Bazen kafa dağıtmak için oyun oynamak istediğimizde uzun soluklu değil de kısa sürecek hatta birkaç saat içinde bitirmek isteyeceğimiz türden oyunları arıyoruz. Farklı platformlarda oynanabilecek onlarca deneyimlediğim oyunu sizler için listeledim. Aynı oyunlar hem PC’de hem PlayStation’da hem de Xbox’ta oynanabiliyor ancak bazı platformlara özgü oyunlar da bulunuyor. Aslında bu listede bunlardan da bahsedeceğim, elbette bu oyunların bazıları tek bir platformda değil, birkaçında mevcut olacak. İşte bir oturuşta bitirilecek en iyi oyunlar…
Hangi cihazları kullanıyorum?
Steam’deki oyunlarımı, Steam Deck ile oynuyorum, Mac’te oynadığım oyunları Steam ya da Epic Games üzerinden M2 işlemcili MacBook Air ile oynuyorum. Xbox tarafında Series X ile ve Nintendo tarafında ise yeni çıkan Switch 2 ile oyunları oynuyorum.
Burada teknik ayrıntılara girmeyeceğim ancak saydığım cihazlar yeni oldukları için zaten epeyce eski ve yeni oyunlar zaten destekliyor. Oynamak sorun olmuyor, eğer oyunda teknik bir sorun yoksa takılma hiçbirinde yaşamadım, MacBook’ta bile. MacBook Air tahmin edebileceğinizden fazla oyunu iyi bir şekilde oynatıyor.
O zaman başlayalım… İşte bir oturuşta bitirilecek en iyi oyunlar…
Thank Goodness You’re Here! (Steam)
Thank Goodness You’re Here hiçbir oyuna benzemiyor. Genel anlamda detaylı ve çok derin bir hikâyesi bulunmayan Thank Goodness You’re Here, iyi zaman geçireceğiniz bir oyun olarak tasarlanmış.
İlginç ve kendine has bir dünyası bulunan bu oyun, kontrolcü ile de iki tuş kullanarak oynanıyor. Ödül sezonunda ödülleri toplayan bu eğlenceli oyun hepi topu 3 saatin biraz üzerinde sürüyor. Oyunu inciğe cıncığa girmediğiniz noktada çok daha kısa sürede bitirebilirsiniz.
Eğer Windows PC’niz yoksa oyunun Mac desteği de bulunuyor ve ben MacBook Air ile gayet sorunsuz oynadım. Şu anda Steam’de 9,99 dolardan satılan oyunla ilgili yapılan son incelemeler “çok olumlu” olarak görülüyor. Oyunda keşfedilecek çok anlatı var oyunun tadını kaçırmamak adına ayrıntılara girmiyorum.
Sally Face (Steam)
Sally Face’in ilk oyunu 2016 yılında çıkmasına rağmen daha sonra tutunca devam oyunları da çıktı. Oyun, Sally Face adı verilen ana karakterimizin yaşadıkları, ana hikâyesi ve etrafındaki kişilerle olan ilişkilerini aktarıyor. Oyunda mavi saçlı ve maske takan karakterimizin çocukluk ve gençlik dönemlerine şahitlik ediyoruz.
Portable Moose imzalı olan oyun, psikolojik korku türündeki oyunları seviyorsanız size hitap edebilir. Bir de oyun bölümler şeklinde ilerliyor, eğer sadece birinci bölümü aldıysanız eksik kalabilir, paket şeklinde almak ise burada mantıklı oluyor. Ana karakterimiz ilk bölümde taşındıkları apartmanda onlar gelmeden önce işlenen bir cinayeti çözmeye girişiyor. Oyunun sadece ilk bölümü 1,99 dolar, eğer paket satın almak isterseniz 8,58 dolar ödemeniz gerekiyor.
Saihate Station (Steam)
Oyunla ilgili hem olumlu hem de olumsuz görüşlerim olsa da psiklojik korku türünde yer alan Saihate Station ücretsiz olarak oynanabiliyor. Oyun karanlık dünyanın içinde sunuluyor. Görsel roman türünde yer alıyor. Görsel roman türünü seviyorsanız oyun ilginizi çekebilir. Farklı sonları olan oyunu ben yaklaşık 6 saatte bitirdim ama bu süre çok daha kısalabilir.
