bunun felsefi sosyolojik yanı çok farklı. Bunun ahlaki boyutu var, topluma yansımış hali var. Bunlar diyalektik düşünce ile aşılabilir.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Burada kadının rolüne girmek istemiyorum. Eril dişil ayrımı mucizevi bir şey değil, doğanın diyalektiği gereği bir şey. Bir üstünlük arz etmiyor. Dişil olmak bir üstünlük değil veya eril olmak kutsallık değil. Bunlar özel bir sonuç çıkarılacak bir olay değil. Doğanın diyalektiği gereği bunlar olacak, oluyor. Nitekim biz buna farklılaşma dedik farklılaşma olmazsa yaşam olmaz. Yaşamın anlamı farklılaşmayla bağlantılı. İşte tek bir kişi hem nasıl dişil hem eril olacak? Yaşayamadıkları günümüzde belli. Hermafrodit adam hem eril hem dişil nasıl oluyor? Geleneksel ahlak bu kişileri mahkum ediyor. Ama bana göre bu bir sorundur. Operasyonlarla erkeklik yönü öne çıkabilir, kadınlık tercihi öne çıkabilir, ikisi de değerlidir diyelim. Doğa seni ikiye ayırsa bu ikiye ayrılmayı bir özgürlük imkanı, bir farklılık olarak göreceksin o farklılığın anlamı var. Dişilin de anlamı var erilin de. Toplumda da bu vücut bulmuştur, mühim olan bunları karşıt hala getirmemektir. Karşıt hale getirme işte sorunun başlangıcı oluyor.”
