Yıkıntılarla örtülü sokaklar, yok olmuş mahalleler, iskelet haline gelmiş binalar, görünmeyen yaşamlar… Guardian muhabiri Lorenzo Tondo, Ürdün’e ait askeri uçaktan Gazze’yi izledi. Dünyanın nüfus yoğunluğu en yüksek kentlerinden biri olan Gazze’ye gökyüzünden bakınca, artık bir şehir değil; taş ve mezarlardan oluşan sessiz bir çoraklık görüyorsunuz.
Bir zamanlar çocuk sesleriyle dolu sokaklar, kalabalık pazar yerleri, kalabalık evler… Şimdi ise yalnızca taş, toz, moloz ve mezarlar. Gazze, tarihin altından kazılıp çıkarılmış antik bir uygarlık gibi görünüyor. Ancak bu yıkım ne yüzyılların geçişine, ne de doğanın yıkıcılığına ait. Bu, hâlâ devam eden bir işgalin sonucu.
The Guardian muhabiri Lorenzo Tondo, geçtiğimiz hafta Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne ait bir yardım uçağına binerek Gazze semalarında gözlem yaptı. Uçak, açlık ve kuşatma altındaki Gazze Şeridi’ne üç tonluk insani yardım bırakmak için havalanmıştı. Bu görev, yalnızca yardım ulaştırmak değil, aynı zamanda uluslararası basına aylarca kapatılmış olan Gazze’ye gökyüzünden bir tanıklık sunma imkânı taşıyordu.
Hamas’ın Aksa Tufanı Operasyonu ile İsrail’e saldırdığı 7 Ekim’den bu yana İsrail, yabancı gazetecilerin Gazze’ye girişini tamamen yasakladı. Bu, modern savaş tarihinde eşi görülmemiş bir medya ablukası. Tondo’nun uçuş sırasındaki gözlemleri, bu görünmezliğin içindeki hakikati yukarıdan izleme fırsatı sundu.
Yaklaşık 600 metre yükseklikten bile, Gazze’nin değişmiş silueti fark ediliyordu: Mahaller yerle bir, binalar iskelet halinde, yollar delik deşik… Şehrin ortasında ayakta duran neredeyse hiç kimse yok. Ancak güçlü bir kamera lensiyle seçilebilen birkaç insan, hâlâ orada birilerinin yaşadığını gösteriyordu.
Uçağın içinde sessizlik hâkimdi. Savaş, aşağıda; tanıklık, yukarıdaydı.
Gazze’de yaşanan yıkımı dünya kamuoyuna duyuran 230’dan fazla Filistinli gazeteci hayatını kaybetti. Hızla kazılmış mezarlarda yalnızca bedenleri değil, yazamadıkları haberler de gömülü kaldı.
Hayatta kalan sayılı gazetecilerden biri Malak A Tantesh, defalarca yerinden edildi, yakınlarını kaybetti, hâlâ elektrik, su ve yiyeceğe erişimi yok. Yine de yazmaya devam ediyor.
Uçak Nuseyrat Mülteci Kampı’nın üzerinden geçerken, yardım paletleri arka kapaktan bırakıldı. Ürdün Silahlı Kuvvetleri, bu uçuşla birlikte 27 Temmuz’dan bu yana 140 bağımsız, 293 ortaklaşa yapılan yardım operasyonuyla Gazze’ye toplam 325 ton yardım ulaştırıldığını açıkladı. Ancak uzmanlara göre bu miktar, savaşın açtığı yaralar için neredeyse sembolik.
İsrail verilerine göre 104 gün boyunca yapılan hava yardımları, yalnızca dört günlük gıda ihtiyacını karşılayabildi. Üstelik bu yardımlar bazen ölümcül de olabiliyor: Denize düşen yardımları almaya çalışan en az 12 kişi boğularak, üzerlerine yardım paleti düşen 5 kişi ise ezilerek yaşamını yitirdi.
Kayıpların coğrafyası: Bir çocuğun bahçesi, bir doktorun evi, bir kentin mezarı
Deyr el-Belah üzerinde uçarken, Guardian’ın yazısında bir başka çocuğun adı geçiyor: 11 yaşındaki sosyal medya fenomeni Yaqeen Hammad. 22 Mayıs’ta yerinden edilmişlerin yaşadığı kampta küçük bir bahçede çiçeklerini sularken hava saldırısında öldürüldü. Uçak, onun yaşadığı alanın üstünden geçti.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Kısa süre sonra rotada Han Yunus da vardı. Aylar boyunca kuşatma altında kalan şehirde, çocuk doktoru Alaa el-Neccar’ın evi mayıs ayında bombalandı. Kendisi nöbetteyken eşi ve 10 çocuğundan 9’u hayatını kaybetti. Şimdi o evin yeri yalnızca harita üzerinde bir nokta; gökyüzünden bakıldığında ise tanınmaz bir yıkıntı.
Bir şehrin üstünde süzülen soru: Daha ne yıkılabilir?
Gazze’yi yukarıdan izleyen Guardian ekibi, manzaranın yalnızca maddi değil, manevi bir çöküşü de temsil ettiğini vurguladı. Daha küçük bir alana sahip olan Gazze, dört katı büyüklüğündeki Londra’dan bile daha dar bir coğrafyada, modern zamanların en kanlı çatışmalarından birine sahne oldu. Gazze Sağlık Bakanlığı’na gör bugüne kadar 60 binden fazla insan İsrail saldırılarında yaşamını yitirdi. Binlercesi hâlâ enkaz altında.
Uçak Ürdün’e dönmeden önce, son olarak Refah’ın üzerinden geçti. Askerlerden biri güneyi işaret etti: “Orası Refah.”
Refah, son aylarda yardım izdihamlarında yüzlerce kişinin öldüğü, altyapının çöktüğü, sokakların cesetlerle dolduğu yer. 23 Mart’ta, buraya yakın bir bölgede, İsrail ordusunun sağlık çalışanlarını hedef aldığı saldırıda 15 kişi hayatını kaybetti ve bir toplu mezara gömüldü.
Uçak, Amman yakınlarındaki King Abdullah II hava üssüne indiğinde, uçuşa katılan az sayıdaki gazetecinin aklında aynı soru vardı:
Gazze’yi bir daha ne zaman göreceğiz?
Ve daha önemlisi: Zaten harabeye dönmüş bu şehir, daha ne yıkılabilir?
Kaynak: Guardian