Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın tutuklanmasının ardından meslektaşlarının Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nden İstiklal Caddesi’ndeki İstanbul Barosu’na yürüyüşünü polis engelledi. Baro önünde konuşan Erinç Sağkan, “Bu sistem tecavüzcüden, tacizciden, uyuşturucu müptelasından, çetelerden korkmuyor ama bu avukatlardan çok korkuyor” dedi.
Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın tutuklanmasını meslektaşları protesto etti. Öğle saatlerinde Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde bir araya gelen avukatlar, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ile İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun da katılımıyla İstiklal Caddesi üzerinde bulunan İstanbul Barosu’na yürümek istedi. Adliyede yapılan açıklamanın ardından yürüyüşe geçmek isteyen avukatlar abluka altına alındı.
Polisin barikat kurduğu adliyenin C kapısı önündeki avukatlar, bir süre sonra adliye binasının içerisine girerek eylemlerini sürdürdü. Aradan birkaç saat geçmesinin ardından Sağkan, Kaboğlu ve bir grup avukat, yürüyüş için harekete geçtiği sırada, adliyenin hemen yakınındaki bir yol üzerinde polis tarafından yine durduruldu. Engelleme üzerine Sağkan aracıyla baro binasına geçerken Kaboğlu ise engellemelere karşın bir grup avukatla yürüyerek baroya ulaştı.
Baronun önü de ablukaya alındı
Polis ve çevik kuvvet ekipleri, cadde üzerinde bekleyen avukatları da kalkanlarla ablukaya aldı. Bir süre yurttaşların da İstiklal Caddesi’ni kullanması engellendi. Bu sırada Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, “Kanunsuz iş yapıyorsunuz. Bunun hesabı sorulmaz sanmayın. Burada insanlar sizin de savunma hakkınıza sahip çıkıyor. Kanunsuz emre uymamanız meşrudur. Yapmayın bunu…” diyerek polislere tepki gösterdi.
“Polis devletinin provası yapılmıştır”
Açıklamasına, baronun etrafını ablukaya alan polislere işaret ederek başlayan Sağkan, şunları söyledi:
“Bugün İstiklal Caddesi’nde yaşanan şu tabloyu lütfen tüm Türkiye’ye dönüp bir gösterin. Tablo bu. 2025 yılında görüntü bu. Ben 10 senedir İstanbul’u özellikle İstiklal Caddesi’nde gece saatlerinde tek başına dolaşamam. 10 senedir ne eşimi ne çocuğumu bu sokaktan, korkumdan geçiremiyorum. Ama anlıyoruz ki bu sistem tecavüzcüden, tacizciden, uyuşturucu müptelasından, çetelerden korkmuyor ama bu avukatlardan çok korkuyor.”
“Polis devleti de tam budur”
Çağlayan’da yaşadıklarını aktaran Sağkan, “Bireysel olarak yürümemize dahi müdahale edilmeye çalışıldı. Bireysel yürüyüşten bahsediyorum. Ne slogan var ne toplu bir yürüyüş, hiçbir şey yok. ‘Bu ülkedeki herhangi bir yurttaşın bir yerden bir başka yere gitmesine polis karar verecek’ denildi. Bugün geldiğimiz nokta, sokakta yürümenize bile polisin müsaade edip etmeyeceği noktasıdır. İşte polis devleti de tam budur. Buna müsaade etmeyeceğiz, buna müsaade edemeyiz” dedi.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“Ulaştığımız yer uçurumun dibidir”
Erinç Sağkan şöyle devam etti:
“Bunun adı polis devleti değil de nedir? Burada hukuk devletinden bahsedilebilir mi? Hukukun üstünlüğünden bahsedilebilir mi? Burada hak ve özgürlükleriniz ihlal edildiğinde sırtınızı dayayacağınız bir yargı sisteminden bahsedilebilir mi? Hiçbirisinden bahsedilemez. Türkiye çok büyük bir tehdit altındadır. Buradan Türkiye’de demokrasiye inanan, anayasanın ikinci maddesine inanan, anayasalı devlete değil, anayasal devlete ve anayasal demokrasiye inanan bütün unsurlara seslenmek istiyorum. Gördüğümüz tablo çok vahimdir. Ulaştığımız yer çok vahimdir. Uçurumun dibidir. Birlikte mücadele edip buradan çıkmazsak Türkiye’nin gittiği yer tam bir polis devletidir. Barolar olarak, bu ülkedeki 201 bin avukat olarak anayasayı, hakları, özgürlükleri savunmaya korkmadan, yılmadan, cesaretle devam edeceğiz. Buradan bütün barolarımız, tüm meslektaşlarımız adına kamuoyuna bu sözü veriyorum.”
(ANKA)