İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik sözleri nedeniyle yargılanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında siyasi yasak isteniyor.
Tutuklanan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik söylediği sözler nedeniyle yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün yapılacak.
Duruşma, Silivri’deki Marmara Ceza Yerleşkesi 2 No’lu duruşma salonunda yapılacak.
- İmamoğlu hakkında bugüne kadar açılan davalar ve soruşturmalar neler?
- İmamoğlu, Silivri’de hâkim karşısında: “Beni terörle aynı yere koyanların alnını karışlarım”
Habertürk’ten Ceylan Sever’in haberine göre geçtiğimiz hafta cuma günü esas hakkındaki mütalaanın dosyaya girdiği ortaya çıktı.
Duruşma savcısı mütalaasında iddianameyi tekrar ettiğini belirterek, İmamoğlu hakkında söz konusu davanın açılmasına neden olan, 20 Ocak 2025’te CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı olan Cem Aydın’ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen başka bir soruşturma kapsamında hakkında “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret” ve “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlarından adli işlem yürütülmesine yönelik katıldığı bir panelde yaptığı konuşmanın dökümüne yer verdi.
Siyasi yasak talep edildi
Savcı, İmamoğlu’nun İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik sözleri nedeniyle söz konusu suçları işlediği kanaatine vararak, İmamoğlu hakkında “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret”, “tehdit” ve “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlarından 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapis cezası talep etti.
Ayrıca kamuoyunda “siyasi yasak” olarak bilinen TCK 53. maddesinin uygulanması da istendi.
İmamoğlu ifadesinde ne demişti?
Ekrem İmamoğlu, 20 Ocak 2025’te Modern Hukuk ve Yargının Siyasallaşması Paneli’nde konuştu. CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın’ın gözaltına alınmasına tepki gösteren İmamoğlu, Akın Gürlek’e şöyle seslendi:
“Cem Aydın’ı ifade için çağırıyorsun. Evine baskın yapıyorsun. Senin amacın milletin gözünü korkutmak. Başsavcı sana söylüyorum. Senin evlatlarını bile bu muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız. Söküp atacağız ki senin evlatlarının kapısına kimse dayanmasın.”
İmamoğlu’nun bu sözleri soruşturmaya konu oldu. Savcılık, “tehdit ve terörle mücadelede görev alan kişileri hedef göstermek” suçlamalarıyla soruşturma başlattı.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Gürlek’in “mağdur” sıfatıyla yer aldığı iddianamede İmamoğlu’nun 7 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması, kamu görevinden men edilmesi, seçme ve seçilme ehliyetinden yoksun bırakılması talep edildi.
İddianamede, halen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı görevini yürüten Gürlek’in, geçmişte terör davalarına bakan ağır ceza mahkemelerinde başkanlık, sulh ceza hakimliği ve Adalet Bakan Yardımcılığı görevlerinde bulunduğu belirtildi. Bu görevleri sırasında, başta DHKP/C olmak üzere çeşitli terör örgütlerince hedef alındığı vurgulandı.
İddianamede, İmamoğlu’nun konuşmasının Gürlek’i hedef gösterdiği ve “terörle mücadelede yer almış kişileri hedef gösterme” suçunu oluşturduğu ifade edildi. Ayrıca, İmamoğlu’nun kullandığı ifadelerin kamu görevlisi Gürlek’i küçük düşürücü nitelikte olduğu ve düşünceyi açıklama sınırlarını aştığı belirtildi.
27 Ocak’taki basın toplantısında İmamoğlu’nun, mahkemelerde görevli bir bilirkişiyi hedef göstererek “yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs etmek” suçunu işlediğine ilişkin soruşturmanın devam ettiği kaydedildi.
İmamoğlu’ndan tepki
İmamoğlu, X hesabından yaptığı açıklamada, şöyle dedi:
Başsavcı incindi diye hakkımda hazırlanan iddianameyi, ifademi alan savcı bey yerine incinen başsavcının yardımcısı yazmış. Daha mahkemeye ve avukatlarıma gönderilmeden iktidar medyasına dağıtılan evrak paniklerinin resmidir.
Bu davaları ‘yakından’ takip eden, içeriklerini bilen Cumhurbaşkanı Erdoğan, belli ki seçimde milletin önüne mertçe çıkmak yerine, masabaşı oyunlarıyla ayakta kalacağını sanıyor. Milletimiz demokrasiye ve kendi seçme hakkına zerre itibar etmeyene artık itibar etmemektir. Bunu da heybenize yazın.”