Oyun, ana karakterimiz Haru Akinashi’nin kendisini yorgun bir iş gününün sonunda metroda bulmasıyla başlıyor. Uyuyakalan Akinashi, kendine geldiğinde metronun tamamen boş olduğunu görüyor ve keşfe çıkıyor. Buradan sonra işlerin ilginçleşmeye başladığını görüyoruz. Eğer anlattığım kadarıyla oyun ilginizi çektiyse bakmanızda yarar var. Oyunun yer yer sıkan bir oynanışı olsa da hikâye tarafı akıyor.
Centum (Steam)
Ana hikayesi 4 saat kadar süren oyunun, farklı sonları bulunuyor. Burada verilen farklı cevaplarla oyun 5 buçuk saatin üzerine çıkabiliyor.
Centum’un öncesinde demosunu oynamıştım, oyunu beğendikten sonra tam sürümü çıkınca satın aldım ve kısa sürede bitirdim. M2 işlemcili MacBook Air’da sorunsuz oynadığım oyun, Windows, PlayStation 5, Switch ve Xbox tarafı için de sunulduğunu belirtmem gerekiyor. Oyun temelde korku oyunu ancak hikaye anlatımı oldukça özgün.
Tutsak olduğunuz odadan kaçmanız gerekiyor ancak amaç tam olarak bu değil ve verdiğiniz kararlar oyunun işleyişini değiştiriyor. Karanlık bir anlatısı ve çizimleri olan oyun, 11 Mart 2025 tarihinde Steam’e geldi. Oyundan aslında beklentim ürpertici bir deneyimdi ancak bunun dışında tutarlı bir hikâyenin olması oldukça sevindirdi.
Planet of Lana (Steam)
Kısa bir süre önce Planet of Lana 2 tanıtılınca ilk oyununu merak ettim ve Steam’den satın aldım. Oyun tek kelimeyle göründüğü kadar güzel diyebilirim. Ana hikaye oynanışa göre 4-5 saat sürüyor ancak oyunu tamamen bitirmek isterseniz 6 saat kadar harcamanız gerekiyor.
Oyun bulmaca çözme mekaniklerini kendine has anlatımla ve çizimle anlatıyor. Temelde, uzaylı robotlar tarafından kaçırılan kız kardeşimizi bulmaya çalışıyoruz ancak burada bulmaca dinamiği işin içine giriyor ve kendi dünyasına sizi sokuyor. Öte yandan bu bulmacalardan çok büyük bir karmaşıklık ya da zorluk beklemeyin, basit ve dinlendirici bir deneyim isteyenler için oldukça tatmin edici diyebilirim.
Epic Games
İlginç bir şekilde Steam ile en büyük rekabet içinde olan platformlardan biri olan Epic Games’te Mac ile uyumlu çok az iyi oyun bulunuyor. Bu beni bir tık üzse de Epic Games’in her hafta ücretsiz olarak verdiği oyunlar kütüphanenizi zenginleştirmenizi sağlıyor. Bu oyunlara ek olarak, Fortnite gibi Epic Games’e özel oyunlar da platformu bazı oyunseverlere göre çekici kılıyor. Tabii Fortnite’ı Nintendo Switch başta olmak üzere PlayStation 5, Nvidia GeForce Now, Xbox Cloud Gaming ile Xbox Series X/S üzerinden de oynanabiliyor o ayrı bir konu.
Misal, Windows PC’niz varsa Epic Games şart, bir diğer yandan Mac cihazlarda oyunu oynayamıyorsunuz. Bu olayın mazisi epey derin o da ayrı bir araştırma konusu olsun. Platformda özellikle Fortnite için inanılmaz bir yatırım var ve karakterler, kıyafetler ve özel konserler düzenleniyor direkt oyunun içinde, eğer halen oynamadıysanız Fortnite elbette ilk tercihiniz olabilir. Hem de ücretsiz oynanabiliyor.
Öte yandan 19 Haziran’a kadar ücretsiz olarak kütüphaneye eklenebilen Two Point Hospital oyunu var. Oyun, normalde platformda 999 TL’ye satılıyor. Tıp yönetim simülasyonu olan Two Point Hospital’dahastane tasarlayabileceğiniz gibi aynı zamanda tuhaf hastalıkları tedavi etmeniz ve normal hayatta da olabileceği gibi personeli yönetmelisiniz. Yani eğer bu tarz oyunlar ilginizi çekiyorsa oyunu kütüphanenize ekleyebilirsiniz.
