Dünya Alem video serisinin bu haftaki bölümünde, Türkiye’nin iç politik gündemi masaya yatırıldı. Çözüm süreci, CHP’ye yönelik baskılar ve belediye başkanlarına açılan davalar gibi konuların tartışıldığı programda, İslam Özkan’ın konukları CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar ve avukat Şöhret Can Kolsuz. CHP’den önemli vurgu başlıklı videoda, CHP’nin çözüm sürecine yaklaşımı, yargıdaki sorunlar ve Türkiye’deki siyasi kutuplaşma detaylı bir şekilde ele alındı.
Çözüm sürecinde CHP’nin duruşu
Videoda, Özkan CHP’nin çözüm süreci veya barış süreci olarak adlandırılan sürece yaklaşımını konuklarına sordu. Gülşah Deniz Atalar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bu konuda net bir çizgi izlediğini vurguladı:
“Genel Başkanımız, Türkiye’nin kalıcı bir barışa, eşit yurttaşlığa ve güçlü bir demokrasiye ihtiyacı olduğunu her zaman söylüyor. CHP olarak, çözümün kapalı kapılar ardında değil, Meclis denetiminde, yargı bağımsızlığı ve toplumda hakkaniyet duygusuyla şekillenmesi gerektiğini savunuyoruz.”
Atalar, 2025 Türkiye’sinde çözüm sürecinin yalnızca geçmişin değil, geleceğin de doğru okunması gereken bir dönem olduğunu belirtti. CHP’nin, kalıcı barış için Meclis’te bir komisyon kurulması gerektiğini savunduğunu ve son olarak TBMM Başkanı Umar Kurtulmuş ile MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Özgür Özel’i ziyaret ettiğini ifade etti. Bu ziyaret sonrası CHP’nin pozisyonunu netleştireceğini söyledi.
Şöhret Can Kolsuz ise CHP’nin tarihsel pozisyonu ve Türkiye’nin birinci partisi olma sorumluluğu gereği sürece katkı sunması gerektiğini belirtti. Ancak, özellikle milliyetçi ve seküler tabanda geçmiş barış sürecinden kaynaklanan hayal kırıklıkları nedeniyle sürece önyargılı yaklaşımlar olduğunu ifade etti. Kolsuz, “CHP tabanında değil, genel olarak milliyetçi seküler kesimde bir güvensizlik var, ancak bu zamanla aşılabilir,” dedi.
Yargı baskıları ve CHP’ye yönelik operasyonlar
Videoda, CHP’li belediye başkanlarına yönelik davalar ve tutuklamalar da tartışıldı. Atalar, seçilmiş belediye başkanlarının delilsiz ve siyasi yönlendirmeli dosyalarla görevden alındığını belirterek, “Bu, milli iradeye müdahaledir. Demokrasi, hoşumuza gitmeyen seçimleri kriminalize etmek değil, hukuku işletmek ve sandığa saygı göstermektir” dedi. CHP’nin bu süreçte herhangi bir şarta bağlı olmadığını, ancak hukukun üstünlüğünün sağlanmasının temel öncelik olduğunu vurguladı.
Atalar, özellikle CHP’li belediye başkanlarına ve partiye yönelik yargı süreçlerini “yargı darbesi” olarak nitelendirerek, “CHP’ye başka bir tarife uygulanıyor. Örneğin, Murat Çalık’ın neyle suçlandığı bile belli değil. Sağlık sorunları olmasına rağmen, hastane raporları kabul edilmedi ve kemik iliği biyopsisi gibi acılı bir işlem tekrarlandı” dedi. Bu tür uygulamaların halkın vicdanında karşılık bulmadığını ve CHP’nin buna rağmen mücadelesini sürdüreceğini ekledi.
Kolsuz, bu baskıların CHP tabanında daha fazla kenetlenmeye yol açtığını ve Özgür Özel’in liderliğinde seçmenle güçlü bir duygusal bağ kurulduğunu belirtti.
Kolsuz, “Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş gibi isimler, farklı seçmen kitlelerine hitap ederek CHP’nin tabanını genişletiyor. Örneğin, pazarda bir başörtülü teyzemiz Ekrem İmamoğlu’na selam gönderiyor. Bu, CHP’nin yıllardır uzak kaldığı bir tablo,” dedi.
Bahçeli’nin açıklamaları ve sistem tartışmaları
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “biri Kürt, diğeri Alevi cumhurbaşkanı yardımcısı olabilir” açıklaması videoda değerlendirildi. Atalar, Özgür Özel’in bu konuda “102 yıl önce bu mesele netleşti” dediğini hatırlatarak, kimlik temelli tartışmaların ayrıştırıcı bir zemine çekeceğini söyledi.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Atalar, “Türk milliyetçiliği, hiçbir etnik veya mezhepsel kimliği dışlamaz. Eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşamayı sağlar. Yönetimde liyakat, demokrasiye bağlılık ve halkın iradesi esas olmalı” dedi.
Atalar, Bahçeli’nin açıklamalarının bir sistem değişikliği önerisinden ziyade gündem değiştirme çabası olabileceğini belirtti. CHP’nin mevcut anayasaya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmayan bir ortamda sistem değişikliği tartışmalarına sıcak bakmadığını ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve kutuplaşma
Özkan’ın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin otoriterleştiği ve krizlerle karşı karşıya olduğu yönündeki sorusuna Atalar, “Bu sistem, Türkiye’nin yapısına uygun değil. Denetimsizlik en büyük sorun. Örneğin, Eskişehir’de beş orman işçisi ve beş AFAD gönüllüsünün hayatını kaybetmesi, sistemin denetimsizliğinin bir sonucu” dedi. CHP’nin iktidarında bu sistemi değiştirme çalışmalarını hızlandıracağını vurguladı.
Kolsuz, CHP’nin son yerel seçimlerde %35 bandını aşarak birinci parti olduğunu hatırlattı ve Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş gibi figürlerin CHP’nin oy potansiyelini artırdığını söyledi. “Özgür Özel’in kutuplaşmayı aşma politikaları, farklı seçmen gruplarına ulaşmayı sağlıyor” dedi.
CHP’nin yükselişi ve gelecek planları
Atalar, CHP’nin 2023’teki kurultay sonrası yapısal bir dönüşüm sürecinde olduğunu ve gençlerin, kadınların ve farklı toplumsal kesimlerin parti yönetiminde daha fazla söz sahibi olduğunu belirtti. Atalar, “CHP değişirse Türkiye değişir. Yerel seçimlerde birinci parti olduk ve anketlerde %40’ı geçen sonuçlar alıyoruz. Üye sayımız 2 milyonu geçti ve sokakta sürekli halkla iç içeyiz” dedi.
Kolsuz, gençlik kollarının CHP’nin başarısında önemli bir rol oynadığını vurguladı. “Gençler, çağdaş ve cumhuriyetçi değerleri benimseyerek CHP’ye büyük bir teveccüh gösteriyor. Bu, toplumsal bir reflekstir” dedi.