Gears of War ve Journey
Epic Games’in belki de en çok sevilen ve bilinen oyunlarından biri de Gears of War oluyor. Oyunu ben farklı platformlardan oynamıştım ve oyun 2010’lu yıllarda çıkmasına rağmen halen oynanabiliyor. Döneminde grafikleri ve oynanış dinamikleriyle oldukça ses getirmişti.
Journey ise adından da anlaşılacağı üzere size bir keşif sunuyor. Oyunun geliştirici tarafında That Game Company varken yayıncısı Annapurna Interactive. İlk olarak PlayStation 3 için 2012 yılında piyasaya sürülen sunulan oyun daha sonra Epic’e, Steam’e ve App Store’a da getirildi. 2019 yılında PC ve iOS için çıktı. Journey, huzurlu bir deneyim sunmasının yanı sıra tek oturuşta bitirilebilen yapıya sahip.
Journey’de uçsuz bucaksız bir çölde uzaktaki bir dağa seyahat eden ana karakterimizi kontrol ediyoruz. Adeta Paulo Coelho tarafından yazılan Simyacı’dan esinlenmiş bir ‘çöl dünyasını’ sunan oyun, Dune gibi evrenleri sevenleri de oldukça etkilebilir. Oyunun bir diğer önemli tarafıysa müzik. Özel olarak bestelenen oyun müzikleri, oyuncunun eylerimlerine dinamik olacak şekilde yanıt veriyor ve oyunla duygusal bağ kurmayı sağlıyor.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Nintendo
Nintendo Switch 2’yle neredeyse 10 gün geçirdim ve bundan bahsettiğim ayrı bir yazı hazırlıyorum ancak kısaca Nintendo Store’dan alınabilecek oyunlardan bahsetmek istiyorum.
Steam Deck’e kıyasla elbette çok daha az seçenek bulunuyor. Deck’ten neredeyse Steam’deki hesabınızda bulunan her oyunu oynayabiliyorsunuz, çoğu oyun el konsolunda da destekleniyor, bu cepte. Nintendo Switch tarafında özellikle böyle bir durum söz konusu değil. Eğer belirli bir abonelik ücreti verirseniz, Nintendo’nun 80’ler ve 90’lardaki retro oyunlarına erişim hakkı kazanıyorsunuz.
Bir diğer yandan oyunlar da Xbox ve PlayStation kadar pahalı hale gelebiliyor hatta epeyce oyun Nintendo eShop’ta oldukça pahalı satılıyor. Bu sebeple Nintendo konsol oyuncularının mantıklı alışverişler yapması gerekiyor. Eğer birden fazla platformda cihazınız varsa, Steam’de daha uygun olan oyunu, eğer o platforma uygun bir cihazınız varsa oradan satın almalısınız, ben en azından öyle yapıyorum ve öyle keyfi de ayrı çıkıyor.
The Legend of Zelda (Nintendo)
Nintendo tarafına gelecek olursam, burada elbette herkes Zelda ve Mario’yu söyler, bunlar akla gelen ilk orijinal oyunlar oluyor. Farkındayım, bunları ben de diğer platformlardan oynayamadığım için Mario Kart’ın yeni oyunu Mario Kart World’ü cihazı sipariş verirken The Legend of Zelda: Breath of the Wild’ı ise sonradan kutulu oyun olarak satın aldım. Ancak bunların yanında indirim dönemleri olabildiği gibi bir de eski oyunların yeniden tasarlanarak, yeni cihazlara uyumlu hale getirilmiş versiyonları yer alıyor ki bunlar daha uygun fiyata geliyor.
The Legend of Zelda: Breath of the Wild’ın Switch 2 için özel bir versiyonu çıktı onu oynama fırsatım oldu ve oynanış dinamikleri, grafikler ve genel anlamda kontroller oldukça iyileştirilmiş olarak sunuluyor. Şahsen çok Zelda fanı olmadığım için benim favorim değil ama yeni cihazla çok daha akışkan bir oyun deneyimi kazanmış olduğunu söyleyebilirim. Elbette oyun kısa sürede bitmiyor ancak araya sıkıştırmak istedim, ana oyun 50 saat kadar, yan hikayeler dahil olduğunda 100 saat üzeri ve eğer oyunu tamamen bitirmek için çabalarsanız 200 ile 700 saat üstü bir oynama gerekiyor.
Little Nightmares serisi (Nintendo)
Nintendo’da oynanabilecek ve tatmin verecek oyunlar arasında Little Nightmares serisini sayabilirim. Oyun yayınlandığında çok sevilmişti, sadece Nintendo’da değil, farklı platformlarda da oynanabilen oyun ana hikâyeyi oynadığınızda 3 buçuk saat sürüyor. Oyunu ekstralarla ancak 9 saate çıkartabiliyorsunuz. Sevimli görünen ancak bir yandan adından da anlaşılacağı üzere kabuslara odaklanan tarafları da bulunan bir bulmaca platformu olarak sunulan oyun, içinizdeki çocukla yeniden bağlantı kurmayı sağlıyor. Her odada tehdit ve çözülmesi gereken bulmacalar var.
Çıktığı dönemde oynadığım Annapurna Interactive oyunu Sayonara Wild Hearts, Nintendo Switch’te oynanabilecek kısa soluklu oyunlardan bir diğeri. Oyunla yıllar önce Apple Arcade ile oynayarak tanıştım ve kendine has bir grafiğe sahip olduğunu söyleyebilirim. 2019’da Yılın Apple Arcade Oyunu seçilen Sayonara Wild Hearts kaliteli bir altyapı üzerine kurulu güçlü bir oyun. Küçük bir klip ile başlayan oyun mor renklerinin ağırlıklı olduğu oyun kart oyunuyla, aksiyonu birleştiriyor. Oyuna adını da veren baş karakterimizin mistik bir dünyada kendini arama tecrübesini deneyimliyoruz. Tarot kartları, oyun seviyeleri ve her geçtiğiniz bölümde kazandığınız beceriler oyunda ilerlemek için can atmanıza neden oluyor.
Nintendo klasikleri
Klasiklerden gidecek olursam Teenage Mutant Ninja Turtles: Turtles in Time’ı da saymam gerekiyor. Oyun, klasik ve retro grafiklere sahip çünkü 1991 yılında ilk kez çıkış yaptı. Bu gibi oyunları Nintendo’nun özel aboneliğiyle beraber oynamak mümkün oluyor. Nintendo 64 tarafında Dr. Mario 64, Zelda’nın farklı versiyonları, Pokemon’un Puzzle oyunları, James Bond oyunu GoldenEye 007 gibi önerebileceğim oyunlar var. GoldenEye 007 yine çok uzun bir oynanış sunuyor ancak yine de fikir sunması açısından yer vermek istedim.
Super Nintendo tarafında ise Rival Turf! gibi beat ’em up türündeki oyunlar da var. Bu da yine retro oyunları sevenler için oldukça iyi bir seçenek oluyor. Ana hikaye ise yaklaşık 1 buçuk saatte tamamlanıyor.
80’lerden ve 90’lardan biraz uzaklaşalım ve yakın zaman önce oynamaya başladığım ve bitirmeme az kalan Dementium: The Ward’dan bahsedeyim. Oyun tekrar oynanabilir yapıya sahip olsa da tamamen bitirmek 4 ila 5 saat aralığında sürüyor. 2007 yılında çıkan oyunda ana karakter hafızasını kaybetmiş bir şekilde bir hastanede uyanıyor. Burada ilk etapta el fenerimiz var daha sonra silahlar toplayabiliyoruz. Outlast ve diğer el feneriyla ortalığı araştırdığınız ve kaçtığınız oyunlar gibi fenerin pili bitmiyor, bu bence çok iyi bir detay çünkü pil bulamadığınız için ışıksız kaldığınız bir durumla karşılaşmıyorsunuz. Hastanenin üst katından alt katlarına inmeye çalışıyoruz ve buradaki yaratıklarla kapışıyoruz, elbette hikâye tarafında akan bir gizem var ancak bundan bahsetmeyeceğim. Oyunun eski olduğunu bilerek oynamanızı öneririm. Özellikle Nintendo kontrolcüleriyle nişan almak zor olsa da alıştıktan sonra silah kullanmak da kolay bir hale geliyor.
Eğer ilginizi çekiyorsa Paper Bride serisi de Nintendo’da oynanabilen oyunlar arasında yer alıyor ve oldukça iyi bir oynanış sunuyor.
Xbox
Yukarıdaki paragraflarda da söylediğim gibi Xbox Series X’im var ve Game Pass ile yüzlerce oyunu oynayabiliyorum. Buna ek olarak satın aldığım oyunlar da var. Her ne kadar korku ve hayatta kalma oyunlarını sevsem de kısa sürede oynayıp bitirmek istediğimde elim daha huzurlu oyunlara gidebiliyor. Bunlardan biri de Little Kitty, Big City oluyor. Oyun yaklaşık 3 saatlik bir oynanma sunuyor ve Stray gibi oyunları seviyorsanız size de hitap edecek tatlı bir oynanış sunuyor. Geçen yılın mayıs ayında çıkan oyunda kontrol ettiğiniz kedi evine dönmeye çalışıyor ve o sırada şehrin kalabağında yaşadığı maceralara tanık oluyorsunuz.
Cocoon (Xbox)
Cocoon ise Geometric Interactive tarafından her platforma çıkan bir oyun. 2023’te çıkan oyun görsel dizaynı ile ön plana çıkıyor. Bulmaca çözme dinamiği ve bir oturuşta bitirilebilecek kadar sürükleyici bir oynanışa sahip. Game Pass’te oynanabiliyor.
Birden fazla kişi oynamak içinse Overcooked! 2 oldukça keyifli bir seçenek olabilir. Oyun pişirme becerilerini kullanmayı gerektiriyor. Her seviyede artan bir zorluk olmasına rağmen öğrenmesi oldukça kolay. Oyunun bir bitirme süresi yok ama birkaç saat oynamak isterseniz oldukça keyifli vakit geçirirsiniz.
Teenage Mutant Ninja Turtles: Shredder’s Revenge ise iki ya da tek kişi oynayabildiğiniz bir beat ‘em up oyunu. Oyunu bitirmek 3 saat sürüyor ama her aşamasını tamamlamak isterseniz 19 saate kadar çıkıyor.
Inferno (Xbox)
Eğer ilhamını kitaplardan ya da antik dönem hikâyelerinden alan anlatılardan hoşlanıyorsanız yaklaşık 8 saat süren Dante’s Inferno’ya bakmanızda fayda var. Oyunda Haçlı Seferleri’nde savaşan bir şövalye olan Dante’yi kontrol ediyoruz ve kitabı okuduysanız burada Dante, sevdiği kadın Beatrice’in ruhunun cehenneme götürüldüğünü görür ve onu kurtarmak için cehennemden geçmeye karar verir. Virgil adındaki rehberin eşliğinde cehennemin 9 farklı katmanında seyahate çıkan Dante oradan geçerken yaşadıklarını da bizlere aktarıyor. Oyunda da hem fiziksel hem de ruhsal bir arınma sürecine yer veriliyor. Hack & Slash tarzı dövüş sistemine sahip olan oyun devasa canavarlar ve grotest düşmanlara ev sahipliği de yapıyor. Cehennem tasviri yapılan bir oyun olduğu için benim de oldukça ilgimi çekmişti. Kitabı okuyanlar için de oldukça doyurucu bir deneyim sunacağına inanıyorum.
Kendine has anlatımı olan oyunlardan biri de Tunic oluyor. Tunic’te hem görsel olarak hem de oyun dili açısından sunulan bir özgünlük var. Bir adada uyanan tilkiyi yönetiyoruz ve amaç adayı keşfetmenin yanı sıra düşmanlarla savaşmak ve gizemli sırları açığa çıkartmak. Alternatif sonları olan oyun 10 saatlik bir oynanış sunsa da eğer keşif ve çözüm odaklı bir oynanış istiyorsanız 40 saatin üzerinde oynanabilir.
Bu listeye eklemek isteyip de biraz daha uzun kaçan oyunları dahil edemedim. Yine de kısa sürede bitirilecek ve benim kaçırdığım yüzlerce iyi oyun da vardır. Eğer bana önermek isterseniz, yorumlarda buluşalım.